Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Eylül '10

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Milli, Eğitim ve Kültür

Milli, Eğitim ve Kültür
 

Saatli Maarif Takvimi


Okullar açılıyor. Yeni bir dönem daha miniklerimiz için heyecan, büyükleri için telaş ile başlamış oluyor. Tertemiz önlükleri ile okullara koşan evlatlarının arkasında yüreği heyecanla çarpan anne babalar okul bahçelerini dolduruyor. Ne mutlu bu günleri görenlere değil mi?
Biraz daha büyükler ise kendinden emin tutuyor okulun yolunu. Zaman tatillerde daha hızlı akıp gidiyor ne de olsa. İşte yılın en tatlı günleri bitiverdi, neler kaldı hafızalarda dersiniz? Kimisi için tatil deniz, kumsal ve güneşi ifade ederken, kimisi için de bağı, bahçeyi ve güneşi ifade ediyor. Bir bakıvermişsiniz tatil biter bitmez kaptığı gibi çantasını, yollanmış okula koşa koşa; haylazı-çalışkanı, zengini-fakiri, büyüğü-küçüğü...
Milli Eğitim... Milli demek ne kadar özel bir anlam veriyor bu bakanlığa değil mi? Zaten hepi topu iki tanecik “milli” bakanlığımız var: Milli Eğitim Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı. Ne ilginçtir ki, ikisi de ülkemizin maddi ve manevi değerlerini koruyan iki önemli görevi yürütmekteler. Biri kültürel mirasımızı bugünün değerleri ile bir arada veren “köklü” eğitim sistemimizi, diğeri ise milli olan her şeyin koruyucusu, “her Türk asker doğar” sözünün arkasındaki güçlü kuruluşu ifade ediyor. Her ikisi de bugünün dünyasına adapte edilmiş halleriyle, göz yaşartıyorlar, oysa ki sadece Milli Eğitim’i bile ele alsak çok ilginç noktalar tespit edebiliriz.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın geçmişine şöylece bakarsanız, 140 yaşında olduğunu görürsünüz hemen. TC’nin kuruluşundan çok öncesine dayanmakta olan bir hikayesi var.
Peki o zamanlar ne olarak anılıyordu dersiniz: Maarif Bakanlığı. Maarif kelime anlamı olarak bilgi ve kültür demek. Yalnızca belirli bir müfredatın uygulanmasından öte, bir kültüre ait bilgi ve terbiyenin verilmesi anlamında Arapça bir kelime. Çok yakın bir tarihe kadar da bu şekilde anılmış.
Burada eğitimin kültürel bir yönü olduğunun altı çizilmeli, çizilmeli ki çocuklarımız için yalnızca sınavlar silsilesi olmaktan çıksın. Asıl ifade etmek istediğim şey şudur; ne ekersek onu biçeceğiz, bu sistemin içinden yetişen bir çocuktan ne bekleyebiliriz ki? İş idaresi her basamakta çözüm üretmeyi gerektirir. Kim yürütecek bu işleri, İthal Müdürler mi gelecek, yoksa uzaktan kumandalı, gelişmiş model mi olacağız?
Şimdilerde gündeme girmeye hazırlanan, NATO gibi, Milli Eğitim unsurlarının da uluslararası birlikteliklerine hazırlanmalıyız. Hazırlanmalıyız diyorum çünkü bunlar filtrelenmeden alındığında bünyeyi zehirler, sonra gençlerimiz de kimliksiz kalır. Zeminimiz ne kadar kuvvetli sizce bu yeni unsurlar için, yoksa şimdiden unuttuk mu o okullarda okutulan gerçek “milli” değerlerimizi?
Milli değerler deyince tabii ki kültür boyutunun bir de ailevi unsurları var. Kesinlikle en temel eğitimi temsil eden de bu kısmı. Uzmanlar bu konularda bir sürü çalışma yapıyorlar, çevirip çevirip sunuyorlar.
Bu konuda neler öğreniyoruz, biz, çocuklarımız, dikkat ediyor musunuz? Biz bu medeni unsurlar ışığı altında güneşleneduralım sözümüz yok, lakin güneş koruyucusunu da sürmeyi unutmayalım ki bir bariyer olsun, DNA’mız yanmasın. Bu konuyu şöyle bir düşünüp söyler misiniz, çocuklarınız oynadıkları bilgisayar oyunlarında öğrendiklerinden mi, Okul'da öğrendiklerinden mi, çevrelerinde gördüklerinden mi, yoksa Televizyon'un öğrettiklerinden mi en çok etkileniyor?
Atatürk’ün ilk öğretmenliği ve ilk vekaleti ile kurulan bu kurumdan daha çok şey bekliyoruz. Beklemeliyiz, çünkü bu sayede millet olarak “fikri hür, vicdanı hür” kalırız.
Herkese başarılı bir yıl dilerim.

 
Toplam blog
: 149
: 652
Kayıt tarihi
: 07.04.10
 
 

Sazsız söze ezgiler diziyoruz, birer birer. "Kim" olduğumuzun belli olmadığı bu dünyada K..