Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ocak '12

 
Kategori
Güncel
 

Milli bayramlarımız bir bir kayboluyor, yasaklar bayramların taşıdığı ruha...

Milli bayramlarımız bir bir kayboluyor, yasaklar bayramların taşıdığı ruha...
 

Liselerde en büyük etkinlikti gençler için 19 Mayıs kutlamalarına katılmak. Mayıs ayında okulların da bitmesine az kalmış, derslerden yorulmuş çocuk bünyeleri için havaların da ısınmaya başlamasıyla sanki dışarıda olmanın sevinci de katılırdı buna. Günlerce bütün sınıflar provalar için okul bahçesinde toplanır, saatler geçip çalışmalar bitiminde dersleri de birazcık asmış olmanın o çocuksu sevinciyle yorgun ama eğlenmiş olarak evlere dönülürdü. 

19 Mayıs sabahı statlarda bütün okullar gösterilerini yaparlar, bayram sevinci içinde gençlerin rengârenk giysileriyle müzik eşliğinde ritmik ve senkronize hareketleriyle oluşan manzaraya bakmaya doyum olmazdı. Tribünlerdeki gençlerin ellerindeki levhaları kaldırdıkça oluşturdukları resimleri, yazıları izlemenin zevki de bambaşkaydı.  Hatırlıyorum da içinde bulunduğum gösterileri,  şişerdik gururdan. Bir nevi okul yarışması gibiydi.

Bir sene folklor oyunları oynamıştık ki folklorun güzelliğini o sene tatmıştım, çeşitli yörelerin oyunlarını öğrenmek, oynamak bambaşka bir zevk olmuştu bana. Folklorun tılsımı içime girmişti ve bir daha da bırakmadı. O tarihlerden beri folklor oyunları ve müziğinden farklı bir zevk alırım.

Ülkede okula giden hiçbir genç yoktur ki 19 Mayıs gösterilerine hiç katılmamış, bu duygularla coşmamış olsun.  

Keza 23 Nisan’larda o çocukların cıvıl cıvıl neşeleriyle rengârenk giysileriyle resmigeçit törenlerinde yaşadığı gurur, sevinç. Öndeki bayrak tutan arkadaşlarının arkasında yine kendi okulundan arkadaşlarından kurulmuş bandolarının marş müzikleri eşliğinde itişe kakışa da olsa yürüme sevinçleri ve ellerindeki bayraklarla oluşan çocuk kalabalığı. Caddelere birikmiş aileler, kendi çocuklarını görmek için yer kapma telaşındaki anne babalar.

29 Ekimlerde bütün okulların yaptıkları törenler, resmigeçitler, fener alayları, askeri bandonun güzel müzikleri marşları eşliğinde toplanan alanlar, kalabalıklar. Bayraklarla taklarla süslenen caddeler, sokaklar, evler.

Yine, 30 Ağustoslarda askerlerin mağrur ifadelerle resmigeçit yapmalarını izlemek için koşulurdu caddelere, alanlara. Askeri okulların bütün hünerlerini döktürdüğü statlardaki gençlerin törenlerini, gözümüz gibi sakındığımız ordumuzun gövde gösterisini içimiz kabararak izler gurur duyardık.

Artık 19 Mayis’taki stat güzellikleri de bitecek demek, tıpkı 30 Ağustos gösterileri, 29 Ekim kutlamaları gibi bu güzelliklere de elveda diyeceğiz, çünkü devlet zevatı statlardaki gösterileri yasaklamış.

Müsteşar Emin Zararsız Milli Eğitim Bakanı adına okullara bir genelge göndermiş ve şöyle demiş. “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinde, yönetmelikte yer almayan senaryo, değişik renk ve nitelikte gösteri ve fon çalışmaları gibi etkinliklere yer verilmemesini, kutlamaların sadece okullarda yapılmasını” istemiş.

Bunu isterken derslerin aksamasını, havaların soğuk olduğunu, öğrencilerin üşüdüğünü, ailelerin istemeden çocuklarını gösterilere yolladığını falan bahane etmiş. Tabii kızların etekleri kısaydı ya hani, spor yapan kızlar mini etekler giyip hem de erkekli kızlı kalabalıkların arasında gösteri yapıyorlardı. Gerçi sonradan uzadı kızların etekleri, dizlerine kadar inen eteklerle ne de çirkin görüntü oluşturuyorlardı.  Toptan kaldıralım bitsin demişlerdir belki de.

Terörün aldığı canlar bahane edilerek 30 Ağustos etkinlikleri, Van depreminin acıları istismar edilerek de Cumhuriyet Bayramı etkinliklerini iptal ettirmişti bugünkü iktidar.

Aslında iktidar; 30 Ağustos’un, 29 Ekim'in, 19 Mayıs’ın törenlerine değil, felsefesine karşı.

Gazi koşusuyla başlamıştı iptaller, ardından diğerleri geldi. 30 Ağustos ve Cumhuriyet Bayramı törenlerinin İptal edilmesine tepki göstermesi beklenenlerden yeterli bir direniş gelmediğini gören iktidar,  aldığı güçle şimdi de 19 Mayıs gösterilerini, statlar derken bir nevi üstü kapalı tümden iptal ediyor.

29 Ekim cumhuriyetimizin kuruluş tarihi olması, 30 Ağustos büyük taarruzun yani kurtuluş savaşımızın zaferle noktalanması, düşmanın yurttan kovulması sebebiyle en büyük milli bayramlarımızdı. 

19 Mayıs ise Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a ayak bastığı ve ulusal kurtuluş savaşımızın başladığı gündür. Aynı zamanda “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı”mızdır. Bu tarih, ülkemizde 19 Mayıs 1981 yılından başlayarak “Atatürk’ü anma günü”  olarak kutlanmaya başlanmıştır. Mustafa Kemal bu günün önemini “ben 19 Mayıs’ta doğdum ” diyerek belirtmiştir.19 Mayıs bir yandan Ulusal Kurtuluş Savaşımız’ın başlangıcı, öte yandan ülkemizin kurtarıcısı, devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün yıldönümü olarak törenlerle kutlanır.(idi)

Bütün milli bayramlarımız cumhuriyet felsefesini yaşatıyordu. Bir ruhu vardı ayrı ayrı hepsinin. Yavaş yavaş kaybolan milli bayramlarımız değil, bence bu felsefedir. Kaybolan ruhun yerine ne dolacak hep beraber göreceğiz.

Şükran Demirtaş

 
Toplam blog
: 249
: 3042
Kayıt tarihi
: 19.03.11
 
 

Doğup büyüdüğüm şehirde, İstanbul'da yaşıyorum. Emekliyim. Gezmeyi, görmeyi, keşfetmeyi sevdiğim ..