Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

AYFER AYTAÇ GAZETECİ YAZAR

http://blog.milliyet.com.tr/ayferaytac

25 Ekim '18

 
Kategori
Güncel
 

Milli Eğitim'de Yeniliğe Eğilim

Milli Eğitim'de Yeniliğe Eğilim
 

Eğitim Görmek Dünyaya gelen Her Çocuğun Hakkıdır.


Türkiye’de ilk defa bir bakan Milli Eğitimin 2023 senesine kadar tamamen yenileneceğinden söz etti. Gazeteler haberi "Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk,  vizyon belgesini açıkladı" diye duyurdu. Çocuklarım okul çağlarını geride bırakmalarına rağmen, bu habere en çok sevinenlerdenim.
Sayın bakandan beklentimiz söylediklerinin lafta kalmaması, eğitime cidden bir çeki düzen getirmesi, alacağı radikal kararlarla Milli Eğitimi yenilemesidir.
 
Adı üzerinde Milli Eğitim diyoruz. Yani temel eğitim ve Milletimize uygun eğitim demek. Lakin biz Fransa'nın bundan tam 40- 50 yıl önce terk ettiği eğitim sistemini almışız, bizim milli sistemimiz haline getirmişiz, sonrasında da yürütmeyi beceremeyenlere verilen yetkilerle, amacının dışına eğilim göstermesine seyirci kalmışız.
 
Geçmişte okullarımız da uzman kadrolar vardı. Yaşıyla, başıyla deneyimli hocalar bir sınıf dolusu (60-65) öğrenciyle detaylı ilgilenirdi. İlkokullardan itibaren öğrenciler her derste köklü eğitim alırlardı. O zamanki talebeler şimdinin öğrencilerinden daha bilgiliydiler. Fakir ve zengin öğrenci aynı okulda, aynı seviyede tutularak, aynı özen ve önemle eğitime tabi tutulurdu. 
Fransız sistemi denilen paralı eğitim verilen yerler açıldı. Dershaneler türetildi. Bunlar çoğaldıkça, okullardaki uzman kadrolar dershanelere kaydırıldı. Paralı öğrenciye, öğretmenini seçme hakkı tanındı. Dershaneye gidemeyenlere ders veren öğretmenlerde “nasılsa dershanelere gidiliyor artık” diyerek, çocuğa gerektiği şekilde eğitim vermeyi önemsemedi. 
 
Şimdi bakın bütün orta dereceli okullarda okuyan çocuklarımız kendini yetersiz bularak, hâlâ dershaneye gitmeyi tercih ediyor. Evde gizli eğitim veren özel hocalara avuç dolusu paralar ödüyor. Misal: "Benim dip komşum karı koca öğretmenler. Haftanın iki üç günü devlet okullarında ders veriyorlar. Diğer günler, yeni adlarıyla "Etüt Merkezi"nde bir dolu parayla öğrenci eğitiyorlar. Akşamları da evlerine  zengin çocukları ders  öğrenmeye geliyorlar." Devletten saklı gizli bunlar yapılıyor maalesef. Neden? Çünkü devlet önceden yüz vermiş, paraya meyilli hocalarda astarını fazlasıyla istemiş.
 
Onca okul varken, değişik adlarla pek çok dershanenin açılması nedendir? Okullarda gerektiği gibi eğitim verilmediğindendir? 
Çocuğunu dershaneye göndermek için kredi çeken, dershane sahibine senet, çek imzalayan öğrenci velilerinin sayıları hiç de az değildir. 
“Bir kuruluşu kalkındıracağız, rantçıları kollayacağız” diyerek okulları köreltmeye kimselerin hakkı yoktur. Bu ‘paralı eğitim’ eğilimini yeni bakanımız bir an önce, devlet okullarına yeni düzenlemeler getirerek düzeltmelidir. Parası olan çocuk dershaneye giderek okuyabiliyor, üniversite sınavlarında, KPS sınavlarında başarı elde ediyor da, parası olmadığı için dershaneye gidemeyen çocuklar neden okuyamıyor?
 “Neden başarı, dershaneye gitmekle şartlandırılıyor? Dershaneye gidemeyenin eğitim geleceği olmaz” a bağlanıyor? 
Bu hak kimler tarafından ‘fakir ama zeki’ çocukların elinden alınmıştır? Bunun bir sorgulanmadan geçirilmesi gerekmektedir. 
 
Kısaca “Türkiye’de parası olan okur, parası olmayan kaderine razı olur” felsefesi, artık geçerliliğini kaybetmelidir. Okumak, eğitim görmek dünyaya gelen her çocuğun hakkıdır.  Türk Milli Eğitiminin temel ilkeleri derki: İnsanlar arasında genellik ve eşitlik sağlanmalıdır.  Ferdin ve toplumun ihtiyaçları, öğrenciyi yeteneğine göre yöneltme, herkese eğitim hakkı, fırsat ve imkân eşitliği, okumada sürekliliğe özendirme şeklinde olmalıdır. Türk nesline yurt severliği öğretme, demokrasi eğitimi verme; bilimsellik, planlılık, karma eğitim, okul ve ailenin iş birliği ve her yerde eğitim sağlanmalıdır. Bu saydıklarımızın kaçı gerektiği gibi yapılıyor, merak ediyoruz.
 
Avrupa devletleri kaportacısından, aşçısına, bisiklet tamircisinden, karpuz satıcısına kadar neredeyse her meslek erbabına okul imkânı sunmuş, meslek öğrenmek isteyenlere de eğitimli olmalarını zorunlu kılmıştır. Bunu yaparken, paralı parasız ayırımı yapmamışlar. Başta dershaneleri eğitim sisteminden kaldırmışlar. Devlet her çocuğa eğitim kolaylığı tanımış. Parası olmayanın giderlerini devlet üstlenmiş. Öğretmen seçimleri paraya endekslenmemiş. Branşa göre uzman öğretmenler her okula yerleştirilmiş. Çocukların eğitimine ailesinin cüzdanına göre değil, çocuğun zekâsına göre yön verilmiş. Biz ne zaman sosyal bir devlet konumuna geleceğiz, çok merak ediyorum. 
 
 
Ayfer AYTAÇ - ayferaytac.com
 
 
Toplam blog
: 622
: 205
Kayıt tarihi
: 08.12.14
 
 

Gazeteci-yazar ..