Milli eğitimsizlik

Sizlere Gölhisarlı şair OsmanAkkoç'un `Bir DesteGül' adlı şiir kitabını tanıtacağım.

Uydur kaydır bir kitap değil bu dikkatinizi çekiyorum(!)

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesindeki değerlendirme komisyonundan geçen bu kitap Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bandrolünü taşıyor.

2007- 2008 eğitim öğretim yılında ilçedeki ilköğretim okulları ve liselerdeki öğrencilere satılmış.

"Kitabın tüm yasal hakları Gölhisar İlçe Milli EğitimMüdürlüğü'ne aittir" ifadesi de bulunuyor.

Ayrıca kitabın önsözünde Gölhisar eski Kaymakamı, İlçe Milli Eğitim Müdürü ve Gölhisar Belediye Başkanı'nın kitap ve yazar hakkında övgü dolu yazıları bulunuyor.

Daha ne olsun.

Bundan iyisi Şam'da kayısı...

Şimdi buradan tanıtım amaçlı iki de şiir örneklemesi yaptık mı, işlem tamam.
Şair Osman oldu sana, Orhan Veli...

Eğitim-İşBurdur Şube Başkanı, "Biz Gölhisar'da yapmış olduğumuz incelemelerde ve velilerden gelen haberlerden sonra kitabı okuma fırsatı bulduk.

Kitapta, ilköğretim öğrencisinin okumaması gereken cümlelerin geçtiğine şahit olduk.

Kitapta cinsellik ve erotizmi çağrıştıran ifadeler yer almaktadır.

En kısa zamanda İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bu yanlıştan dönerek kitabın toplatılmasını ve kamuoyundan özür dilemesini bekliyoruz." diyor.

Ben de şiirleri okuduktan sonra bir iki cümle kurmaya çalışacağım.

İşte, OsmanAkkoç (Şair)'un ilköğretim ve liselere uygun olduğu tescillenmiş kitabından iki şiir:

BÖYLE GÜZEL GÖRMEDİM

O yanaklar, dudaklar, bir yaylanın çeşmesi.

Göğüslerin üstünden, ne hoş olur içmesi.

Bir yiğidin bunlardan, mümkün mü vazgeçmesi?

Böyle yanak, bir dudak, ömür boyu görmedim.

O gerdan yaylasını, omuzlar çevrelemiş.

Her yiğit sevememiş, aşkını ertelemiş.

Göğüslerin uçları, bir tülle örtülenmiş.

Böyle göğüs ve omuz, ömrüm boyu görmedim.

DİBEK

Bir gecenin sonunda yaş gününü kutlarım.

Ne kadar bekletse de, mutludur umutlarım.

O gerdan yaylasında, gezinir de otlarım

Çözülmüş düğmeleri, göğüsleri dağ olmuş.

İki göğsün arası, sanki kahve dibeği.

Kıpır kıpır ediyor, mis kokuyor göbeği.

İki saat görüştük, sessiz kaldık epiyi.

İlk önce sakin idi, sevdikçe bir hal oldu.

Sarıldık alt üst olduk, seviştik ve sevindik.

Bunca yıllardan sonra, konulara değindik.

Elli yılın sonunda, bir damat, bir gelindik.

Yarım asırlık zaman, aşkımıza mal olmuş.

Ey! Milli Eğitim'in her kademesi;

Eğitimde böyle mi çağ atlıyorsunuz, çağ atladığınızı zannediyorsunuz?

Sayın Çubukçu, televizyonlardaki dizilere, dizi oyuncularına kafa yoracağınıza alın size konu, buna kafa yorun.

Bırakın ahkam kesmeyi de işinize bakın...