Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '11

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Milli gelirden en yüksek ve düşük payı alanlar...

Milli gelirden en yüksek ve düşük payı alanlar...
 

24 Ocak 1980 kararları ile ekonomide başladığımız çağ atlama(!), ülkemizi ve halkımızı bu günlere getirdi. 

Neydi 24 Ocak kararlarının özü? Serbest piyasa ekonomisine geçip, ülkenin tabi zenginliklerini, küresel kapitalistlere açarak ülkeyi kalkındırmak! 

O günden bu güne ülkemizde ne değişti? 

Gözle görülecek şekilde, gelir dağılımındaki adaletsizlik kat be kat arttı… 

Yoksulluk giderek arttı ve geniş halk kitlelerinin kaderi haline geldi… 

Ülkenin zenginleri gittikçe daha da zenginleşti… 

Cumhuriyetin kazanımları bir bir yandaşlara veya işbirlikçi kapitalistlere satıldı… 

Ülkede kişi başına düşen milli gelir, gelir hesaplama ve paylaştırma yöntemlerinde yapılan değişikliklerle, bir gecede ikiye katlandı! 

Gelelim asıl konumuz olan gelir dağılımımıza; 

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) araştırmasına göre, 2009 yılında Türkiye'de gelir dağılımındaki eşitsizlik 0, 01 puan artış göstermiş. 

Gelir dağılımı eşitsizlik ölçütlerinden ‘gini’ katsayısı bir önceki yıla göre 0, 01 puan artışla 0, 415 olarak tahmin edilmiş. En yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasındaki gelir farkı, 8, 5 kata çıkmış. 

Göreli yoksulluk hesaplamasında da eşdeğer hane halkı kullanılabilir gelirlerine göre nüfusun yüzde 17, 1'i yoksulluk sınırının altında kalıyormuş. 

Araştırma verilerine göre, 2009 yılında, 70 milyon 542 olarak belirlenen kurumsal olmayan nüfusun (Kurumsal olmayan sivil nüfus, kurumsal yerlerde değil, hanelerde ikamet eden nüfus anlamına geliyor. Başka bir deyişle, okul, yurt, otel, çocuk yuvası, huzurevi, özel nitelikteki hastane, hapishane, kışla ya da orduevinde ikamet edenler dışında kalan nüfusu ifade ediyor) yüzde 60, 5'i ''iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek'' yiyemiyormuş. Yüzde 37, 8'i ''evin ısınma ihtiyacını yeterince'' karşılayamıyormuş. Yüzde 43, 9'u ise ''yeni giysiler'' alamıyormuş. 

Araştırma verilerine göre, eşdeğer hane halkı kullanılabilir gelirlere göre oluşturulan yüzde 20'lik gruplarda, en yüksek gelire sahip son gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay yüzde 47, 6, en düşük gelire sahip ilk gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay ise yüzde 5, 6 ! 

''Eşdeğer hane halkı kullanılabilir gelir dağılımı''nda bireysel refah ön plana çıkıyor. Dolayısıyla hesaplamalarda hane halkının toplam geliri kadar hane içindeki fert sayısı da önem taşıyor. Hane halkının toplam kullanılabilir geliri, hanedeki fert sayısı dikkate alınarak bireysel gelire dönüştürülüyor. Doğru karşılaştırma için de eşdeğerlik ölçeği kullanılarak her bir hane halkı bütünlüğünün, kaç yetişkine eşdeğer olduğu tespit ediliyor. 

Buna göre; ülkemizde yaşayan her 10 kişiden 6'sı yoksulluk riski altında. 

Gelirler küçükten büyüğe sıralandığında ortaya düşen değer, medyan geliri gösteriyor. Medyan gelirin yüzde 50'si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre nüfusun yüzde 17, 1'i yoksulluk sınırının altında. 

Oysa bu oran, bir önceki yıl, yüzde 16, 7 düzeyindeydi. 

Ülkemizde en düşük ortalamaya sahip bölge Güneydoğu Anadolu 

Türkiye'de hane halkı başına düşen ortalama yıllık kullanılabilir gelir, 2009 yılında 21 bin 293 YTL (o tarihte YTL kullanımda bulunuyordu) olarak hesaplanmış. Ortalama yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir gelir ise 9 bin 396 YTL olmuş. 

İstanbul Bölgesi 12 bin 795 YTL ile ortalama yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir geliri en yüksek olan bölge, bunu, 11 bin 501 YTL ortalama gelir ile Batı Anadolu Bölgesi izliyor. En düşük ortalamaya sahip bölge ise 4 bin 655 YTL ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi. 

Bu detayların daha derinine inecek olursak, milli gelirden en yüksek payı alan yüzde 10’luk kesim, milli gelir’in yüzde 32 sini, en düşük payı alan yüzde 10’luk kesim yüzde 2, 1’ini alıyor. 

Yoksulla zengin arasındaki yüzdelik dilim küçüldükçe, gelir dağılımındaki adaletsizlik kendisini daha belirgin olarak gösteriyor. Makas 15 kata kadar çıkıyor. 

İşte yaratılan ekonomik mucize ve devletin verileri! 

Bu veriler ışığında, ekonomik mucizenin yaratıcıları bu halktan hala yüzde 50 oy bekliyorsa, bir an önce bu beklentilerini tekrar gözden geçirerek, beklentilerini daha yukarı çeksinler! 

Zenginin malı züğürdün çenesini yorar misali, ülkemizde dolar milyarderleri arttıkça, buna çanak tutan iktidar partisinin oyu da artıyor! 

Ülkenin zenginliğini paylaşanlar günlerini gün ederken, iktidarın oy beklediği kesim, resmi verilere göre 13 milyon civarındaki yoksullar ve bir o kadar ki gizli yoksullar, iktidar partisine oy vermeye koşuyor! 

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..