Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '17

 
Kategori
Futbol
 

Milli Med Cezir

13 Ekim 2016’da rakip İzlanda’ydı. İlk maçta onlara yenilmiş hatta bazılarımız “İzlanda topu elleriyle bizim kalemize götürse üç defa götürür” derken tam da 3-0 kaybetmiştik. O zaman da gruplara çok kötü başlamış ama hem grup maçlarının hem de İzlanda maçının sonlarındaki gayret ve şansımızla Avrupa Şampiyonası’nın son treninin son vagona atabilmiştik kendimizi; sonrasında gittiğimize pişman olduğumuz Avrupa Şampiyonası’nın…

O maçının üzerinden hemen hemen tam iki sene geçerken çok benzer koşullarda ve yine ilk maçta yenildiğimiz İzlanda’yı, yine kendi sahamızda ağırlıyoruz.

Bu işin birazı tesadüf sınırlarının içinde ama birazı da o sınırları zorluyor. Tesadüfî olan taraf yine İzlanda’ya karşılaşıyoruz, rastlantı sınırlarına sığmayan taraf ise yine işimizi son ana bıraktık.  

Yarın kuzeylileri yine yenersek muhtemelen yine katılabileceğiz turnuvaya ama ya yine pişman olursak? Öyle ya, eğer senaryonun ilk kısmı aynı olursa, sonu da pekâlâ aynı olabilir.

Dikkat edilirse Milli Takım ile konuşulurken hem bir bilinmezlik hakim sözlere ve kelimeler dilek şart kipleri ile hiç olmadıkları kadar haşır neşir; milliler iyi bir gününde olursa, yeterince istersek vs. Çünkü hiçbirimizin Milli Takım’ın nasıl bir doksan dakika çıkaracağı hakkında rasyonel bir tahmini yok. Cuma akşamı deplasmandaki Ukrayna maçındaki gibi mi oynayacağız yoksa son Hırvatistan maçındaki gibi mi? Şarkıda söylendiği gibi “bu kadar ge lgit denizlerde olur” ama bizim Milli Takım’ın yıllardır bir düzeni, sistemi olmadığı gelgit seviyesi çok yüksek ve performans makası çok açık.

Luçesku’nun cezası

Luçeşku’nun Ukrayna maçında hakeme cep telefonundan pozisyon göstermeye çalışması büyük saçmalıktı ve doğal olarak cezalandırıldı. Milli Takım’ın başına “bizi toparlaması” için getirilen teknik adamın böyle bir davranış sergilemesi düşündürücü.

Tayfur Havutçu

Düşündürücü olan bir diğer konu da Tayfur Havutçu’nun o gün takımın başında olacak olması. Tayfur Hoca’nın hangi meziyetlerle Luçesku’nun yardımcısı olduğunu düşünüyorum ama aklıma bir şey gelmiyor.  2016 Avrupa Şampiyonası’na, sınava girecek öğrencinin yanında akrabalarının da bulunması gibi eski futbolcuları götürmüştük, bugün de Luçesku’nun yardımcılığını, kuvvetle muhtemel kendisinin seçmediği ve bana kalırsa o görev için herhangi bir üstün özelliği olmayan Havutçu yapıyor.

Tüm bunlar düşünüldüğünde çıkan sonuç: işin tesadüf olmayan tarafı tesadüfî yanından daha büyük.

can.nizamoglu@gmail.com

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..