Milli Merkez kuruldu

Yurdun dört bir yanından binlerce gönüllü insan bölünme anayasasının hayata geçirilmeye çalışıldığı şu günlerde Ankara’da buluşarak ulusal egemenliğin hayata geçirildiği gün olan 23 Nisan’da Milli Merkez’i ilan etti.

Sağdan sola Atatürk’te birleşen binlerce insanı bünyesinde barındıran 'Milli Merkez' in, iktidar sahiplerince yasaklanmaya çalışılan milli bayramlarımızdan biri olan ve ulusal egemenliğin bağımsızlığın önemine vurgu yapması yanında, çocuklara armağan edilmesi bakımından dünyada bir ilk olan '23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda ilan edilmiş bilinçli bir seçimin güne yansımasıydı.

Yıllardır bütün değerlerine saldırılan, Ulusal Egemenliğine ve Bağımsızlığına gölge düşürülen Türkiye Cumhuriyeti’nin, bayramlarına, bayrağına, özgürlüğüne ve bağımsızlığına bağlı, Cumhuriyet değerleri ile barışık, onu korumaya ve kollamaya and içmiş binlerce pırıl pırıl insanı, bayraklarını da alıp bu tarihi günde ben de oradaydım demek için Ankara’ya aktı. Ankara’ya akması için birden fazla nedeni, gerekçesi vardı.

Çünkü iktidarı ele geçiren muktedir sahiplerince bütün değerlerine saldırılmış, kişilik hakları yok sayılmış, maddi ve manevi binlerce saldırıya ve hak kaybına uğramış, bayramları ve bayrakları yasaklanmış, binlerce kişinin katili, elebaşı, terörist başı ile elense tokat bir ilişkiye girilmişti.

*Oradalardı çünkü bu ülkeyi çok seviyorlardı.

*Oradalardı çünkü arsıza, hırsıza, uyuşturucu tacirine, teröriste, katile cevaz verenler, asıl suçluyu bırakıp kendilerine saldırmaya başlamıştı.

*Oradalardı çünkü seçip kendilerini temsil etsin diye meclise gönderdikleri vekillerin soru önergelerini dahi dikkate alan, dinleyen, cevap veren yoktu.

*Oradalardı çünkü 93 yıl önce denize döktükleri zihniyet geri gelmiş, devletin başına çöreklenmişti.

*Oradalardı çünkü kini nefreti kıble edinenler hayatı kendilerine zindan ediyor, o da yetmiyor zindana tıkıyorlardı.

*Oradalardı çünkü azılı teröristlerle hemhal olup yurtseverleri zindanlara a tıkan zihniyet, freni patlamış kamyon gibiydi. Ne zaman nerede duracağı, nereye toslayacağı belli değildi. Kanları, kinleri ve öfkeleri bitecek gibi değildi. Soludukları havayı kirletiyor, sahip oldukları toprakları yağmalıyor, insanları yıllardır yaşadığı yerlerinden yurtlarından, umutlarından ediyorlardı.

*Oradalardı çünkü iradeyi ele almalarının vakti çoktan gelmiş geçiyordu. Ve iradeyi ele almaya kararlılardı. Bu kararlarını açıkladılar, ikrar ve yemin ettiler.

Çünkü bu vatan, bu hava, bu su, bu topraklar, başta Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, uğruna binlerce şehit vermiş atalarından onlara emanetti. Dün ve bugün düşmanla işbirliği içerisinde olan vatan hainleri ergeç layıklarını bulacaktı.

23 Nisan 2013 günü Ankara’da toplanan ve 20 bin yurttaşın katılımıyla gerçekleşen bu kurultayda bir de sonuç bildirgesi yayınlandı. İşte oy birliği ile kabul edilen o bildiriden bazı ana başlıklar:

“Bağımsızlık ve milli egemenlikten vazgeçilemez, ilk 4 madde tartışılamaz”

“Türkiye Cumhuriyeti’nin simgesi (TC), devletin dili Türkçedir. Başkenti Ankara’dır.”

“Vatan bir bütündür. Sınırları, Lozan Anlaşması ile çizilen Milli Misak sınırlarıdır. Azaltılamaz, çoğaltılamaz.”

“Anayasanın ilk dört maddesi, 174. maddesi, Türkçe dili, Türk milleti, laiklik kavramları tartışılamaz.”

“Bütün Türk vatandaşları her alanda ve her bölgede hür ve eşittir. Din, mezhep, inanç, köken, siyasi ve ekonomik ayrımcılık anayasada, herhangi bir yasada yer alamaz.”

Kurultayda ayrıca son dönemlerde peydah olunan sahte barış söylemine karşı olunduğu belirtilerek,

“Mecliste, içtüzük hükümleri ihdas ederek kurulan araştırma komisyonu ile terör örgütüne güvence verildiğini, böylece kuvvetler ayrılığı yaptırımının çiğnendiğini bilen, izleyen ve farkında olan, ifade eden, yurdumuzun dört bir köşesinden bu kurultaya koşarak katılan yurtseverler Türk milletini göreve çağırmaktadır” denildi.