Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '16

 
Kategori
Tarih
 

Milli mücadele eksik anlatıldı. Yunanlılar işgal için Anadolu’ya çıkarılmadılar (5)

Milli mücadele eksik anlatıldı. Yunanlılar işgal için Anadolu’ya çıkarılmadılar (5)
 

Milli Mücadele öncelikle halkın gayreti ile kazanılmıştır.


Mustafa Kemal Ankara’ya geldiği zaman, eski Meclis binası Fransızların karargâhıydı. Mustafa Kemal ve kafilesinin bina önünden geçişini, duvar üstünde oturmuş Fransız askerleri ayaklarını sallayarak izliyordu. (1)

...

Milli Mücadele’yi, öncesi, anı ve sonrasını detayları ile anlatmak, ihtimaldir ki, otuz ciltlik bir yayını gerektirecektir.

Yaşananları bir amatör gözüyle, bir “blog” anlayışı ile aktarmak, bizim ne yeteneklerimizin ne de haddimizin içerisindedir.

Yazdıklarımız ve aktardıklarımızla sağlamaya çalıştığımız; okuyanların kafasında bir “şüphe” uyandırabilmek, “Acaba!” dedirtebilmektir.

-“İlmin ilk şartı şüphedir”.

Bu doğrultuda: yazılarımız, birbirinden konu itibariyle “dağınık!” olmasa da, konuların takibi açısından “dağınık” olmaları mazur görülmelidir.

Bunlara şunu ilave edebiliriz: güçlü kaynaklara, belgelere sahip olmayan “iddia”lar, tarafımızdan rağbet görmemektedir.

Yunanların Anadolu’ya çıkarılması, sonucu belli taktik bir olaydır. Stratejik sonuç ise, Yunanların Anadolu’yu terk etmesiyle meydana gelmiş yeni oluşumdur. Büyük güçler, bu oluşumu elde edebilmek için Yunanların Anadolu’ya çıkartılması ile senaryoyu başlatmış oldular.

İstanbul başta olmak üzere, Samsun, Erzurum, Ankara gibi büyük kentler o dönem Mustafa Kemal Samsun’a çıktığında Samsun İngiliz işgali altındaydı. Mustafa Kemal’i Sivas’tan Ankara’ya getiren otomobilin benzinini Sivas’taki Amerikan Mektebi vermiştir, isteselerdi, bayraklarını anılan şehirlerin kalelerine çekebilirlerdi.

Mustafa Kemal Ankara’ya geldiği zaman, eski Meclis binası Fransızların karargâhıydı.

Mustafa Kemal ve kafilesinin bina önünden geçişini, duvar üstünde oturmuş Fransız askerleri ayaklarını sallayarak izliyordu.

O devrin en büyük gücü olan İngilizler, Anadolu’da hiçbir askeri harekâta katılmamıştır. Büyük kentler ingiltere’nin işgali altında bulunduğuna göre, bu kentlerdeki gelişmeleri ve oluşumları, planın uygulama evreleri olarak algılamak gerekir, İstanbul’daki Harbiye Bakanlığı binası da bu güçlerin elindeydi.

Başka türlüsünü düşünmek mümkün değildir, istemedikleri oluşumlara izin vermezlerdi. Anadolu’ya silah ve mühimmat kaçırılması olayını da bu açıdan ele alacağız, işgal kuvvetlerinin emrindeki depoların kapılarının, Anadolu’ya malzeme gönderilmesi için bizzat kendileri tarafından açılmış olduğu bilinen gerçeklerdendir. “Gizlilik” senaryo gereğidir. (2)

Mustafa Kemal Paşa’nın tayininin ve kendisine tanınan yetkilerin, Ordu Müfettişi Cemal Paşa tarafından hoş karşılanmamış olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü o, 29 Mayıs’ta bir yazı ile Mustafa Kemal Paşa’ya bu yetkilerin neden verildiğini sormuştu.

Bu yazı şu cümleleri de kapsamakta idi:

“…9. Ordu Müfettişliği’ne olağanüstü yetkiler verilmesindeki mânâ ve ve lüzumu bir türlü anlayamadım. Aziz vatanımızın içinde bulunduğu görülmedik acıklı haller ile bu ayrı ve üstün tutma arasında bir nisbet kuramadım… Bu ikiliği gerektiren sebeplerin tarafıma süratle bildirilmesini önemle rica ederim.”

Sadrazam bu yazıya aşağıdaki cevabı vermiştir:

Paşam! Efendiyi (M.K.) siz benden iyi bilirsiniz- Filistin bozgunu sırasında beliren bütün tarihî sorumluluktan kendi isteği ve meydana getirdiği durum dolayısıyla bizzat yüklenen adı geçenin iddialariyle gerçek ve sonuç arasında bir yakınlık görülememişti. Bu defa Zat-ı Şâhâne ile ve sadece bir umut ve deneme niteliğinde olarak Zât-ı Hazret-i Padişahî’nin kendi nüfuzu ve kesin isteği ile, sizi haklı olarak üzüntüye sevk eden bu durum ortaya çıkmış bulunmaktadır. Hepimizin ortak malı bulunan aziz vatanımızın esenlik ve geleceği adına bir süre için keyfiyeti hoşgörü ile karşılamalarını ve sonuca intizaren eskisi gibi gayret ve çalışmalarını esirgememelerin, gerçekliği herkesçe kabul edilmiş olan yüksek vatanseverlik ve değerli varlığınızdan rica eder, gözlerinizden öperim. “ (3)

1919’da başlayan Yunan istilası, temeli 1908’de atılmış olan ve Reval mülakatında Rusya ile İngiltere arasında kararlaştırılan şartların devamı ve tatbikiydi. (4)

Demek daha işin başında “Anadolu’nun bölünmemesi” esas kabul edilmişti.

O halde Yunanları Anadolu’ya niçin çıkartmışlardı? Sonraki sahifelerde bu sorunun yanıtının “stratejik amaç” olduğu açıklanacak. İngilizler açısından bu stratejik amacın ana hatları şöyleydi:

Petrol sahaları (Mezopotamya ve Kafkasya) üzerindeki egemenlik sağlandıktan sonra, Hintli Müslümanların taleplerinin etkisizleştirilmesi; Halifenin ve halifeliğin kaldırılması; diğer Müttefik ülkelere Osmanlı mirasından pay vermemek için Anadolu’nun toprak bütünlüğünün korunması; “düşman Batı” ile savaşıldığı havası yaratılarak, Hintli Müslümanları Ankara’nın destekleyicisi durumuna sokmak suretiyle Ankara’nın tek muhatap olarak dünyaya sunulması. (5)

Mustafa Kemal, 20. Kolordu ile Ankara’ya varmış olan Ali Fuat’tan bir telgraf aldı. Rauf Bey’in Güneybatı Anadolu’daki gezisinden döndüğünü bildiriyor ve iki karargâh arasında bir yerde buluşmayı teklif ediyordu. Mustafa Kemal, benzin azlığından dolayı Havza bölgesinden ayrılmayacağını bildirdi ve onların Havza’ya gelmelerini istedi. Ali Fuat ile Rauf, at arabasıyla, kabil olduğu kadar az mola vererek, altı günlük bir yolculuktan sonra Havza’ya geldiler. Sonra Mustafa Kemal’le birlikte Amasya’ya geçtiler. (6)

Dört arkadaş şimdi Amasya’da bir “Bağımsızlık Bildirisi” kaleme almak için buluşmuşlardı. Refet Bey ertesi gün kendilerine katılacaktı. Gelişlerini Kâzım Karabekir Paşa’ya telgrafla bildirdiler. (7)

Bütün vilayetlere bir genelge göndererek murahhasların Sivas’a gelmelerini bildirdiler. Erzurum toplantısı, aslında Mustafa Kemal daha Anadolu’ya gelmeden önce Kâzım Karabekir Paşa tarafından düzenlenmişti (8)

Haziran 1919’da Amiral Calthorpe’un Lord Curzon’a gönderdiği raporda bu hususta aşağıdaki mütalaalar vardır: “..Bazı ordu subaylarının Yunanlara karşı mukavemet teşkilâtlandırmak üzere İstanbul’dan ayrıldığını kesin olarak öğrendim. Bu akım o kadar tabiî ve umumî görünüyor ki bunu durdurmaya çalışmak faydasızdır.. “(9)

Dört arkadaş, tarihî bir anlaşmaya varmış oldular.

İmzadan sonra, anlaşma metnini Kâzım Karabekir Paşa’ya ve Konya’da Ordu Komutanı olarak bulunan Mersinli Cemal Paşa’ya tellediler, ikisi de verdikleri cevaplarda bunu onayladıklarını bildiriyorlardı. (10)

1 Haziran 1919’da Damat Ferit Paşa hükümeti, gazetelere bir tebliğ göndererek Türk halkının Yunanlara karşı takındığı tavrı tabiî karşıladığını, halkın duygularına hükümetin de katıldığını bildirmiş ve “itilaf devletleri Katında gerekli teşebbüsleri yapmakta olduğunu”, ayrıca Paris Barış Konferansı katında da “işgal keyfiyetini reddettirmek için” çalışacağını açıklamıştı.’ (11)

Bu sözlerden de anlaşıldığına göre hükümet, Anadolu’da başlamış olan mücadeleyi tamamiyle tasvip ediyordu. 15 Haziran 1919’da Harbiye Nezâreti’nin Sadaret makamına gönderdiği bir yazı, bunun daha açık bir deliliydi. Harbiye Nezareti bu yazısında, “Yunan işgallerini millî kuvvetlerimizle karşılamaklığımız icab eder ki arkadan gelen kuşaklara karşı sorumlu kalmayalım,” diyordu.  (12)

 

Devam edecek…

-İzmir’i kimler kurtardı

www.canmehmet.com

Resim: Web ortamından alınmıştır.

Kaynak:

(1)Osmanlının Tasfiyesi, Cengiz Yazoğlu

(2) A.g.e.

(3) Selahattin Tansel, Mondros’tan Mudanya’ya, s.236; Büyük Cihad Dergisi, Sayı 21,3 Ağustos 1951.

(4)Cemal Kutay, Malta, Siyasî Mahkûmlar Adası, s. 123

(5) Osmanlının Tasfiyesi, Sahife:437

(6) Lord Kinross , s.269.

(7) A.g.e. Sahife:271.

(8) A.g.e. Sahife:271.

(9) Selahattin Tansel, Mondros’tan Mudanya’ya, s.231; A. Selâhi Sonyel, 1919 Yılı İngiliz Belgelerinin Işığında Mustafa Kemal ve Milli Mukavemet, Türk Kültürü, Sayı:85, s.36.

(10) Osmanlının Tasfiyesi

(11) Selahattin Tansel, Mondros’tan Mudanya’ya, s.290; Ömer Sami Coşar, İstiklal Harbi Gazetesi, No: 17. (Osmanlının Tasfiyesi.  Sahife:.438)

(12) Tansel, Mondros’tan Mudanya’ya, s.290; Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, sayı 4. Belge 84. (2’den, 12’ye, dip Notlar, “Osmanlının Tasfiyesi”ne aittir.)

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..