Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sonsuzluk (Osman Özeker)

http://blog.milliyet.com.tr/yasev

10 Aralık '11

 
Kategori
Kültürler
 

Milli Mücadele ve Atatürk döneminde kahvehaneler

Milli Mücadele ve Atatürk döneminde kahvehaneler
 

Türk İslam tarihinde ve kültüründe kahvehanelerin yeri ve önemi büyüktür.

Kahvehane ismi kahve bitkisinin bulunması ve bu bitkinin içecek olarak içilmeye başlanmasıyla ortaya çıkmış, yıllar içersinde bu yerler birer kültür, haberleşme ve önemli kararların alındığı mekânlar olarak toplum hayatında yerini almıştır. Kahve bitkisi ilk kez 15. YY. da Arabistan’da yetiştirilmeye başlanmış, kahve içme alışkanlığı bu bölgede yerleşmiştir.

Kahve içme alışkanlığı 16- 17 YY. da Avrupa ülkelerine yayılmıştır. Osmanlı ise ilk kahve ile Habeşistan Valisi Özdemir Paşa vasıtasıyla tanımış, ilk kahvehane de 1554 yılında Tahtakale’de açılarak Türk halkı ile tanışmıştır. Osmanlı döneminde halk tarafından benimsenen kahvehaneler çoğalarak gelişmiş, zaman zaman yasaklamalarla karşılaşılmasına rağmen, kahvehanelerin toplum tarafından kabul görmesi ve ilginin artması nedeniyle ayakta kalmayı başarmıştır. 16 YY. dan itibaren Osmanlı sosyal hayatına giren kahvehaneler, Tanzimat, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde yaşanan sosyal değişim ve batılılaşma süreçlerinde aktif mekanlar olarak yer almıştır.

Kahvehaneler bünyesinde eleştiri gibi kültürel dönüşüm ve değişim araçlarını bünyesinde taşıması nedeniyle etkin roller üstlenmiştir.
Osmanlı döneminde toplumun geleneksel yaşam biçimi dışında önemli bir yer işgal eden kahvehaneler, gündelik hayatı ev, çarşı ve cami arasında sıkışmış insanlara soluk alma imkânı sağlamıştır.

19 Yüzyıldan itibaren kahvehaneler ahlak problemleriyle karşı karşıya kalmış, bu mekânlar her türlü içkinin içildiği, kavga ve dövüşün yapıldığı mekânlar olarak nam salmaya başlamıştır.
Kahvehanelerin bu kötü şöhreti siyasi iktidarların zaman zaman aldığı tedbirlerle önlenmeye çalışılmıştır.
Osmanlı ve Türkiye toplumunda sivilleşmenin ve sivil toplum örgütlenmelerin öncüsü niteliğini taşıyan kahvehaneler, özellikle işgal ve kurtuluş mücadelesi yıllarında önemli vazife etkinlikleri içersinde yer almıştır.
Osmanlının imzaladığı ağır mütareke şartlarına rağmen kahvehaneler karşı örgütlenmelerin yapıldığı mekânlar olarak tarih sayfalarında yerini almıştır.
Türk milletinin Mustafa Kemal’le birlikte başlattığı 1918–1922 yıllarını kapsayan “Kurtuluş Mücadelesi” yıllarında kahvehaneler İstanbul ile Anadolu arasında köprü vazifesi görmüştür. Ankara Hükümetinin yasaklanan her türlü yayınları bu kahvehanelerde takip edilmiş, gerekli haber bağları kurulabilmiştir.

Yürütülen bu milli mücadele yıllarında; özellikle Anadolu’ya gerekli mühimmat ve cephane desteği sağlanması kahvehaneler üzerinden yapılabilmiştir. Kısacası o yıllarda İstanbul’da ki her kahvehane birer Kuva-i milliye yuvası olmuş, toplanan istihbarat bilgileri, temin edilen mühimmatların Anadolu’ya aktarma merkezleri olarak görev yapmışlardır.

Ankara’da ise ilk meclis binasının yanında faaliyet gösteren “Kuyulu Kahvehanesinin” mücadele tarihi boyunca “gizli haber alma ve haberleri gerekli organlara ulaştırma” görevini başarıyla yürüttüğü ise önemli bir tespittir.

Kahvehanelerin milli mücadelede ki önemiyle ilgili bir önemli tespit de Sivas’ta görülmüştür. Sivas’ta Mustafa Kemal tarafından çıkarılan “İrade-i milliye” gazetesinin yazarlarından Ahmet Turan, aynı zamanda, Sivas’ta ki Belediye Kıraathanesinin sahibidir.

Milli mücadele yıllarında önemli görevler üstlenen kahvehanelere İstanbul hükümetiyle birlikte işgal güçleri de ilgi duymuş, buralara adamlarını sokarak buradan yürütülen eylemleri engellemeye çalışmışlardır.
Anadolu’dan işgal kuvvetlerinin temizlenmesi sonrası Genç Cumhuriyeti ilelebet yaşatmak için Mustafa Kemal tarafından yeni bir mücadele başlatılmıştı. Bu mücadelenin adı ise genç Cumhuriyetin çağdaş ve modern bir toplum yaratma mücadelesi idi.
Atatürk köhneleşmiş ne kadar eski sistem ve yapı varsa hepsini ortaya koyduğu “Devrim kanunlarıyla” bir bir uygulamadan kaldırmış,, özelliklede devrimlerin halk tarafından kabul görmesine azami gayret göstermiştir.

İşte Cumhuriyetin bu ilk yıllarında ki toplumun sosyal, kültürel ve ekonomik değişimleri esnasında kahvehanelerin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
Toplum hayatına katılan her yeni değişiklik kahvehanelerde tartışılmış, halkın yararına olan bu devrimler öncelikle kahvehanelerde kabul görmüştür.
Yapılan “Harf Devriminden” hemen sonra kahvehaneler, yeni harflerin öğretilmesi için yapılan örgütlenme faaliyetlerinin içinde yer aldı. Kahvehanelerde Okuma Yazma ve yeni harflerin öğretilme mekânları olarak önemli bir sorumluluğu üstlenmişlerdir. Kahvehanelerin bu özelliğinden dolayı bu mekânların adı, Kahvehanenin yanında “Kıraathane” olarak da anılmaya başlamıştır.

Kıraathanelerin Cumhuriyetin ilk yıllarında üstlendiği bir önemli görevde bu mekânların yapılan devrimlerin halka anlatılması için yapılan çalışmalardır.
Kıraathanelerde sık sık toplantılar, konferanslar verilerek yapılan devrimlerin halka anlatılması ve anlaşılması sağlanmıştır.
Kıraathanelerin daha sonra ki yıllarda okuma salonlarına dönüştürülmesi düşünülmüş ancak bu konuda başarılı olunamamış, birkaç dergi ve birkaç kitapla yürütülmeye çalışılan bu uygulamadan zamanla vazgeçilmiştir.

Kahvehane ya da kıraathane adıyla Türk kültür hayatında yer alan bu mekânlar yukarıda ki incelemeden de görüleceği gibi özellikle Kurtuluş Savaşı ve savaş sonrası yıllarda önemli sorumluluklar üstlenmiş, önemli görevleri yerine getirmiştir. Ancak günümüzdeki kahvehanelere baktığımızda ise işi gücü olmayanların, dolup taşırdığı mekânlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Keşke devletin elinde bir sihirli değnek olsa da kahvehaneleri cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi bu mekânları birer kültür ve sosyal etkileşim merkezlerine dönüşümünü sağlayabilse.
Her türlü siyasî, sosyal ve fikirsel yeni gelişmenin tartışıldığı ve sohbetlere konu olduğu bu mekânlar bir bakıma Osmanlı’dan Cumhuriyete yaşanan Batılılaşma çabalarının ve değişimin aynası mahiyetindedir. Bu aynada özelikle de işgal ve Cumhuriyetin ilk yıllarındaki önemli gelişmeler kendini gösterir.

Sonsuzluk (Osman Özeker)  10.12.2011

 
Toplam blog
: 287
: 3107
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

1949 Konya Ereğli doğumlu olup, halen İzmir'de oturmaktayım. A.Ü. Eğitim Fakûltesi mezunuyum  Ata..