Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '11

 
Kategori
Futbol
 

Milli rezalete "utanç" kılıfı

Milli rezalete "utanç" kılıfı
 

Kim bu adamlar?


Genel olarak olayları sıcağı sıcağına yorumlamaktansa, eğrisini doğrusunu görüp yorumlamak daha mantıklı geliyor bana. Bu bakımdan özellikle spor yazarlarının ne denli zor bir iş yaptıklarını anlamak için de dahi olmaya gerek yok. Herşeyi eğrisiyle doğrusuyla, yalanı yanlışıyla, en önemlisi de objektif bir gözle yazabilmek için çok az bir zamanları var ve kullanacakları en küçük bir yanlış kelime/cümle bir anda bütün kariyerlerini tehlikeye atabilir.

Milli maçın ardından günler geçti; ikinci maç geldi kapıya dayandı. Tartışmalar bitmedi. Bitmedi ama "milli rezalet"i konuşan yok. Gündemde 2 konu var. Hiddink ve "TT Arena'daki Galatasaraylılar". Sanki maçı Hiddink yönetmiş; taraftarlar oynamış ve 3-0 yenilmişiz!

Dünyada hiçbir milli takım; hangi statta oynanırsa oynansın; 2 sene boyunca hiçbir halt yemeden, sadece ismiyle play off oynamaya hak kazanıp da; daha ilk maçında 3-0 geriye düştüğü maçta desteklenmez, tepki görür.  Bunun TT Arenası, Şükrü Saraçoğlusu avni Akeri olmaz! Milli maç biletleri sadece oynanan stadın sahibi olan kulübün taraftarlarına dağıtılmaz!

Hiddink konusu ayrı bir mesele. Üzerinde uzun uzadıya konuşmanın bir anlamı yok. Biz daha yeni dünya 3.sü olmuşken; hatta bu dünya 3.lüğünde her 2 maçta da Brezilyaya kök söktürüp elimizden kaçırmışken; Milli hocamızı "karizması yok" gibi saçma bir sebepten kapı dışarı etmişken kendimize bu günleri layık görmüştük zaten! Padişah Özgener ve Sadrazam Aziz Efendinin hegamonyasında geçen yıllar boyunca her türlü haksızlığa tahammül ederken Hiddink'in gelişini de bayram havasında kutlarken hak ettik bu günleri.

Fazla dağılmayıp esas meselemize gelelim. Bu takımın bana göre en flaş oyuncuları Gökhan Gönül ve Arda Turan bu maçta tel tel döküldüyse varın gerisini siz hesaplayın. Ki yine bana göre bu 2 isim arkadaşları nasıl oynarsa oynasın canla başla mücadeleyi bırakmayan isimler. Yani takım kötü oynadığında en az etkilenen isimler.

Sahada "fena oynamadı" diyebileceğimiz bir tek oyuncu bile yok!

Şimdi Rıdvan'ın başını çektiği bir güruhun suçu GS taraftarına yüklemesinin de bir anlamı yok! Bugün bir haber var; namağlup finallere giden Almanya'yı primlerde katlamışız! Böyle bir mantık var mıdır? Bugün bu futbolcular bunun hesabını vereceğine; Rıdvan bunun hesabını soracağına düştüğümüz hale bakın. Seyirci para veriyor; milli takımını desteklemeye gidiyor. Bayraklarla donatıyor her yerini. Futbolcu ne yapıyor? Olmayan başarının primlerini cebine koymuş; güle oynaya sarı kart görüyor, kafasının üzerinden geçen topa elini uzatmaktan acizken seyirciye dayılanmayı "edep" biliyor! Ötekisi daha 1 gün önceden "Milli takımı bırakabilirim" diye gazel okuyor, arkasından ağıtlar yakılmasını bekliyor. Soyunma odasının koridorları "Ben GS taraftarının........" küfürleriyle inim inim inlerken; artık yüzü eskimiş, karizmasını kaybetmiş, inandırıcılığını yitirmiş ve içindeki Fenerbahçelilik duyguları "objektiflik" duygularını tuş etmiş olan Rıdvan da ekranlardan, işi GS-FB boyutuna taşımaktan haya etmiyor!

Kimse futbolumuzdaki bu kirlenmenin kaynağını araştırmaya tenezzül etmiyor. Daha önce yazmıştım yine yazıyorum; Lincoln'ün maçın sonlarında orta sahada top sektirmesini "ahlaksızlık" diye yazmak için sıraya giren edepsizler; Volkanın bilmem neresiyle top tutma tekniği hakkında tek bir kelime etmediler. Bakın ben tarafsız değilim; bunu hep söylerim. Bu yüzden kimse bana alınmasın. Ben Galatasaraylıyım. Fenerden 6 değil 10 da yese bu değişmez! Kimse kusura bakmasın yani. Ancak milli maç olunca o golleri yiyen benim takımımın kalecisi de olsa ben onu ıslıklarım, dalga da geçerim. Sabri bunun en güzel örneğidir! Telafisi olmayan maçlardaki hatalardan dolayı futbolcuyu affedemezsiniz. Bir kaleci başının üstünden geçen topa elini kaldırmaz mı? Hadi başının üstünden geçeni anladık diyelim. Yanından geçen topu neden tutamadın be Volkan? Ellerin yoksa başka bir yerinle yakalasaydın. Bunları yapabildiğini gördük geçmişte!

Önce kendisine bakmadan seyirciye küfür etmek! O zaman hakemler her maçta Emre'ye küfür etsinler! Seyirciye küfür etsinler; maçı bırakıp teknik direktörle yumruk yumruğa girişsinler, efelensinler, dayılansınlar! Kaldı ki; Volkan küfür edip dayılanana kadar kişisel küfürler dışında bir tepki gelmemişti! Gelmiş olsa bile futbolcunun taraftarla işi olmaz 90 dakika bitinceye kadar!

Kalkıp da "Bütün türkiye'den özür dilerim; hatalı goller yedim" diyeceğine seyirciye dayılan sen! Unutma ki; birkaç hafta sonra o stada milli formayla değil, kulüp formanla geleceksin! Hatta ilerde belki yine milli formayla bu statta maça çıkacaksın. Hiç mi yüzün kızarmayacak; hiç mi utanmayacaksın?

Bakın baylar bayanlar.. Futbol zevk işidir. Milli maçlar da bu zevk ortaktır. Rengi yoktur! Ama işin boyutu rezalete vardıysa herkes tepkiye hazır olsun. Dediğim gibi; bugün Volkansa yarın emre, sabri, arda, hamit, burak, vs. Önce kendinizi düzeltin; sonra tepkiler devam ederse dayılanırsınız!

 
Toplam blog
: 93
: 585
Kayıt tarihi
: 27.01.09
 
 

Elektronik ve haberleşme mühendisiyim. Galatasaray taraftarı; evli; 1 erkek çocuk babasıyım. ..