Milli Takıma Gönüllü İmparator Aranıyor!

Türkiye’nin verilmiş sadakası varmış; ya, 550 Fatih Terim olsaydı bu kriz de bizim halimiz ne olurdu? Geçen sene Milli takım teknik direktörü;“Benim maaşım çok konuşuluyor. Mecliste, aldığım maaşla ilgili bir sürü tartışma yapıldı. Ben onların maaşlarını sorguluyor muyum? Türkiye’de 550 milletvekili var, ama bir tek Fatih Terim var.' Demiş ve arkasından; 'YENİ BİR KADRO OLUŞTURUYORUM, “ 2010 takımı şimdiden hazır. Şampiyonada 4–3–3 sistemi ile oynayacağız. Çeşitli versiyonları da kullanabiliriz. Beklerimizi öne çıkarmayı, gerektiğinde 6, gerektiğinde 7 kişiyle önde oynamayı istiyoruz. Oyun içinde sistemi istediğimiz gibi dönüştürebiliriz.” Demişti.

O tarihte Fatih Terim’in maaşını sorgulayanlar bugün haklı çıkmışlardır. Milli takım teknik direktörünün istifa ediyorum diyerek bu işten sıyrılması toplum vicdanını rahatsız eder! O gün için "550 milletvekili var, ama bir tek Fatih Terim var" diyerek kendisinin bulunmaz oluşunu ifade eden Fatih Terim bugün bu başarısızlığın hesabını vermelidir.

Yıllar önce Allah rahmet eylesin amcama, devletten, 30 yıl önce kesilen bir ağaç için150 liralık ceza makbuzu gelmişti. Ne acıdır ki bu makbuzun üzerinde tam 2000 liralık damga pulu vardı! Devlet büyüklerimiz daha sonra bu masraflı (!) uygulamadan vaz geçtiler, çokta iyi ettiler. Aslında milli takım teknik direktörü Fatih Terim den de, çoktan vazgeçmelilerdi! Ama halen peşinden soyunma odasına kadar koşan “Futbol Federasyonu Başkanını” ve zihniyeti anlamakta güçlük çekiyorum.

Başarısızlıkları destekleyecek çok mu paramız var sayın federasyon başkanım? Yedek kulübesine futbol federasyonu kimliği ile gidip Fatih Terimi geri dönmesi için ikna etme yetkisini size bu ülkenin vatandaşı olarak vermiyoruz. Oraya ancak bu yenilginin ve bu başarısızlığın hesabını sormak için gidebilirsiniz.

Milli takım diyoruz bunun adına… biz millet olarak Van’dan Edirne’ye kadar ellerimizde bayraklar ile yollara dökülüyorsak futbol federasyonundan çuvalla para almak veya prim almak için değil biz bu ülkenin vatandaşı olduğumuz için, gururlandığımız, onurlandığımız için çoluk çocuk sokaklara dökülüyoruz. Maddi kazanç peşinde koşanların sevinmesi veya üzülmesiyle, bizlerin sevinmesi veya üzülmesi çok farklı şey!

Bu toprakları korumak için yüz binlerce insan hayatını verdi. Bugün burada yaşıyorsak bunu onlara borçluyuz. Gurur duyacaksak onlarla gurur duyarız. Çünkü onların ayağına giyecekleri ne bir çift ayakkabısı vardı ne içebilecekleri bir tas çorbası!

Milli takım dediğimizde milleti, milletimizi, vatanımızı ilgilendiren bir konudur bu. Bu iş parayla filan olmaz, bu iş gönül işidir, bu iş Türklük vatanseverlik ile ilgilidir. Kurtuluş savaşında olduğu gibi ölümüne sadakat olmalı, ölümüne istek ve arzu. Diğer taraftan asgari ücretle çalışan 250 kişiye verdiğiniz maaşı bir tek kişiye vereceksiniz ve hatta vermek için peşinde koşacaksınız (!) sonra HAK ve ADALETTEN söz edeceksiniz.

Hadi güldürmeyin adamı! Çanakkale”de vatanın bir karış toprağı için canını feda etmiş Çoban Ali kadar mert, yürekli, cesur bir vatan evladı yok mu, bu takımı gönüllü çalıştıracak? Bundan daha kötü sonuç alınmayacağı gibi, nasıl olsa işin ucunda ölümde yok, suçlu da yok, hesap sormak ta yok! Yalvartmak ta çabası! Gönüllerin imparatorlarını arıyoruz başımıza taç olsun; burnu “Kaf” dağında "paralı askerler" değil!