Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '11

 
Kategori
Spor
 

Milli Takımın yüzümüze vurduğu gerçek; yalan!

2. dakikada yenilen gol için konsantrasyon eksikliği, şanssızlık veya tesadüf demek mümkündü karşılaşma 1-0 Hırvatistan lehine sonuçlanmış olsaydı. Ancak aynı golden iki tane daha yenince bunun boyutu değişti.

Hırvatistan’ın bu maçı ne kadar arzuladığını gözlerimizle gördük. Demek ki yıllardır bugünü bekliyorlardı.

Oysa biz ne yaptık?

2008’deki çeyrek final karşılaşmasında 120+’da attığımız golü büyük başarı göstergesi olarak reklamlarımız için konu seçtik.

2008 sanki futbol dünyamızın büyük başarısıymış gibi. Sonuç başarı gibi gözükse de devamlılık, sürdürülebilirlik yönünden baktığımızda şans, tesadüfler daha ön plana çıkıyor.

Zaten bu dolduruşla altyapısızlığın yerini üstyapı yalanına teslim ettik; o balon da patladı. Bugünden tezi yok Hiddink sanık sandalyesine oturtulup gereken hesap kendisinden sorulmalıdır.

Biz bütün finalleri hak ediyoruz ama bir takım talihsizlikler peşimizi bırakmıyor.

Neymiş o talihsizlikler?

O kadar çok ki? Hiçbiri bizimle ilgili değil. Ya korkaklar yüzünden bu hale geliyoruz ya da futbolu bilmeyenler…

Ama milyonlarca lira para kazanan futbolcuların bu kadar basit gol yemesi normaldir. Çünkü o futbolcular motive edilmemiştir, hırslandırılmamışlardır, inançları eksiktir.

Hiddink denilen adam bunları vermekten acizdir.

"Sabahları işe gelirken beni motive eden şöyle iyi bir yöneticim olsa ben başka çalışırdım" diyerek mi yaşıyoruz biz?

Sabahları işe gelirken neleri hayal ediyor olduğumuz da ayrı bir konudur, bu bahisten çok farklı bir yerde değildir.

Modern dünyada böyle bir model kaldı mı?

Hangi feodal kafanın ürünüdür bu?

Biz manevi değerleri yüksek bir milletiz ve teknikten, taktikten anlamayız. Bizim futbolcumuzun tek eksiği inançtır.

İnanç nedir?

Asla Volkan olmamaktır! Onu yerin dibine sokmaktır. Biraz inançlı olsa o golleri yer miydi?

Bu avuntu, yalanla bir elli yıl daha geçiririz.

İnanç dediğimiz şey asıl 3-0 geriye düşmüşsen futbolda böyle şeylerin olabileceğini bilip, kabul edip, mücadeleyi bırakmamaktır. Bir gol atabilir miyim diye sonuna kadar koşabilmektir.

Tribünlerdeyse rakip takımın oyuncusunu aşılmaz bir kompleksle alkışlamak değil, kendi takımını sonuna kadar sahada desteklemektir.

Taraftarımız rakibi alkışlamayı marifet biliyor. Sanki iyi futboldan anlar, değerini verirmiş gibi.

Değer düşer mi?

Volkan’a yapılan şey bizim futbola gösterdiğimiz sevgi ve saygının ölçüsü, göstergesidir; ayıptır, yalandır!

Dün için konuşulacak fazla bir şey yok; ancak futbolumuz ve geleceğimiz için çok daha fazla kafa yormamız gerekiyor.

Hırvatistan çok iyi mücadele etti. Biz hiç de hazır olmadığımız bir maça çıktık, kaybettik.

Artık futbolumuzun beklenen katastrofik süreci rahatlıkla başlatılabilir. Başlasın ki futboldan daha da uzaklaşarak biraz daha birbirimizle baş başa kalıp, o kısır çekişmelerimizle her şeyi yok edelim! 

*** Görevi başında yaşamını yitiren Cem Emir'e saygıyla...

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com 

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..