Milliyet Blog, İstanbul -Beyoğlu buluşması ''Şık'' olacak !..

İstanbul'a ayak bastığım andan itibaren bahar yelleri esmeye başladı..

Ayağım uğurlu geldi bu güzelim kente...

Hani derler ya ,uğursuz kişiler için...

''Sende de ne ayak varmış be !.. Herşey altüst oldu !.. ''

Benim böyle bir eylemim olmadı şükür... Karlar eridi, güneş yüzünü gösterdi... İşte, İstanbula bahar geldi !..

''Şimdi istanbul'da olmak vardı anasını satayım !..'' diyen şairi kıskandırır bu güzel havalar...

İzmir'deki bahar dalları bahçemden bana gülümserken bir aylığına veda ettim bahçelerime...

Malatya kayısı ağaçlarım yine gülümsüyordu bana...''Git ; ama çabuk dön!..'' der gibiydi...

Üniversite yıllarım, İstanbul ve memleketim olan Ankara'da geçmişti...

İzmir, hep düşlerimde yaşardı... Emekliliğimde tek yerleşmeyi düşündüğüm kentti...

TED Kolejinin daveti üzerine, üniversiteden emekli olup İzmir'e yerleşmiştim...

Çok da iyi olmuştu... Yaşam, her şeyiyle insana huzur veriyordu; bu kentte...

Ülke aşırı soğuklarda titrerken, sıcak bir havada körfez gemilerinin güvertesinden, martılara simit atmanın zevkiyle birlikte 'mahcubiyetini ' yaşadım...

Hep hayal emiştim Ankara-izmir ve İstanbul'da birer evim olsun diye... Bu da nasip oldu bana çok şükür... İkinci emekliliğin 2. baharını yaşarken, yan gelip yatmak, aşırı derecede gezip tozmak yerine sanatsal çalışmalarımı ve yazma eylemini çoğaltmayı tercih ettim.

Beş yılı aşkın süredir Milliyet Blog'da yazmanın keyfini de sürdürüyorum. MBde yazmanın yanı sıra yüzlerce yeni dost edinmenin hazzını da tadıyorum. Blog toplantılarımız artık dostça söyleşi ve eğlence misyonuna dönüştü. Geçen ay ki, İzmir buluşmamız da öylesine keyifliydi..

Muzaffer Cellek Üstadımız ve İlyas Bayram arkadaşımız, bu güzelim toplantı organizasyonlarıyla, dostluğun en yüce hislerini yaşatıyorlar bizlere. Ankara buluşmalarımızın keyfi de bir başka hoş anılarla kazındı belleklerimize..

Ankara organizasyonlarında fedakârca çabalayan Arif Öğütçü arkadaşımıza ve diğer Ankaralı dostlarıma da müteşekkirim...

İstanbul'da daha önce,Tarabya'da ziyaret ettiğim yazar dostlarımdan Hasan Basri Bey'i de burada saygıyla yâd ediyorum... Filozoflar şahı, çok yönlü yazarımız,dostumuz, Ahmet Balcı'nın da misafirperverliğini unutmadık... O'na da teşekkürler... Kendilerini, 21 Mart  Beyoğlu buluşmamıza bekliyorum.

Dost canlısı, ADA'nın, İstanbul 'un insan evladı, gönülerde derin izler bıakan büyük sanatçı, Merhum, Sevgili Mamut'u da buradan rahmetle anıyorum...

Sema Sener hanımefendinin ne denli dost ve arkadaş canlısı olduğunu dostlarımız bilir. 21 mart Beyoğlu -İstanbul buluşmamızı da yüreğini koyarak organize eden Sema Hanıma teşekkür bir borç bilirim.

Sanal yazışmalarda zaman aman kalp kırıklıkları yaşandığı, gereksiz tartışmalarla gönüllerin kırıldığı bir gerçektir. Milliyet Blog Buluşmaları, bu kırgınlıkları da yok etmede önemli bir misyon üstleniyor.

Yüzyüze gelen birçok dostun, daha sıcak ve kalıcı arkadaşlıklara imza attıklarına tanık oldum...

İstanbul buluşmamızdan sonra Nisan Ayının sonlarına doğru (Mayıs başı da olabilir ) İzmir-Aliağa buluşmamızı gerçekleştireceğiz.

İstanbul -Beyoğlu buluşmamızla ilgili Sema Sener güzel bir blog yazdı.

Ben sadece hatırlatayım istedim...

21 Mart Çarşamba-saat :15.00 -20.00 arasında Beyoğlu-Çetinkaya Mağazası-7. Kat'taki, Cafe Benne 'de buluşalım. Bu toplantımız, daha sonraki Boğaz gezintimiz ve Ağva Seyahatimizin planlanması için de vesile olacaktır. Yazan-düşünen-üreten insanlarınmızın çok az olduğu bu ülkede siz yazarların, dostlarımızın da stres atmaya, gezip eğlenmeye hakları var...

Yeni dostluklara ve ülkemizin hayrına daha üretken günlere kavuşmak dileklerimle   saygılar... sevgiler...