Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '07

 
Kategori
Blog
 

Milliyet Blog, İsveç' ten böyle görünüyormuş

Milliyet Blog, İsveç' ten böyle görünüyormuş
 

İsveç'te yerleşik olduğunu, sayfasındaki bilgilerden anlayabildiğim bir blog yazarı, 16-Ocak-2007 tarihinde kaleme aldığı yazısında bakın ne inciler döktürmüş. Yazısının başlığı, "Milliyet Blog Yazarlarının Büyük Buluşması". Büyük kelimesi büyük harflerle yazılarak anlamsal bir vurgu yapılmış kavrama:

"Okuyunca bir hayli guldum. Ne de olsa bizim de bir yazi gondermisligimiz var. Gerci baska bir yazimiz 3 kez sansurden donmus ve sonunda yayinlanmamisti ya...Hem de neydi biliyor musunuz? Milliyet gazetesini elestirmistim.Yaptiklari bir haberi ele alip sunus biciminden kelime hatalarina kadar elestirisini yaptim ve TABI KI yayinlanmadi!"

Yazının orijinalinden, bilerek dokunmadan aynen alıntı yapıyorum, o nedenle bazı gramer ve imla hataları nedeniyle affınızı rica etmekteyim. İsveç'te ikamet eden blog yazarı, ifadelerinden anladığımız kadarıyla, bir Milliyet Blog küskünü. Bir habere vermiş-veriştirmiş, ne kadarı doğruydu ne kadarı yanlış tabi bilemiyoruz, yazıları da hata affetmez editörlerden geri dönünce, tası-tarağı toplayıp terk-i diyar eylemiş. Yazık ki ne yazık. "Tabi ki yayınlanmadı" ifadesinde, düzene isyan eden bir asinin kahramanca gururu var. Enteresan ki ne enteresan.

Yazı devam ediyor ve devam ettikçe de seviye ve üslup, sahibinin karatını belli etmeye başlıyor. Şimdi salvoları yeme sırası, Milliyet Blog Yazarları buluşması ve pek tabi ki biz Milliyet Blog Yazarları'nda. Yazının orijinalini yine bozmuyor ama bu sayfalara yakışmayan ve görmeye alışık olmadığımız gayri ahlaki ifadeleri "bipliyorum", kendisi alenen yazmış efendim:

"Simdi bu yazarlar, yani demokratik haklarini kullanan yeni neslin BBG evlileri, Millyet`te bulusmuslar.Helal olsun vallahi hepsine.Yazarak seslerini yukseltiyor, elestirileri ile goz dolduruyor, gelecek nesillere muhtesem bir dunya birakma cabasiylaaa....

Laf iste! K...ın yazari diyecegim, bir tanidik cikacak!Yaziyorsun da ne oluyor! Tum yazilar sansurden geciyor.Yayinlanmayan yazilar icin aciklama da yapilmiyor!

Biz daha once yazdik efendim! Dedik, sivil toplumun elligi bu blog denilen zirvalar.Bir b.ka cozum olmaz.Cunku kolektif bir yapisi yok! Kalkip burda yazanlar bir parti ile secime girip toplumu etkileyemez."

İnsan okudukça gülmeye başlıyor vallahi. "Yeni neslin BBG evlileri" olarak, ufak yollu bir hakaret de yiyoruz Değerli(?) Beyefendi'den. Bizlere muhteşem ufuklar çiziyor kendince ve sonra da yerden yere vuruyor bu metaforik gerçeklerini. Tüm yazılar sansürden geçiyor diyor ama dönüp yazdıklarına, tarzına, diline, gramerine bir kez olsun bakmıyor anlaşılan İsveç misafiri. Böylesine bir seviye fakiri, argo ve küfür zengini, iler-tutar yanı olmayan bir tek yazı gösterebilir mi acaba bu sayfalarda? Anlamadığı bu işte.

Yayınlanmayan yazılar için hiçbir açıklama yapılmıyor ifadesi koskoca bir yalan. Hadi yalan demeyelim de gerçek dışı vakıa. Ben öyle durumlar yaşadım ki değerli proje yöneticilerinin bir özür dilemedikleri kaldı vallahi, yazımı veto etmek zorunda kaldıkları için. Bu onların seviyesini ve nezaketini gösteriyor tabi.

Kolektif bir yapımız olmadığı için, hiç bir derde ilaç olamayacağımız argümanına ise kargalar bile güler. Ne derdi, ne ilacı gurbet yolcusu beyefendi? Ne partisi Allahaşkına? Burada bin bir tane renk var. Bırak, renkleri ayrıştırmaya çalışmayı da gökkuşağının tadına var. Sakin ol, rahat ol. Bak üzerinde yaşadığın topraklar, nerede ise dünyanın en sakin ve en renksiz toprakları, hiçbir şey yapamıyorsan oralara uy biraz.

Bir de hiç sıkılmadan Sevgili Süleyman Ekim Bey'e açıktan salvo göndermeye kalkıyor kahramanımız:

"Amcanin bir tanesi, emekli edebiyat ogretmeni, 6 ayda 339 yazi yazmis.Iyi yapmis, evde hanimiyla cocuklarinin basini yiyecegine zehrini oraya kusmus! Bir de anlasaymis bunlarin "sahsi orgazmadan" ote bir anlami olmadigini!"

Ayıptır. Bir blog yazarının diğer bir blog yazarına bu şekilde bir yaklaşım sergilemesi tek kelime ile utanç vericidir. Hiçbir şeye saygı duymuyorsa Sayın Ekim'in yaşına, tecrübesine ve duruşuna saygı göstermesi gerekir. Süleyman Bey'in yazılarının yarısından çoğuna, birçok konuya getirdiği bakış açısına ben de katılmam. Ama sonsuz saygı duyarım. Çünkü ortada, içeriğini benimsesek de benimsemesek de bir emek vardır, bir çaba, gayret vardır.

Bir şeylere çözüm olmak için değil, eğlenmek istediği için yazdığını söylüyor. Kendi çapında ve standartlarında oldukça fazla eğlendiği gün gibi ortada ama bu aşının burada neden tutmadığı konusunda da sanırım herkes kani olmuştur.

Yazısını, Milliyet İcra Kurulu Başkanı Sayın Hanzade Doğan Hanımefendi'nin, Blog Yazarları toplantısında yapmış oldukları kısa konuşmaya gönderme yaparak ve çirkin ifadelerle sonlandırıyor. Onları buraya almayı kesinlikle istemiyorum. Çünkü tamamen sahibinin kumaşını belli edecek nitelikte yakışıksız sözler.

Bakınız Beyefendi, yaşadığınız, son derece medeni kentte, maalesef medeniyet fakiri olarak kalmışsınız. Bu sayfalarda yer bulamamış olmanız da gayet normal. Milliyet Blog sayfaları ve yazarları; ifade ettikleri, sembolize ettikleri bin bir renk ile sadece ve sadece görüş, fikir ve tecrübelerini paylaşıyor ve paylaştırıyorlar. Gerisi laf-ı güzaf.

Eskiler ne güzel söylemiş değil mi?: Gelen ağam, giden paşam.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..