Milliyet Blog, yayınevi kurarsa ne olur?

Güçlü, kalıcı, başarılı, vizyoner, tam profesyonel bir yayınevi kurabilmek için; zorunlu olan şartlar nelerdir sizce?

Ben, aklıma gelenleri hemen sıralıyorum izninizle:

a) Arkasında deneyimli, prestijli, ekonomik gücü ve saygınlığı tartışılmaz bir kurum olursa; o yayınevi, hem ülkesinin hem de dünyanın en önemli kuruluşlarından biri haline gelebir en hızlı ve güvenli yoldan...

b) Günümüzün en başarılı yayınevleri; özellikle tematik eserleri yayınlayanlar, belli bir alanda uzmanlaşanlar arasından çıkmaktadır. Mesela, sadece blog yazarlarının kitaplarını yayınlayan bir yayıncı, hem Türkiye'de, hem de dünyada ilk ve tek olur. Nasıl ki Milliyet Blog'un bugünkü başarısı, birçok farklı nedenle birlikte, sektöründeki ilk kuruluş olmasından kaynaklanıyorsa; aynı başarı, blog kitapları yayıncılığı yapılırken de tekrarlanabilir. Neden olmasın?

c) Bir yayınevinin bel kemiği, güçlü editoryasıyla; zengin, deneyimli, nitelikli bir yazar kadrosuna sahip olmasıdır. Her ne kadar, zaman zaman ters düşüyor olsak da; inkar etmeyelim ki, Milliyet Blog editoryası; alanının en iyisi... Yıllara yayılmış başarısı, inkar edilemez. Şu an itibariyle, 8957 olan yazar sayısının ortalama % 5'inin haftada 2 ve üzerinde blog yazdığını varsayarsak; böyle bir proje başladığı an; ilk 500 kitabı cebimizde kabul edebiliriz. Matematik veriler ortada...

d) Böyle bir proje hayata geçirildiğinde, hedef yazar kitle şu şekilde tanımlanabilir sanırım:

1 - Milliyet Blog'un kitaplarını yayınlamayı teklif edeceği Milliyet Blog yazarları

2 - Kendi finansmanını sağlayacak, ancak piyasa göre, mesela % 25 oranında daha ekonomik biçimde kitaplarını yayınlayabilecek Milliyet Blog yazarları

3 - Her ne kadar rakip kuruluşlar olsa da: Yazar Kafe, Radikal Blog, T 24, her ne kadar tartışmalı bir yapı ve yayın anlayışı olsa da; hitap ettiği kitle ve yazar zenginliği bakımından Zaytung ve düzenli yayın yapan kişisel bloglardan kurumun ilkeleine, yayın anlayışına uyum sağlayabilecek yazar arkadaşlarımız...

e) Söz konusu yayınevi, örneğin " Milliyet Blog Yayınları " şeklinde veya başka bir biçimde adlandırılabilir.

f) Böyle bir proje için ortaya çıkacak milyonlarca liralık yatırım maliyeti, Milliyet ve Vatan gazetelerinin atıl kalan baskı kapasiteleri kullanılarak, yerinde ve sıfıra yakın bir ekonomik külfetle çözülebilir. Böylece hem baskı makinelerinin çalışması daha uzun sürelere yayılır, hem de daha verimli, çalışana ve sahibine daha kazançlı, daha geniş işgücüne dayalı, yeni bir istihdam alanı yaratılabilir.

g) Başlangıçta, Milliyet ve Milliyet Blog'un banner alanları kullanılarak yayınevinin tanıtım ve reklam giderleri minimize edilebilir. Böyle bir çalışmanın hayata geçmesi, örneğin yayınevlerinin, dergi, ve küçük ölçekli gazetelerin, kitabını tanıtmak isteyen, sesini, yazdıklarını  duyurma çabalayan genç, idealist, hedefli yazarların Milliyet Blog Yayınları'na reklam vermesine neden olabilir.

h) Yayınevi personeli, milliyet Blog editoryasında görevli arkadaşlar arasından, ekonomik şartları daha iyi hale getirilmiş, gönüllü kişilerin, fazla mesai esasına göre seçilmesiyle düzenlenebilir. Yeter ki amaç, çözüm üretmek olsun.

Peki yapılabilecek böyle bir çalışmanın faydaları neler olabilir? Gelin, isterseniz, biraz da bunu tartışalım aramızda:

a) Bir kere, böyle bir çalışma, bugüne kadar olanlara olmasa bile, bundan sonra kendi kitabını yayınlamak isteyenlere büyük bir rahatlık ve ekonomik güvence sağlar. Şöyle ki: Bu zamana kadar binlercesi yaşanan yayınevlerine parasını kaptıran, maddi ve manevi kayba uğramış yazar ve yazar adaylarının yaşayacağı mağduriyetler; çok büyük oranda ortadan kalkar.

b) Bu proje: yeni, etkili, yetenekli, yazı gücü ve disiplini olan, ancak tek başına ne yapması gerektiğini bilemeyen, buna karar veremeyen birçok başarılı yazar adayını keşfederek Türk Yazı Dünyasına kazandırmış olur. Hatta belki de, bu kişiler arasından, uluslararası nitelik ve potansiyelde yazı sevdalısı yol arkadaşlarımız bulunur.

c) Hem ülkemizde hem de dünyada çok yeni bir iş kolu olan " blog yazarlığı " bu organizasyon sayesinde; günümüzden çok daha ciddi, düzenli, gününü ve geleceğini öngörebilir, düzenleyebilir bir yapıya kavuşur.

d) Türkiye'nin en saygın basın kuruluşlarından Milliyet, alanında bir ilke daha imza atar ve bir nevi, sosyal sorumluluk projesi olarak da adlandırabileceğimiz dinamik ve geleceği parlak bir çalışmaya daha öncülük eder. Bugüne dek de sayısız kereler ettiği gibi...

e) Böyle bir düşüncenin hayata geçmesi, blog yazarlarının, daha örgütlü, daha bilinçli, içinde olduğu iş koluna çok daha saygılı şekilde yaklaşmasına, davranmasına yol açacaktır. Bundan zerre kuşkum yok.

f) Son olarak, bugüne kadar başarısı sadece Amerika'da kanıtlanmış blog yazarlığı mesleği, dünyadaki ikinci başarılı ülkesine,Türkiye örneğine kavuşur. Ülkemiz, blog yazarlığının, yeni kıtadan sonra ikinci güvenli limanı haline gelir. Ve bu, gerçek anlamda dünya devleti olmamıza giden yolda, önemli sayılabilecek yapı taşıdır.

Milliyet Blog arşivine çok hakim değilim. O arşiv, öylesine geniş ve zengin ki, bir insanın o arşive tamamıyla vakıf olabileceğine imkan ve ihtimal vermiyorum. Buna, ne zaman yeter ne de ömür... Burada, onbinlercesi yayınlanmış ve her gün onlara yenileri eklenen saysız yazı var. O yüzden, herkes haddini bilmeli... Bu ortamda arşiv uzmanlığı taslamak, beyhude bir çaba...

Ve ben de haddimi bilerek diyorum ki, bugüne kadar bu yönde herhangi bir öneri, çalışma yapılıp yapılmadığını şu an için bilemiyor olsam da...

Milliyet Blog, yayınevi kurarsa, çok güzel şeyler olacağı kesin... Bu düşünceme, birçok arkadaşımın katılacağına eminim. Ancak, bize düşen, sadece önermek... Geriye kalanları yapmak, o güce sahip olanlara ait...

Böyle bir çalışmada, biz Milliyet Blog yazarlarından katkı yapmamız beklenirse, birçok arkadaşımızın elinden gelen her şeyi yapacağına kefilim...

Bu blogun tarihçesi, bize gereken güven ve cesareti fazlasıyla veriyor çünkü.

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.