Milliyet Blog'a "Önerilerim"

Düşündüm ben kimleri neden önereyim. Beni kimler, neden önerir. Açıkçası, kendimi tatmin edecek cevap veremedim kendime… Çünkü ben farklı dünyaları, farklı bakış açılarını, farklı ayrıntıları, farklı inançları, farklı tecrübeleri, farklı coğrafyaları, farklı hassasiyetleri, farklı fikir sancılarını ve farklı beyin fırtınalarını, aşkın binbir halini, bilimi, siyaseti kısdacası kısa bir zamanda ulaşabileceğim tüm farklılıkları kitaplardan sonra, Milliyet Blog dünyasında tanıdım.

Bloglar, kitaplara göre daha canlı ve ruhlu. Çünkü devinim var, her sayfada. Güncellik var… Tepki ve yorum var… Sıcacık… Öneri ve çözüm var… Naklen…

“Önerilerim” de adı geçmeyen arkadaşlara ihanet etmiş olacak mıyım? Çünkü ben çok sayıda blog yazarının bloglarını okuyarak birçok kazanımda bulundum. Yorumladım.. Eleştirdim… Tebrik ettim… Böylelikle tüm blog yazarlarının üzerimde hakkı olmuyor mu? Kendi kendime sordum…

“Önerilerim”de adı geçmeyen arkadaşları, sayfamı ziyaret edene önermediğim anlamına gelmez mi? Peki ben, önermediğim arkadaşların yazılarını okuduğumda çıkarcı durumuna düşmez miyim? Kendi sayfamla çelişmez miyim? Bu konu kafamı kurcalamakta dostlarım… Adını koyamadım..

Bu “Önerilerim” linki hiç olmasa daha mı iyi olurdu, acaba? Kırılanlar, üzülenler, gönül koyanlar olabilir mi içimizde? Acaba ben, çok önerilsem mutlu, önerilmezsem mutsuz olur muyum? Bilemiyorum… Bloglar savaşından sonra bir de “Önerilerim Savaşı” çıkar mı? Sorular soru üstüne…

Şu an elimde Pınar Hanım’ın önerdiği, Melih Arat’ın “Sıra Dışı Yaşam Becerileri” adlı kitabı var. Ve kitabın sonunda “Sonuç Yerine” bölümündeki sıra dışı yaşam becerileri parolasını sizle paylaşmak istiyorum:

“Denemediğini Dene!

Yemediğini Ye!

Gitmediğine Git!

Öğrenmediğini Öğren!

Konuşmadığınla Konuş!

Sevmediğini Sev!

Yaşamadığını Yaşa!”

Ben bu parolayı, “milliyet blog” beraberliğini en iyi anlatan ifadeler olarak görüyorum. “Öneriler”in okuma özgürlüğümüzü sınırlandırmasından endişeliyim. Tarafgirliği doğurmasından endişeliyim.

Ben önerirken bu endişeleri taşımakla birlikte, “ Fenerbahçe, edebîlik, gezi ve kitap” önermede çıkış noktam oldu. Tabii şimdilik…

Yanlış anlaşılmaya müsait bir durum.

Ve benim en büyük önerim: “blog.milliyet.com.tr”

Tüm blog dostlarım, iyi ki varsınız. Hepiniz benim gözüm, kulağım, beynim ve kalbimsiniz… Yazılarınızdan sınırsız faydalandığım için hepinize teşekkürler… Saygılar…