Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '11

 
Kategori
Deneme
 

Milliyet Blog’da 300. blog

Milliyet Blog’da 300. blog
 

Büyük bir hevesle bu işe giriştik. Niye ?...İşte eskiden beri varolduğu düşünülen “kalem”i yeniden keskinleştirmek, bilemek üzere… Tabii, başka beklentiler de var… Acaba birkaç güzel yazı okuyabilir miyim? Birkaç güzel şiir izleyebilir miyim? Olabiliyor… Ama onun da ötesinde, sana benzer, okuma yazma’dan hoşlanan insanların; güzel insanların çevrende olduğunu bilmek duygusu… Allah için yazdığın bir şiire gelen, bir yanıt, bir yorum bazen çok şeye değer… 

Çünkü insanlar giderek yalnızlaşıyor. Bakmayın , yaşlandıkça tanıdığımız insanların sayısı artıyor ama ne yazık ki dostların sayısı azalıyor. Birkaç arkadaşımız da bizden ne kadar uzak. Ama MB yakın, “Heyy , Orada kimse var mı diye bağırsak, her halde birkaç kişi “Ne var…” diyecekmiş gibi geliyor bize…Yazan arkadaşlarımızın bir çoğu da belli ki kafa dengi…Çoğu da ön yargısız, iyi insanlar… 

Ama yine de insan sanki bir monolog duygusu içinde. Bir şeyler söylüyorsun… Gereken adreslere gidiyor mu? Belli değil…Ama arada sırada gelen yorumlar…Hoş… Ama pek fazla karşılıklı tartışmalara, nitelikli konuşmalara rastlanmıyor. 

Bir bakıma insan, eski edebiyat dergilerinde kalan güzel edebiyat çekişmelerini özlüyor.. Ne o güzel günlerdi o günler. Ne o edebiyat dergileri geri gelir , ne de o tatlı edebiyat tartışmaları... MB’ler çıktı mertlik bozuldu… Bir Nurulah Ataç ; Asım Bezirci ; Fethi Naci; Memet Fuat , Hüseyin Cöntürk’ün; Papirüs , Yeni Dergi, Varlık, Yeditepe, vs.. nice edebiyat dergilerinde kalmış çekişmeleri; tatlı tartışmaları; insana çok şeyler öğreten açıklamaları artık yok… Dünyada artık eski dünya değil.. Baksana göklerden kuş ölüleri yağıyor… Ne kadar korkutucu… Yalan değil, sanki sahici bir Alfred Hitchcock filmi seyrediyoruz, seyretmiyoruz da resmen yaşıyoruz… Gökten ölü kuşlar yağıyor… Aman Allahım… Dileriz Allah'tan basit bir açıklaması vardır. 

Aslında yazı yazarken biraz korkuyoruz. Büyükler ne derler.! Bir, kendi kendimize sınır çiziyoruz.. Korkmayanlar da var. Ama o zaman da başkalarının sınırları başlıyor. Ama bazı konularda daha cesaretli, daha dikkatli olmalıyız… 

Yahu gökten ölü kuşlar yağıyor… Biz nelerle uğraşıyoruz.. Bazen o kadar dar bir parantezin içine saklanıp kaldığımızı görüyoruz ki; bunu aslında kabullenmek istemiyoruz. … 

MB’yi yadsımak ne mümkün… “Delikli demir çıktı, mertlik bozuldu…” demiş atalarımız.. Şimdi İNTENET zamanı, o edebiyat dergilerini kaç kişi okuyor? Sen burada yazdın mı, anında New-York’ta bir vatandaşın senin yazını okuyabildiğini biliyorsun.. . Bu ne muazzam bir olay. 

Ama bir alışkanlık yapıyormuş… Psikologlara taşınıyorlarmış millet, doğrudur… Ama kendini denetlemek gerekir… Çünkü apartman hayatında dost bulabilmek kolay değil… 

Tabii bu arada yıllarca oluşmuş eski arkadaşlıklar var; güvenler var. Yeni bir topluma girenleri şöyle bir süzerler, yavaş yavaş kabul ederler… yeniler için durum böyle… Her yerde kendini kabul ettirme zorunluluğu var… Bu iş de zorla olmuyor… Güzel şeyler ortaya koymak gerekir… 

Değerli arkadaşlarımızın nice bloglarını görmek ve görüşmek üzere…Kalın sağlıcakla… 

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..