Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '12

 
Kategori
Blog
 

Milliyet Blog'da bir profesyonel: İbrahim Pekbay...

Milliyet Blog yazarları içinde, değişik  vesilerle tanıştığım, birçok arkadaşımla kalıcı dostluklarım oldu...

MB sayesinde, yıllardır görmediğim öğretmenlerimi, üniversiten öğrencilerimi, eski okul arkadaşlarımdan bazılarını burada buldum.

Kimileri yazar olarak; kimileri beni okuyan, izleyen, yorumlayan dostlar olarak ortaya çıktı...

Örneğin...

Ankara Gazi lisesinden okul arkadaşım; önemli bir iş adamı, gazeteci-yazar : İbrahim Pekbay' MB'de buldum...

AÜDTCF'den  branş arkadaşım: Turgut Çelik...

AÜDTCF'den dönem arkadaşım : Hızır Kâbil...

Gazi lisesinden sıra arkadaşım :Prof.Dr. Ahmet Makal ve Başbakanlık yüksek bürokratlarından : Mehmet Akın..

İlköğretim müdürüm ünlü şair : Muharrem Kubat ( Ünal Şöhret Dirlik Üstadımızın  bir blogu aracılığıyla hocam, beni buldu )

Üniversiteden, kolejden, MEB okullarından yüzlerce öğretmen-öğrencimle, değişik  sanal sayfalarda buluştuk... Bu harika buluşmalar, çığ gibi büyüyerek devam ediyor.

İstanbul toplantılarımızda, fakülte arkadaşlarımdan,Turgut Çelik ve Hızır Kâbil'le görüşüp sohbet etme şansım olmuştu... Bu dostluklar, çok şükür devam ediyor...

İbrahim Pekbay'la 4 yıldır MB'de yazışıyoruz, yorumlaşıyoruz; fakat bir türlü bir araya gelemiyorduk..

MB Ankara Toplantlarında da karşılaşma şansımız olamamıştı..

Telefon irtibatımız hiç kesilmemişti...

Nihayet, İbrahim Bey, geçen Cumartesi günü, beni aradı... ''İstanbul'dayım... Görüşelim ..'' dedi...

Taksimde The Marmara'nın kafesinde buluştuk.. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadığımız uzun ve çok keyifli bir muhabbetimiz oldu...

** * *

İbrahim Pekbay, gazeteci-yazar olarak çok uzun yıllardır, değişik medya kuruluşlarında  ve MB'de azimle yazmaya devam ediyor... MB'deki yazıları diğer yayın organlarında da yayınlanıyor.

İbrahim Pekbay, matbaacılık ve teknikerlikle başlamış hayata... Zamanında, klasik matbaanın kurşun harflerini dizgi yaparak çok yazı yazmış...

O'nun sohbetinde, çok şeyler öğrendim.. .Başbakanın ' selâtin camisi inşa etmek düşüncesi ' ile ilgili söylemleri hakkında bana verdiği bilgileri, ertesi gün MB'de yayınlayıp çok önemli bir misyonu yerine getirdi.

Halkımızın ve birçok aydınımızın (?) bu konuda yeterli bilgi ve kültür sahibi olmaması nedeniyle, böyle önemli bir icraatin( !) yeterince algılanmamasına neden olabileceğini konuştuk..

MB'nin işlevi üzerine epey konuştuk... MB'deki profesyonel yazarların, 'Güvenilir-Güvenilmez ' yazar modunda işleme tabi tutulmasının, ne derecede doğru olup olamayacağını tartıştık.

İbrahim Bey'in okul yıllarından sonra önemli başarılara imza attığını öğrendim...

Ülkemizde, İlk, yerli ve çok ünlü bir hipermarket uygulamasında çok başarılı işlere imza attığını ve bu işlevinin  başarılarla devam ettiğini öğrendim ve  arkadaşımla onurlandım.

Çalışkanlığı ve hırsıyla tam bir Kayseriliydi !.   

Mütevazı ve olgun mizacıyla,''  içi dolu bir başak '' tı...

Mizaha yatkın muhabbeti de harikaydı !..

. . . . .

Pekbay'ın yazılarındaki kalite, güncellik ve üslûp, O'nun sağlam karakterinin bir göstergesi...

İbrahim Pekbay, büyük bir patron olmasına karşın yazı hayatına hiç ara vermemiş...

İstanbul İşletme Fakültesini başarıyla ve sene kaybetmeden bitiren; fakat fakültesinden 'Diploma almadan mezun olan öğrenci '' olarak tarihe geçmesinin öyküsü de çok ilginçti !!..

Böylece, okul arkadaşımla, ortak bir mücadele yönümüz daha ortaya çıkmış oldu..

70'li yıllarda, anarşi nedeniyle sağlıklı eğitim alamadığım  İstanbul Edebiyat Fakültesi yönetiminden, Ankara Üniversitesi'ndeki aynı bölüme, naklen geçiş isteğim ve  ricam olmuştu....

Amacım, sadece okumaktı !..

Bu konudaki talebimi rektöre bile ilettiğimde kapıdan kovulmuştum ; ama ben bacadan girerek, büyük bir savaş vererek, yönetmelikteki hakkımı isteyerek sonunda hedefe ulaşmıştım.

'' İstanbul Üniversitesinden,  AÜDTCF'ye naklen geçen ilk öğrenci olarak tarihe geçmiştim .''

. . . . . . .

Bu arada şunu da anladım ki...

Ankarada, Bit Pazarı'nda yer alan, Hergele Meydanındaki, ( İtfaiye Meydanı) Gazi Lisesi, muhteşem eğitiminin yanısıra, bizlere hayatta mücadele etmenin yöntemlerini de öğretmişti...

Orhan Veli, Enver Behnan Şapolyo, Nihal Atsız, Cahit Külebi gibi onlarca ünlü hocalarımız olmuştu...

. . . . .

Hayatta, tam  öğrenmenin bir yaşı yok !.

Hayat acımasız bir okul... Sizi, önce sınava sokuyor ;sonra dersini veriyor...

İnsan,okul arkadaşlarının değerini yıllar sonra çok daha iyi algılıyor.

Çocukluk, gençlik yılları, telaş içinde hızla geçiyor...

Okul yıllarında yaşadığınız coşkulu acı-tatlı anılar, bellekte bir yerde saklı kalıyor...

Hayattta başarılı olabilmek, evlilik, çocukların istikbali... Çocukların evlilikleri... Torunlar ve onların eğitimi vs. derken belli bir olgunluğa erişip ' oooh !..' dediğiniz zaman; film şeridi dönmeye başlayan mazideki günleri anımsıyorsunuz...

İşte o zaman okul arkadaşlarınız , okuduğunuz kitaplar, gezdiğiniz yerler, eski şarkılar, eski aşklar vs... bir bir gözünüzün önünden geçmeye başlıyor...

Hayatta para yerine dost biriktirmenin önemini anlıyorum...

'' İyi ki dost biriktirmişim '' diyorum...

Ticari başarılarıyla birlikte, dost biriktirmeyi de şiâr edinmiş olan, Pekbay arkadaşımla çok şey konuştuk... Tadına doyamadık... Yeniden buluşmak üzere vedalaştık...

O'nu arabasına kadar uğurladım v e bir de veda resmi çektim...

İbrahim Pekbay, anlatmakla bitmez... İbrahim Pekbay,  yaşanır...

Teşekkürler İbrahim Pekbay... İş ve yazın hayatındaki başarılarının aynen devamını diliyorum

 

* * * * * *  * * *

 

 

 

 

 

 

...

Teşekkürler MB...Teşekkürler bilişim teknolojisi...Teşekkürler aydın ve üretken yazarlar !...

 

 

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..