Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '08

 
Kategori
Blog
 

Milliyet Blog Stepnesi mi Hayatın, Kendisi mi?

Milliyet Blog Stepnesi mi Hayatın, Kendisi mi?
 

grafik: www.mustafamumcu.com'dan alıntı


Bir masal sorusu vardır, hatırlamayanınız yok gibidir:

"Ey yabancı! Söyle ins misin, cin mi?"

(İns:insan)

Bir dev olup da yukardan baktım halime ve ahvalimize...
Ve alttan yukarı seslendim:

"Ben ins'im, hepimiz insanııııııııız!"

Kendimi izledim ve kendimde blog yazarlarının ortak birçok yönünü gördüm!
Aynaya baktım, aynadan blog yazarları bana baktı, bıyık altından gülerek!
Bakıştık!

Anladım ki insan, duygu dünyası itibariyle birbirine çok yakın bir tür...
Fikirler başka tabii ki...
Hangi fikir ve yaşantıdan olursa olsun, insanların sevinçleri, üzüntüleri, kaprisleri, kadınsılıkları, erkeksilikleri, kıskançlıkları, nazları, ifadeleri, kendisi ve çevresiyle ilgili tutum ve davranışları, hayalleri, tepkileri ve heyecanları arasında pek de fark yok!

Ve anladım ki çok farklı dünyaların insanları değiliz!

Yok birbirimizden farkımız,
Taşıma suyla dönüyor çarkımız...

...................................................

Kendimi işime verdim bu yıl...
Geçen sene işimi ne kadar ihmal ettiğim çıktı ortaya!
İhmal nedenlerimden biri de maalesef MB!

İşim; insanlarla görüşmek, eğitim üzerine araştırma yapmak ve yeni projeler üretmek, rehberlik yapmak ve yöneticilik...

Son iki aydır işim; yaşadığım şehrin eğitim seviyesi ve ülkemin eğitim sistemiyle ilgili analizler yapmak, istatistiklerle uğraşmak, problemleri en ince ayrıntısıyla teşhis etmeye çalışmak, bürokratlara yaşadığım kentin eğitim sorunlarıyla ilgili raporlar hazırlayıp sunmak, eğitim ve kültür üzerine panel ve seminerlere katılmak...

İşte tüm bunları yaparken ihmal ettim, MB'yi ve dostlarımı...
İhmal etmenin yanında özlediğimi de fark ettim.

Ancak arada bir yazmak, sadece yazdığın zaman MB'de olmak; dostların diğer yazılarını kaçırmama neden olabilmekte.
Bu durum da ilk bakışta "bencil bir tutum" olarak algılanabilmekte...

Yazı yazsam, gelen yorumlara zamanında cevap verememenin sıkıntısı,
MB'ye girdiğim an, bir dostumun yazısını veya denk gelen herhangi bir yazıyı yorumlasam, yorumcular arasında adımı gören ve uzun zamandır sayfalarını ziyaret edemediğim diğer dostların beni yanlış anlayabilecekleri kaygısı...
MB'de olmadığım tarihlerde dostlarımla ilgili olası muhtemel önemli gelişmeler ve diğer insanlık hallerini kaçırabilme ihtimalinin sıkıntısı vs.

Arada bir görünüp kaybolmak doğrusu sıkıyor canımı!

Bu işleri yaparken MB'ye zaman ayıramadığıma göre,
Geçen yıl MB'ye zaman ayırdığım için mi bu kadar işi yapmadım...
Sanırım tek değil ama nedenlerden biri, bu!

Sonra MB'nin daha çok emekliler için elverişli bir ortam olduğu kanaatine vardım.
Çalışanların; işlerine odaklanmaları, işleri üzerine düşünmeleri; iş yapmaktan daha önemli ve zor!
Kendini her haliyle işine vermek de MB dünyasındaki devamsızlığınızın artmasına neden olabiliyor!

Elbette MB harika ve zengin bir dünya!
İnsan olmanın doğal zenginliği...
Ama;
Acaba işyerinde huzursuz olanlar veya işini ihmal edenler mi,
Acaba evinde mutsuz olan mı,
Acaba emekli olup da yapacak pek işi olmayanlar mı daha çok zaman ayırıyor MB'ye?
Acaba sosyal hayatta birebir ilişkileri iyi olmayanlar mı sanal nimetten yararlanmanın hazzıyla zaman ayırabiliyor MB'ye?

MB stepnesi mi ruhun, kendisi mi?
Heyecanı mı kalbin, hezeyanı mı?
İlmik ilmik nakışları mı aklın?

MB kahve alışkanlığı olmayanların mı alışkanlığı?
MB, kimsesizler yurdu mu?
Ne dersiniz?!

Yukardaki tespitlerim, aynaya baktığımda aynadan gözlerime yansıyan bakışlardır.

İş yoğunluğumun ne zaman sona ereceğini kestirmem çok zor!
Çok zor, dostlarımla sık sık kahve içimlik sohbetlere katılabilmem, bu sıralar...

Bugünkü gibi bir gün;
çalakalem çalarsam kapınızı; başıma çalmayın sitemlerinizi...

MB, benim için şimdilik gurbet!

Herkese saygı ve selamlar...




 
Toplam blog
: 143
: 2341
Kayıt tarihi
: 22.08.07
 
 

Bu âlem içinde aileme zaman ayırmak, gezmek, okumak, fotoğraf çekmek, resim çizmek ve iş hayatı h..