Milliyet Blog'u yazmak

Anlamadığım bir şey var. Ben Milliyet Blog'u yazdıkça; benim adıma başkaları yoruluyor! Bu sizce de tuhaf değil mi?

Blog arkadaşlarım; blogta, telefonda, yüz yüze, e - mail atarak, facebook'tan soruyor da soruyor. " Milliyet Blog hakkında neden bu kadar yazıyorsun? " Ben de onlara: " O yazılardan birinde bile kendinini tekrarlayan bir düşünce, bir ifade gördün mü bugüne kadar? " karşılığını veriyorum ve aşağıda okuyacaklarınızı, özetleyerek anlatıyorum:

Birincisi, sayesinde yazarlık yapmaya başladığım bu ortama, kendimi borçlu hissediyorum. Ve yazdıklarımla, bu nitelikli düşünme ve yazma platformuna rengimi, düşüncemi, duygumu, ruhumu; kısaca her şeyimi katmaya çalışıyorum. Elbet bunu yaparken hatalar da yapıyorum ama... Aslolan iyi niyet değil mi?

İkincisi, Milliyet Blog hakkında düşünen, " Bu ortamı nasıl daha farklı, özgün, etkili,  çekici hale getirebiliriz? " diye kendi halinde kafa yoran bi dolu insan olsa da; bunları yazı ya da yorumla dile getiren çok az değerli yazar ve okurumuz var. Bunlardan aklıma gelen ilk 80 kişi aşağıdadır. Unuttuklarımı diğer yazar arkadaşlarım ekleyebilir:

Reha Ülkü, Yılmaz Çetingöz, Erkan Sezgin, Kadri Kanpak, Şükrü Bülent Türtat, Sündüs Akkaya, Mehmet Burakgazi, Cemile Torun, Kerim Korkut, İsmail Hakkı Cengiz, Atanur Yıldız, Ata Kemal Şahin, Esma Kahraman, Sabiha Rana, Mesut Selek, Muzaffer Cellek, Erdal Ceyhan, Refik Başdere, Nahide Çelebi, Leyla Kanat, Rukiye Orhan, İbrahim Pekbay, Şahin Özşahin, Mehmet Atak, Erol Işık, Necip Koni, İbrahim Arslan, Mehmet Emin Öztürk, Halil Güven Sökeli, Filiz Alev, Murat Hacıoğlu, Turgut Çelik, Necati Tüfekçi, Beran Uzer, Ümit Culduz, Ali Açıkgöz, Nizamettin Biber, Sade Vatandaş ( Newyorker ), Yurdagül Alkan, NG Bilgelik Okulu, Rıza Üsküdar, Ahmet Balcı, Arif Öğütçü, Ali Gülcü, Abdurrahman Balcılar, Lilacan, Ay Şen, Ayşen Kura, Sema Şener, Şükran Okyay Demirtaş, Asi Güvercin, Selim Bayraktar, Necati Gürel, Oya Tekin, Hanife Mert, Savaş Barka, Bosnalı, Vatan Sezer, Duygu Can, Anıl Yiğit, Mustafa Atilla, Süleyman Akyürek, Ohannes, Ömer Faruk Yılmaz, Mehmet Emin Yolsal, Canmehmet, Abdulkadir Güler, Kuyucak, Nur Eşmeli, Konuşan Kalem, Göksel 47, Nil Alaz, Nilgün Aktaş, Olcay Gülgün Karaoğlu, Merve Sedef Onur,  Ayşegül Hayvar, Merve Ballı, Tülay Eker, Şennur Köseli, Cem Beraat Çamsarı...

Peki bu blogun kaç yazarı var? Bu akşam 19.31 itibariyle 8.601! Nerede gerisi? Çokoprens almaya gitmiş olabilirler mi!

Düşünen, yazan, çizen bunca insandan; bu kadar azının konu hakkında görüş belirtiyor olması; acı değil mi? Bu, blog yazarı olan sizin de zorunuza gitmiyor mu? Emek verdiğimiz, ortaya yazılı eserler çıkardığımız Milliyet Blog; sizce de üzerinde daha fazla düşünüp, kafa yormaya değmez mi? Ben yazdıklarımla, üzerime düşeni yapmaya çalışıyorum. Gerisini bu konuda yazmayanlar düşünsün.

Üçüncüsü, yapmakta olduğumuz blog yazarlığı, dünyada da, ülkemizde de çok yeni bir iş ve yazı kolu... Blog yazarlığı hakkında yazdıklarımızla bu yeni yazı dalının literatürüne ama az ama çok katkı yapmıyor muyuz? Yazınsal ve bilimsel açıdan az bir şey midir bu söylediğim?

Dördüncüsü, burada genç yazar arkadaşlarıma örnek olmaya çalışıyorum. Özellikle de onların, Milliyet Blog yazarı olanlarına... Bu ayıp mı, suç mu, günah mı? Eğer öyleyse, yaptıklarımın vebali benim... Ama eğer gösterdiğim bunca çaba, bir tek yazar arkadaşıma bile faydalıysa, sarfettiğim tüm emek ve zaman herkese helal-i hoş olsun.

Beşincisi, tabii ki, herkes her konuda dilediğini düşünür, yazar ve söyler. Bunu bilmeyecek yaşta değilim. Ancak, beğenmediğiniz yazı ve yazarları okumadığınızda, " Hangi yazar, neyi, neden, ne sıklıkta yazıyor ? " diye kendinize dert edinmenize gerek kalmaz sanırım.

Bilmem derdimi anlatabildim mi?

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.