Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '08

 
Kategori
Yurtdışından Bildiriyorum
 

Milliyet Blog'un Avrupalı yazarlarının dikkatine!!!

Milliyet Blog'un Avrupalı yazarlarının dikkatine!!!
 

Nasıl bu duruma gelindi? Neden yabancı denilince Almanların aklına Türkler gelir?

Nazizim ölmedi ki hortlasın, isimli bloğuma aldığım bir yorumda çok ilgimi çeken iki-üç konuya ayrı ayrı bloglarla cevap vermek istiyorum. Yazımın içeriği; Alman halkının aslında ezelinden beri Nazi ideolojisine sahip olduğu yönünde. Bu yazıya aldığım yorumdan işittiğim ilk soruyu yazının başlığına ekliyorum. Söz konusu yorumun tamamını yazının sonunda kesintisiz olarak yayınlıyorum. Yorum sahibinden gereken müsaade tarafımdan alınmıştır.

Sevgili OKAN,
Yaşadığın ülkenin insanlarına biraz da haksızlık edercesine çullanmışsın. Olayları tam analiz etmemişsin maalesef. Nasıl bu duruma gelindi? Neden YABANCI denilince Almanların aklına TÜRKLER gelir? Bunları da incelemek gerekir.

Nasıl bu duruma gelindi? Neden yabancı denilince Almanların aklına Türkler gelir?

Öncelikle biz Türklerin, Almanya’ya göç ettiği senelerde her iki hükümetin de çok önemli hataları söz konusu. Yani bugünkü durumun sorumluları burada yaşayan vatandaştan ziyade, o günkü Türkiye ve Almanya hükümetleridir. Bir kaç misal getirmek gerekiyorsa, öncelikle ilk aklıma gelenler şunlar oluyor: İstanbul, İzmir ve diğer büyük şehirlerimiz deki müracaatların ( Nispeten tahsil görmüş yurttaşlarımızın bulunduğu kesim ) kırsal kesimde ki olumsuzluklardan ( Deprem, sosyolojik olumsuzluklar, vb. ) dolayı durdurulup, Avrupa’ya göçün, İçanadolu’ya ve Güneydoğu’ya kaydırılmasıdır.

Burada kesinlikle Türkiye’nin kırsal kesimini küçümsemek değil amacım ama sizlerinde taktir edeceği gibi medeniyetin beşiği diye adlandırılan Orta- Avrupa’ya, aşiret ve ağalık felsefesinde yetiştirilmiş bir toplumun gönderilmesi çok büyük bir talihsizliktir. Zira bu kesim Avrupa’ya sonuç itibariyle Türkiye Cumhuriyetini temsilen gönderilmiştir.

Almanya’ da bugün, büyük şehir kökenli Türklerin sayısı azınlığı teşkil etmektedir. Kısaca: Bizim Avrupa’ya entegre olmamız daha işin başında imkânsız bir hal almış. Sonuç itibariyle Almanya’ya, memlekette üç beş tane ev, arsa, arazi almak amacıyla gelen vatandaşlarımız, buranın sosyal güvenliği ve aynı süreç içerisinde Türkiye’nin siyasi ve ekonomik istikrarsızlığını da dikkate alarak Avrupa’da kalmayı tercih etmiş...

Bence bu tercih bilinçaltı bir tercihtir, çünkü beş sene sonra döneceğiz hedefleri sürekli ertelenerek günümüze gelinmiştir. Bu süreç içerisinde birinci kuşak kendi içine kapanmış olmakla birlikte, gerçekte cereyan etmekte olan Alman ve Türk halkının evrimsel gelişiminden nasibini alamamıştır. „ F-tipi ceza evindeki toplum isimli bloğumda bu durumdan etkilenen 2. kuşağın sorunlarını işlemiştim. Kendi içinde hapsolup ( Ghettolaşma ) ilerleme kaydedemeyen Avrupa’lı Türklerin kimliği Türkiye'nin gözünde „ Alamancı“- Avrupa’lının gözünde „Yabancı“ olmaktan öteye gidememiştir.

Şuana kadar tarif ettiğim durum daha çok Türkiye Cumhuriyeti’nin yanlışları doğrultusunda meydana gelmiştir. Hatalar zincirine Almanya’nın da çok önemli siyasi yanlışları eklenince karşımıza bu olumsuzlukların kaçınılmaz sonuçları çıkmamktadır.

Alman halkı sürekli, bizlerin burada misafir işçi olduğu söylemleriyle avutulmuştur. Türkerle bu ülkede bundan sonra, ebediyyen yaşamaları gerektikleri izah edilmemiş. Tam aksine alehimize olan çeşitli yasalarla, daha çok dışlanmamıza sebep olunmuştur. Almanlar’la iç içe yaşayarak entegre olabilmemizi sağlamaktansa „ Ghettolaşmamıza “ göz yumulmuş ve hatta önayak olunmuştur. Eğer bugün Berlin’ Kreuzberg semtinin bir bölgesinin nüfusunun, yüzde altmış nispetinin Türk olduğunu dikkate alırsak, bu kendi içinde kalakalmışlığın hangi boyutlarda olduğunu anlamamız için yüksek tahsil ihtiyacımız olmadığını göstergesidir.

Birinci kuşağın pasaportuna ilk yıllarda, şehirin birçok semtinde ikamet edemez damgasının vurulması, buradaki Ghettolaşmamızın temeli olarak görülmelidir. Tabii ki Almanya’nın, yabancılar üzerinde yaptığı siyasi ve toplumsal yanlışlar bunlarla kalmamaktadır. İkinci kuşak ( Avrupada doğan ilk Türk nesil ) Alman öğrencileriyle bir arada okutulmaktansa, yabancılardan oluşturulmuş sınıflarda okutulmuş ve böylece daha işin başında bu kuşağın entegre olmasının önü kesilmiştir. Tabi bu kuşağın sorunlarını sadece bu konuyla noktalayamayız. Dediğim gibi, konu aslında çok ayrıntılı ve bir kaç bloğa sığacak gibi değil. Neyse dönelim konumuza: Nüfus dağılımı itibariyle Multi-kültürel ve çok uluslu bir devlet diye tabir edebileceğimiz Almanya, aslında sözde „Multi-kültürel“ olmaktan öteye gidememiştir. Çünkü dünyaca iç içe yaşanıldığı düşünülen Alman ve Türk toplumu gerçekte yirmi yılı aşkın bir süre aynı evde oturan, birbiriyle anlaşamayan ( lisan ) iki yabancıdan öteye gidememiştir.

İş işten geçtikten sonra, taa ki üçüncü kuşağın doğmasıyla birlikte yabancılarla ilgili yanlış politikaların tespit edildiğinde, artık çok geç kalınmış olduğunu Mölln ve Solingen faciaları göstermiştir. Bu olumsuzluklar karşısında üçüncü kuşağın, doğru dürüst altyapısı olmayan bir ikinci kuşak tarafından eğitildiğini düşünürsek, bu tür olayların önümüzdeki yarım asır içerisinde sıklaşarak ve şiddetlenerek yaşanacağından şüphe duymaktayım.

Aşağıda okuyacağınız bölüm sayın Mustafa Mumcu’nun bir evvelki bloğuma yazdığı yorumun tam metnidir. Bu yorumdan çıkardığım diğer önemli soru olan „

Madem bu kadar kötü şartlarda, bu kadar kötü bir milletin içinde yaşıyorsunuz, niye temelli dönüşü düşünmüyorsunuz?“ bölümüne birdahaki bloğumda yanıt vermek istiyorum

Sevgili OKAN,
Yaşadığın ülkenin insanlarına biraz da haksızlık edercesine çullanmışsın. Olayları tam analiz etmemişsin maalesef. Nasıl bu duruma gelindi? Neden YABANCI denilince Almanların aklına TÜRKLER gelir? Bunları da incelemek gerekir. Madem bu kadar kötü şartlarda, bu kadar kötü bir milletin içinde yaşıyorsunuz, niye temelli dönüşü düşünmüyorsunuz. Ben "Türk Hükümeti Gurbetçilerin Geri Dönüşünü Teşvik Etmeli" konusunda 4-5 BLOG yazdım bu sitede. Kimse bana hak vermedi. neredeyse aptallıkla suçlandım. Almanya'da ırkçılık olduğunu düşünenlerden biriyim. Bu sebepten de 1995 yılında geri dönüşü olmayacak şekilde ülkeme temelli döndüm. O günden bu güne hiç mutlu olamadım kendi ülkemde. Burada maalesef Almanya'dan daha çok ırkçılık var. Kürt, Çingene vatandaşlarımız yıllardır haksızlığa uğradıklarını düşünerek, ki öyleyse benim bunda bir suçum yok, intikam alıyorlar. Kendilerinden olmayanlara düşmanlar. Bir de dinciler, türbancılar eklenmiş. Buradaki durum da pek iç açıcı değil yani. Selam

 
Toplam blog
: 121
: 1814
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

Almanya'da doğdum. Haylaz bir öğrenciydim. 16 yaşımdan beri ticaretle ilgileniyorum. Şu anda büyük b..