Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mayıs '11

 
Kategori
Blog
 

Milliyet Blog ve basın-yayın etiği II. Bölüm

Milliyet Blog ve basın-yayın etiği II. Bölüm
 

Baver Ergun'un objektifinden


Milliyet Blog içinde birçok yönden ayrışmalara neden olup, kendilerini öne çıkaran gruplaşmaların olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir grup hafta sonu kendi aralarında düzenledikleri toplantılarla güçlü dayanışma görüntüsü vermeye çalışırken, diğer bir grup da yazdıkları bloglara övgü dolu yorumlar yaparak kendi yandaşlarını taltif etmeye ve birbirlerini ağırlamaya çalışıyor. Bazıları da kadın kimliğine bürünüp takma ad kullanarak yazılarını çekici kılmaya uğraşırken, okur sayısını artırmak için tam tersini yapanlar da var. Erkek kılığına girip cinsel içerikli yazılar yazdıkları, hatta Milliyet Blog camiası içinde yaşadığı gönül ilişkisini yazılarında dillendirmeye çalışanların olduğunu da duyduk. 

Bir de siyasi, kültürel, ideolojik, hatta dini inançları ayrıştıran ve takma adlarla facebook aracılığıyla MB içine sızıp, hazırladıkları videoları MB yazarlarının facebook adresleriyle paylaşarak, din istismarı yaptıklarına bizzat şahit olduğum ekiplere de rastladım. Facebook adreslerime girmeyi başaran, tehlikeli olduğuna inandığım bu fanatik kişileri, adreslerim arasından sildim. Bu tür gruplaşmaların varlığı beni ciddi biçimde rahatsız ediyor. Siyasal sisteme karşı duran inanç ve ideolojiler, dış düşmanlarımız tarafından her dönem kullanılmaya elverişli zayıf yanımız olmuştur. Milliyet Blog içinde görüntülerini yansıtmaya çalıştığım bu grupların, somut örnekleri tarafımızdan bilinmektedir. Bazıları da duyarlı arkadaşlarımız tarafından bizimle paylaşılmıştır. Ad veya adres vererek birilerini hedef göstermek, burada savunduğumuz gazetecilik ilkeleriyle çelişmektedir. Söz konusu edilen kişiler kendilerini çok iyi bilirler. Bu değerlendirmeyi yaparken, hemşerilik ilişkilerine dayalı il bazındaki masum Milliyet Blog dayanışmasını, ayrı bir kefeye koyuyorum. Bunun dışında kalan grupların ve kişilerin davranışları, hepimizin ortak uğraş alanı olan ne edebiyat sözcüğünün edebiyle, ne de gazetecilik mesleğinin etik anlayışına yakışır. 

Blog yazıları arasında hepimizin hayretle ve üzüntüyle okuduğu küfür ve hakaret içeren yazılar, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren tepkiler, Milliyet Blog’un genel değerini düşürmektedir. Yazılarımızı gazeteciliğin genel ilkelerine ve genel ahlâk kurallarına uyarak yazıp, ortak hareket edebilme kararlılığını gösterebilmiş olsaydık, hem kurumsal kimliğini kullandığımız gazeteyi, hem de bireysel anlamda kendimizi yüceltmiş olurduk. Yazılanlar editör denetiminden geçiyor olsa da, ne kadar sıkı bir kontrol yapıldığı tarafımızdan çok iyi bilinmiyor. Kafasına kötülük yapmayı koyanlar, yasal yaptırımları ciddiye almadan da eninde sonunda çirkin emellerine ulaşırlar. 

Sansür uygulamasına karşı duran biri olarak, düzenlemekte olduğumuz Sinerji Grubu toplantılarının Blog içi öz denetimi, yani oto kontrolü sağlamada öncülük edeceğine inanmaktayım. Sinerji Grubu’nun Toplantı çağrısı Milliyet Blog yazarları tarafından yoğun katılım görseydi, birlikte hareket edebilen, ortak sorunları paylaşan ve çözen, dinamik bir yapı oluşturabilirdik diye düşünüyorum. 

Yukarıda sözünü ettiğim ayrışmış ve şartlanmış gruplar, çağrımıza tepki gösteren kişilerle birlikte hareket edip, iyi niyetli yaklaşımlarımızı hiç sorgulamadan ret etmişlerdir. Böylece, Sinerji Grubu’nun iyi niyetli hareketi hoşgörü eksikliği yüzünden, geçici bir süre için de olsa engellemiştir. Ancak doğru yolda olduğundan emin olan grubumuz, yoluna kararlılıkla devam etmektedir. 

Somut olarak ortaya koymaya çalıştığımız etik dışı basın ihlallerine karşı, Basın ahlâk yasasının bazı hükümleri diyor ki; “Gazetecilik mesleği, kişisel yarar ve kamu zararına kullanılamaz. Ahlaka aykırı ve müstehcen yayın yapılamaz. Şeref ve haysiyetlere karşı haksız yayın yapılamaz, kişi ve kurumlar aleyhinde iftirada bulunulamaz. Din istismarı yapılamaz. Haberler doğruluğuna emin olunmadan yazılamaz. Taraf tutan fikirler haber metninde verilemez. Yayınlanmamak kaydıyla verilen bilgiler yayınlanamaz. Yanlış yayınlar dolayısıyla gönderilen tekzipler en kısa zamanda yayınlanır.”(1) 

Oysa her gazeteci ve basın-yayın organı, gazetecinin haklarını savunmalı, gazetecilik mesleğinin uluslar arası kabul görmüş ilkelerine uymalı, hatta uyulmasını gözetmelidir. Kendileri gazeteci olmadıkları halde çeşitli şekillerde gazetecilik faaliyetine katılanlar da bizzat gazeteci sorumluluğu kapsamında düşünülmelidir. Burada sözü edilen gazetecilik faaliyetine en güzel örnek, Milliyet Blog yazarlarıdır. Her birimiz düz yazı türünde haberden röportaja, hikâyeden masala, makaleden fıkraya varıncaya dek, istediğimiz alanda yazabilme özgürlüğüne sahibiz. Bunu yaparken de bilimden tutun yaşamın bütün alanlarını içeren ana başlıklarını seçebiliyoruz. Sanattan siyasete, ekonomiden edebiyata, eğitimden hukuka, adaletten maliyeye, ticaretten sanayiye varıncaya kadar hepsi yazabileceğimiz seçenekler arasındadır. Varın kendinizi hangi kategoriye koyacağınızı siz belirleyin. Hepimizin ortak eylemi yazma olsa da, bir gazetenin sanal nüshasında yazıyor olmak, bana göre gazetecilik işlevi görmekten başka bir şey değildir. 

Dışarıdan Türkiye’ye ve Türkiye’den dışarıya dönük yayın yapanlar da basın mensubu meslek ilkelerine uymak zorundadırlar. Dolayısıyla gazetecilik faaliyeti yapan biz Milliyet Blog yazarları da basın mesleğinin sorumluluğunu hissederek, ilkelerine uymak zorundayız. 

 

...devam edecek 

İstanbul, 18 Mayıs 2011 Salı 

Kaynaklar: 

1.) http://www.bilgininadresi.net/Madde/33683/Bas%C4%B1n-Ahlak-Yasas%C4%B1 

 

 

 
Toplam blog
: 72
: 1140
Kayıt tarihi
: 09.12.07
 
 

Rize merkez ilçeye bağlı Yiğitler Köyünde doğdum. Lise bitinceye kadar ilk gençlik yıllarımı geçird..