Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '07

 
Kategori
Blog
 

Milliyet Blog Yazarı olmasaydım...

Milliyet Blog Yazarı olmasaydım...
 

Blog yazarlığına başlayalı bir yıl olmuş bile. Bir yıl öncesine kadar, kendi kozamda bir inci tanesiydim. Küçük dünyamda sevdiklerimle örülü bir hayat sürdürmekteydim.

Şimdi gerek yazdığım yazılarla, gerekse yaptığım yorumlarla; daha pek çok kişiye yakın hissediyorum kendimi.

Yazmayı eskiden beri severim. Boş zamanlarımda yazı ve hikaye denemeleri yazardım. Nerede boş bir kağıt bulayım; hemen kalemi elime alırdım.

Aradan uzun zaman geçti. Ama yazma tutkuma pek sadık kalamadım. Yazmaya uzunca bir süre ara verdim.

Derken, teknoloji epey ilerleme kaydetti. İnternet dünyasındaki yeniliklerle, zaman içinde sohbet ve yorum siteleri ve artık son zamanlarda blog siteleri kendini gösterdi. Yazı yazmak, olaylara kendimce yorumlar katmak ve her şeyden önce kendimce yazılar yazıp, düşüncelerimi paylaşmak ve ortaya (her ne kadar bir yazı da olsa) bir eser çıkarmak isteğime karşın; yine de bu yorum ve blog sitelerine pek rağbet etmedim. Çünkü yazı yazmak ve yorum yapmak; sadece yazmış olmak için yazmak değildi. Bana göre yazılan yazıların ve olaylar karşısında yapılan yorumların da kendine has bir kalitesi olmalıydı. Bu açıdan, bir Milliyet Blog yazarı olduğum için kendimi şanslı hissediyorum.

Milliyet Blog'u seçtim. Çünkü Milliyet Blog, diğer blog sitelerinden çok daha farklı bir kaliteye sahipti. Her şeyden önce, çocukluğumdan bu yana evimizin artık doğal bir üyesi halini alan Milliyet Gazetesi'nin bir yeniliği olmasıydı. Kısmette yıllardır okuduğum gazetenin, günün birinde yazarı olmak da varmış.

Burası gerçekten güzel ve gayet elit bir site. Dahası bu siteye üye olabilmek için yapılan on binlerce başvuruya rağmen, bu sitede hâlâ 1800'ü aşkın üyenin kayıtlı olduğunu görünce; blog yazarlığının aslında ne kadar ciddiyet isteyen bir hobi olduğunu hemen anlıyorsunuz.

Milliyet Blog'daki ilk günlerimde, açıkçası zorluk çekmiştim. Yoksa kolay değil; her gün yeni bir konu bul ve o konu hakkında doğru düzgün bir şeyler yazmaya çalış. Bu yetmezmiş gibi bir de; yazılarına gelen yorumlara uygun cevaplar yaz, seninle aynı düşüncede olmayanları ikna etmeye çalış ve onlarla asla polemiğe girme... Dahası okuduğun blog yazılarına sen de bir şeyler kat, yorum yap ve hatta soru sor da; düşüncelerin bu şekilde de gelişme imkânı bulsun.

Blog yazarlığına başlarken; ilk başta futbol ağırlıklı yazacağımı düşünmüştüm. Kendimi tanıttığım Profilim- Hakkımda bölümünde de bunu belirtince; ne yazık ki ortaya kötü bir tanıtım yazısı çıktı. Zamanla futbol dışındaki konularda da güzel yazılar yazabileceğimin farkına vardım.

Güzel yazılar yazmak... Sanırım benim için asıl önemli olan; bu sayfada sadece güzel yazılar yazmaktı. Maksat güzel yazılar yazmak olunca da; kimi zaman yazılarımın arası pek açıldı. Hatta bu uzun aralardan endişe duyan mesajlar da aldım.

Kimi zaman yazılarımı, haftasonu ilavelerinde okudum. Güzel yazılar yazmanın önemini, işte o zaman daha iyi anladım.

Milliyet Blog bir arkadaşlık sitesi mi? Bence değil. Ama blog yazarlığı sayesinde, bir yılda çok güzel ilişkiler edindim. Kimi zaman blog yazarlığının parasal getirisinin olup, olmadığına dair yakın çevremde sorularla karşılaştım. Kimi zaman da blog yazarlığını abarttığım bile düşünüldü; pek sıklıkla yazmasam da.

Bugün 22 Haziran. Milliyet Blog Yazarlığımın başlangıcının yıldönümü. Ve iyi ki buradayım.
 
Toplam blog
: 266
: 1321
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

1982 yılında İstanbul'da doğdum. Açık Öğretim Fakültesi İşletme Lisans eğitimimi 2005 yılında tam..