Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '08

 
Kategori
Blog
 

Milliyet Blog yazarları, bir anı, bir yorum.

Milliyet Blog yazarları, bir anı, bir yorum.
 

Posta kutuları


MB güncelerinde, çok farklı kategorilerde, edebiyat ürünlerinin, gün geçtikçe arttığını görüyorum, bazen bunları okurken yazmaya ve araştırmaya vaktimin kalmadığını itiraf etmek isterim.

Bütün samimiyetimle söylüyorum, okumakta olduğum günlük gazeteleri de, son zamanlarda okuyamaz duruma düştüm,

MB yazarlarının yazıları, yazım ve içerik açısından, basılı mevkutelerdeki köşe yazılarından daha iyi olduğunu iddia ediyorum.

Bunu derken asla kimseyi de küçüksemiyorum, sadece bizim yazarlarımız iyidir diyorum. Zira, köşesinde okuyucusuna, her gün yazı yetiştirmek zorunda, kendisini hisseden yazar ve ekibinin, kısa zaman diliminde, hikâye daha olgunlaşmadan, bazen gerçekleşmeyen hadiselerin önüne geçerek olanı değil, kendi muhayyilesinde kurguladığı gibi, olması gerekeni yazabildikleri de bilinen bir gerçektir.

Bu ciddi bir eleştiri konusudur.

MB yazarları konulara daha hâkim, zaman mevhumuna bağlı kalmadan, alelıtlak, her sahada, yazılar üretilirken, görsel ve yazılı medyanın oluşturduğu gündemlerin dışında, yeni gündemlere kapı aralayarak, bizatihi kendi gündemini tesis eden bir güç haline gelmiştir.

Bu itibarla, çok değerli Milliyet blog yazarlarının, bütün kategorilerde yazdığı her yazının ayrı bir üslubu, rengi ve manası ve zenginliğinin olduğu son derece açık hale gelmiştir.

Son günlerde, rumuz isimlere de çok takmış durumdayım, abuk sabuk rumuz isimlerle kendilerini tanımlayanlara yorum yazarken bir hitap şekli dahi bulamıyorsunuz,

Kendisini, sevdiği bir şarkı sözü, bir roman ismi, bir tiyatro eseri ile özdeşleştirip, tanımlayanlar mı dersin, rumuzun her çeşidine ratlamak mümkün, oysa bizim geleneğimizde basında müstear isim diye bir şey var, sinema ve sanat'ta da kullanıldığı gibi, çok komik duruma düşmeden, bu yola da başvurulabilir.

Oysa "yorum" yazarken ve yazıya başlarken; "Dün gece bütün meyhanelerini dolaştım İstanbul'un" isimli arkadaş gibi bir hitabı düşünün.

Aslında bu "kişiye özel" durum kimseyi de ilgilendirmemeli. Kimse de size yorum yaz demediğine göre.

"Rumuz" konusu MB yazarları tarafından yeniden gözden geçirilse ve düşünülse uygun olur derim.

MB yazarlarından “Hangimsin Sen Benim” isimli yazar arkadaşa ithaf olsun diye yazdım. “Kadın fotoğrafıydı gizlice çaldığım” isimli güncesini okurken, her nedense değinmek istedim.

Bu arkadaşımızın yazısını çok geç okumakla birlikte, anılar kategorisinde yazmış olduğu deneme yazıyı beğendim,

Yazar anısında, sahibini tanımadığı eski ve sararmış bir fotoğrafın, insan ruhunda bıraktığı izleri ve hüznü anlatmaya çalıştı.

Eski fotoğraflar…; bir kav'dan alev!, alevden ateş!, ateşten yükselip bulutlara duman olmuş, sonra da sinip küllenmiş hayatların derin hikâyesidir!...

Dolayısıyla, bu hikâyeler bir kitapsa eğer, fotoğraflarda bu kitabın kapağıdır.

Yazar, bir kitap sayfasından çekip aldığı, bu küllenmiş hayata, bir soluk üfleyip, küllerini savurunca biz de anlamış olduk.

Sevgili arkadaşa, yüreğinin derinlerinde hissettiği o küllenmiş hayatın örtüsünü kaldırıp bize keyifle okuttuğu için teşekkürler.

Tüm Milliyet Blog yazarlarına selamlar.

 
Toplam blog
: 135
: 1323
Kayıt tarihi
: 29.09.07
 
 

Ali Emir KARAALİ, Rize Doğumlu, 1978 Rize Lisesi Mezunu, (1988)T.C. Anodolu Üniversitesi   'İşlet..