Milliyet Blog Zonguldak

Merhaba.

Bu yazıma sizlere Milliyet Blog' a nasıl yazmaya başladığımı anlatacağım Benim normalde hiç böyle bir düşüncem yoktu. Ama annem de eski bir Milliyet Blog Yazarı' dır. O geçip bilgisayarın başına bir şeyler yazıyordu. Bendeki de meraksızlık... Hiç sormadım anneme ne yaptığını, ne yazdığını, nereye yazdığını... Sonra meydana ödüllerim çıktı. Ödüller çoğalınca demedi aslında annem bana gel yaz diye ama yine de ondan sonra söyledi. Annem daha önce de bir iki kez dile getirmişti ama ben kestirip atmıştım açıkcası... Sonra bir deneyeyim dedim. Başladım ve ilk yazımı yazdım. Başlangıca göre iyi okundu. Yorumlar yağıyordu ve bu da benim gururumu okşamadı değil... Ama kesinlikle şunu söylemeliyim ki ben Milliyet Blog' a yazmak için yazmadım. Gerçekten istediğim için, hissettiğim için yazdım. Sonra alıştım Milliyet Blog' a... Günde iki üç yazı gönderiyordum bazen... Bir ara uzun bir mola verdim. Sonra tekrar devam... Uzun bir süre önce başlayacaktım aslında ama okuldu dershaneydi derken çok koşturmaca oldu ve ben hiç vakit bulamadım. Neyse aslında asıl konumdan çok koptum. Yazımın başında annemin eski Milliyet Blog Yazarı olduğundan bahsetmiştim. Annem ve Zonguldak' tan yazan bütün Milliyet Blog Yazarları buluşmuşlardı. Hayat bu, yarına çıkacağımız belli mi! Bence en kısa zamanda tekrar buluşmak istediğimi söylüyorum. Yazımda o günün fotoğrafı var ama ben daha yokum. O karede ben de bulunmak istiyorum :) (bu arada annem sarışın mavi giysili olan)

Buradan bütün Zonguldak' ta yaşayan Milliyet Blog Yazarları' na sesleniyorum. Lütfen yazımı okuyun ve yorum yazın. Hatta belki kendinizi o karede bile bulabilirsiniz. Saygılarımla, Aleyna DİLMEN...