Milliyet Blogdan biri daha meşhur oldu

Bir MB cinin yeni kitabı! 

1960 ihtilalinin yedinci yılında dünyaya geldi Şebnem Aybar. Türk Sosyalist Hareketi’nin önderlerinden olan Mehmet Ali Aybar ile ilintisi var mı bilemiyorum. Birkaç kez sordum ama her zamanki dalgacılığı ile geçiştirdi.  

Bu dalga işini bu denli iyi becerebilmesinin önemli ayaklarından biri İstanbul Üniversitesi Psikoloji Lisansı ve yine İstanbul Üniversitesi Davranış Bilimleri Enstitüsünde Davranış Bilimlerinde aldığı yüksek Lisans’tan kaynaklandığını düşünüyorum.  

Bir ara Bodrum’da Ekolojik tarım ya da organik tarım ile uğraşıp kendi domates, biberini yetiştirmeye kalksa da danaburnu istilasına uğrayıp iflas etti.  

Blog yazarlarımızdan olan Şebnem Aybar aklına estiği gibi yazıp, dilinin kemiği olmayan, bu kemiği eline alıp milletin orasına burasına batırmaktan büyük keyif alan bir bloger. ( Bu bloger sözü de doğrumu emin değilim ama çoğu blog yazarı öyle dediği için doğru kabul edilmiştir) 

Şebo , kitap yazan Blog yazarları sınıfına terfi etti. Bir ara sizlere doğru bilgi aktarmak için blog yazarlarından kitap yazarlarını da araştırıp belirteyim istedim ama sonra da “amaaann blog yazma ile ahkam kesen araştırmacı blogerler bunu da araştırsın kardeşim” deyip zaman harcamamaya karar verdim. 

Şebo’nun kitabının kapağı muhteşem. Ebru Demetgül hayatının işini çıkarmış diyebilirim. Başkaca şansı da yoktu. Şebo gözlerini oyabilir, mesleğini 6 nokta Körler derneği için çalışmalar ile kazanıyor olabilirdi Demetgül. Ona da geçmiş olsun.. Zaten yanda görüyorsunuz. Çok başarılı bir kapak çalışması.  

Kitabının adı da yakıcı. “Bayılmışım Kendime Geldiğimde 40 Yaşındaydım” . Okuyan Us Yayınlarından çıktı bu uzun isimli kitap. Adı gibi kendi de uzun. 286sayfa. Sayfası 0, 063 kuruşa geliyor. Kitabın Editörlüğünü Volga Mirgün üstlenmiş. İsim mükemmel bir isim. Kendini tanımasam da ismini çok sevdim Editörün. 

Kapaktaki fotoğraf büyük olasılıkla Şebo’nun kendine ait. Üzerine konuşturulan kertenkele’nin adı Şerafettin, Salyongoz ise keramettin.. üçüncü atlayışını yapıp sol koluna tutunmaya çalışan çekirge Lafonten’in çekirgesi değil. Has be has Bodrum çekirgesi adı Bodrumlu Paco de Lucia. Sağ bilek üzerindeki karınca her şey dahil otellerimizdeki emekçilerden biri. Karşısındaki kene ise büyük olasılıkla patronu. Sağ dirsekteki kozadan çıkmış kelebek olsa olsa benimdir. Aşağıda yastıktaki yaratığın ne olduğunu henüz çözemedim. 

Kapağında bu denli detay olan bir kitabın içeriğinde neler vardır neler? İşte onu kitabı alıp okuyun ve öğrenin.. Ama tüm kitap sitelerinde şöyle deniliyor : 

“Zeki ve sivri dilli bir üslubun altındaki hüznünü gizlemeyecek kadar cesur olan Şebnem Aybar binlerce kadının dünyasına sözcülük yapıyor.” 

Şebo da kitabın içinde bir yerlerde şöyle diyor “İtiraf ediyorum; Tanrı akıl dağıtırken ben masanın altında kaybettiğim terliğimin tekini arıyordum Belki de bayılmıştım. Kendime geldiğimde kırk yaşındaydım" diyor ve bir başka yerinde mi diyor kapak arkasında mı yazıyor bilemediğim bir şey daha var ve etkileyici. Diyor ki Şebnem Aybar “"Ararsan buluyorsun kurcalarsan bozuyorsun deşersen eline illaki batıyor bir iğne; kazarsan çıkıyor örtersen görünmüyor; duyarsan irkiliyorsun tutarsan hissediyorsun kaybedersen üzülüyor bulunca seviniyorsun . Çıkarsan görebiliyor inersen duyamıyorsun; yağarsan ıslatıyor yağmadığında kurutuyorsun; beklersen üşüyor yürürsen ısınıyorsun; seversen semiriyor sevmediğinde soluyorsun; açıksan herkes sana geliyor kapalıysan kapından dönüp gidiyor; verince büyüyor alınca borçlanıyorsun; gülersen kırışıyor ağlarsan ayıplanıyorsun . 

İşte sevgili Milliyet blog yazarları.. Radyolarda ve TVlerde Lansman çalışmalarına hızlı girilen bu kitap, kitap sitelerinde onbinlerce ‘tık’ almış.  

Kıskanmayın gidin sizde kitapçınızdan ısrarla isteyin. D&R lar dahil tüm kitapçılarda bulmanız mümkün.. Adı “Bayılmışım Kendime Geldiğimde 40 Yaşındaydım” 

Eline, diline, kalemine ve usuna sağlık Şebom. Okumadım ama en yakın zamanda , inşallah ilk beş yıl içinde okuyacağım hiç tasalanma J))