Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '10

 
Kategori
Tarım / Hayvancılık
 

Milyonlarca çiftçi aç

Milyonlarca çiftçi aç
 

1990’lı yıllar beldemdeki düğün salonunda, yapılmak istenilen arazi tesfiye ve toplulaştırma çalışmaları ile ilgili bir bilgilendirme toplantısı yapılacağı duyuruluyor yerel yayın araçlarıyla. 

Duyurulan saatte çıkıyoruz düğün salonuna. O da ne? Sekiz on kişi ya var ya yok. Bulunanlardan ikisi de toplulaştırmaya salt belediye başkanına muhalif oldukları için karşı çıkan ve kahvehaneleri dolaşarak asılsız, ağza alınmayacak sözlerle toplulaştırma aleyhinde propaganda yapan arkadaşlardan. 

Denizli Tarım İl Müdürlüğü’nden gelen ekibin başında bulunan kişi eline mikrofonu alıyor ve; “ Ey Çıtaklılar siz aptal mısınız?”, diye soruyor ve “Tarlalarınızı satsanız tesfiye ettirmeye gücünüz yetmez. Ayağınıza gelmiş bu fırsatı tepiyorsunuz.”, diye sürdürüyor konuşmasını. 

Tesfiye ve toplulaştırma ile ilgili gerekli açıklamalar yapıldıktan sonra, komşu illerde yapılan çalışmaları köylülerin yerinde görebilmeleri için otobüsler kiralandığını ve isteyenlere ücretsiz olarak gösterileceğini ifade ediyor. Daha sonraki günlerde de az sayıda çiftçi toplulaştırma çalışmalarını Manisa köylerinde yerinde görme olanağını elde ediyor. 

Belediye başkanı, edilen küfürlere, kendisine silah çekilmesine aldırış etmeden, değişime ve yenileşmeye karşı çıkmayanların da desteği ile gerçekleşmesini sağlıyor tesfiye ve toplulaştırmanın. 

On üç yıldır sulu tarım yapılıyor, üretilen ürün miktarı en az beş kat artmış durumda şimdi. Daha önce adı sanı anılmayan tarım ürünleri de üretiliyor (çerezlik ayçiçeği vb. gibi). Ancak çiftçiler “ Sulamadan önce daha iyiydi durumumuz. Sulama bizi yoksullaştırdı. Sekiz on ineğim vardı. İneklerimi teker teker sattım, traktör ve ekipman aldım. Şu anda iki inek satın alabilecek durumda değim”, vb. şeyler söylüyorlar. 

Bir çok insan eskiye oranla daha çok üretiğinin, kendisini yoksullaştıranın hükümetlerin tarım politikası olduğunun farkında bile değil. 

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin bağımsız gıda hakkı uzmanı Olivier de Schutter, yatırımcıların stratejik önem kazanan tarım alanlarına yönelmesi ve çevre tahribatı ile 500 milyon çiftçinin topraksız kaldığını ve açlık çektiğini; tarım alanları üzerindeki spekülasyonlar, çevre tahribatı, sanayileşme ve kentleşme gibi nedenlerle her yıl yaklaşık 30 milyon hektar tarım alanının kaybedildiğini, çiftçilerin, balıkçıların ve yerli halkların hayatlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan tarım alanlarının, hükümetler ve yatırımcılar tarafından ele geçirilmeye çalışıldığını söyledi. 

BM Genel Kurulu İnsan Hakları Komisyonu’na bilgi veren, ardından da basın toplantısı düzenleyen De Schutter, yatırımcıların, tarım alanlarının, tıpkı su gibi gelecek için stratejik bir önem kazandığının farkında olduklarını belirterek, hükümetlerin zayıf, emeğin ucuz olduğu bölgelerde, özellikle Sahra altı Afrika’da küçük çiftçilerin topraklarına zorla el koyma olaylarının daha çok görüldüğünü vurguladı. 

De Schutter, gıda fiyatlarındaki, özellikle pirinç, buğday ve mısır fiyatlarındaki artışın son derece endişe verici olduğunu kaydederek, bu yüzden açlık çekenlerin sayısının artacağının neredeyse kesin olduğunu söyledi. De Schutter, BM Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre geçen ay dünyada aç insan sayısının 925 milyon olduğunu ifade ederek, fiyat artışları sonrası durumun çok daha kötüleşmiş olabileceğine dikkat çekti. 

Belçika’daki Louvain Üniversitesi ve Avrupa Koleji’nde hukuk profesörü olan De Schutter, her yıl çevre tahribatı yüzünden 5-10 milyon hektar, sanayi amaçlı kullanım ve kentleşme yüzünden de 19.5 milyon hektar tarımsal alanın kaybedildiğini, özellikle biyolojik yakıt elde etmeye yönelik üretim amacıyla her yıl 40 milyon hektar alana talep olduğunu belirtti. 

De Schutter, piyasaların, özel teşebbüsü cezbedebilecek, ihracat piyasalarında rekabet edebilen, büyük ölçekli üretim yapan tarım işletmelerinden yana işlediğini, ancak bunun, kırsal kesimlerde gelişmeye, yoksullukla mücadeleye katkı yapan ve ekosistemi korumaya yardımcı olan küçük çiftçilerin zararına olduğunu söyledi. 

Çiftçimizin bütün bunlardan haberi ne yazık ki yok. Şeker Yasası, Tütün Yasası, Tohumculuk Yasası, Hal Yasası çıkarıldı. Bunların tümü Türk çiftçisinin aleyhine hükümler içeriyordu. Dünyanın en pahalı mazot ve gübresini kullanıyor hala çiftçimiz. Ve birileri bizlere alternatif ürünler üretemediğimiz için dünyadaki öteki ülkelerin çiftçilerinin ürettikleri ile rekabet edemediğimiz vb. masallar anlatmayı sürdürüyorlar. Bakalım nereye kadar daha sürdürebilecekler? 

 
Toplam blog
: 190
: 3134
Kayıt tarihi
: 28.09.07
 
 

Emekli öğretmenim. Yurdunu, ulusunu seven, her konuda sorumluluk sahibi gençler yetişsin istiyorum. ..