Minareden at beni, in aşağı tut beni

Kadın soyu.
Yerküreye milyonlarca yıl önce çarpan bir göktaşından çıkan gazların etkilediği tek canlı varlık.
Memeli. Bu yüzyılda hele, isteyene XXL memeli.
Dünya hala yörüngesinde dönüp duruyorsa eğer; buna sebep azınlık tür - düşünce gücü -, sanayi bacası körüğü, pencere önü çiçeği, dev aynası kumkuması ( boydan uzun enden dar gösteren ayna tercihen ).
İçinde bulunduğum ahval ve şeraitin tüm diretilerine rağmen kapsa( n )ma alanımdan çıkıp 7000 feet ten aşağıya bakınca gördüklerim.
Özeleştiri / özelleştiri yaparak aşağıya doğru iniyorum.

Kadınım. Yani en azından aynaya bakınca öyle görünüyor ve kafa kağıdım pembe. Bunlar STANDART, kadın olmak için.
Çocuk doğurmak, muayyen gün telaşı, sandre sarısı saç, fransız manikürü, en iyi kuru fasulyeyi pişirmek, saç süpürge etmek, pantalona tek çizgi çekebilmek, bir şirkete cenırıl menıcır olmak ( ya olmak ! ya olmak ! ) , gelinlik giymek, fatura ödemek ya da ödetmek vs. . OPSİYONEL.

Hastanelerin bebek odalarındaki pembe battaniye ile, diğer canlı varlıklardan ( mavi battaniyeliler) belirgin bir şekilde ayrıldığı günden itibaren başlar ve son durak arabasında, yine dört kenarı oyalı, cicili bicili yazma ile biter yolculukları.
Bir renktir, bir cicidir, bicidir, biriiinçtir.

Ne istediğini bilir gibi yapıp da aslında aradığının ne olduğunu bilemeyen bir soydur bu kadın soyu. O nedenledir ki herhalde, hiçbir icatta mucit, hiçbir keşifde kaşif rolünde oynamamışlardır tarihte.
5 ( beş ) numara şiş almak için girdiği mağazadan 12 kişilik yemek takımı alıp çıkabilen tek canlı türüdür.

Hayatlarına sokacakları erkeklerde, aradıkları yegane özellik, işinde başarılı olmasıdır.
"İşinde başarılı" olması literatürde ”paralı” olması anlamına gelir.
Sonra fizik önemli değil, esprili olsun beni güldürsün derler. Fizik önemli değil tabi, nasılsa çevredeki tüm eli yüzü düzgün erkeklere ( satış elemanı, jinekolog, oğlunun beden eğitimi hocası, köşedeki otoparkın sahibi) kur yaparak, onlardan sosyal itibar ve iltifat alarak aslında nasıl da aranan ve holivud aktörlerine layık bir kadın olduğu duygusunu tatmin edebilir.

Eşlerinin özgürlüklerini kısıtlamamalarını isterler bir de.
Çoğu kadının özgürlükten kastı, ona limitsiz kredi kartı bahşedilmesi, bu kartların ekstrelerinin hesaplarının sorulmaması, kendi annesi ile günde sekiz öğün telefon görüşmesi yapabilmesi ama kocasının annesine bayram harici ziyaretin asla ve asla olmamasıdır.
Beni saysın, sevsin, toplum içinde bana sahip çıksın mesajları da vardır. Ayrıca maço erkek isterler bununla da kalmaz. . Yani erkeğin seni hem sevecek, hem sayacak, hem özgürlüğüne laf etmeyecek, ama yeri geldiğinde maço olacak, kodu mu oturtacak. . .
Bir çeşit “Minareden at beni, ama in aşağı tut beni “ ilişkisi ister kadınlar. . .

Kendi ayaklarının üzerinde duran kadın modelleri de vardır- ki bu “kendi ayağı üzerinde duran kadın” zincirleme sıfat tamlamasına da çok gıcığım ayrıca- onlar her ne kadar bu yukarıda yazılanları redetseler de uzaktan uzağa, böyle yaşayan kadınlara hastadırlar.
Hiç “şu kadınlar gibi olamadık, halimize bak, biz çalışalım, eve bakalım, bunlar hayatın tadını çıkarsın, yedikleri önlerinde yemedikleri bilmem nerelerinde” diye sızlanmayan, sözüm ona kendi ayağı üzerinde duran bir kadınla karşılaşmadım.

Biz kadınlar böyleyiz işte yerseniz önünüzde, yemezseniz arkanızdayız. Maalesef.
Esefle kınıyorum bizi yine de.