Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '11

 
Kategori
Sevgililer Günü
 

Mine'm

Mine'm
 

Mine bulunduğu kentin devlet hastanesinde santral memuresi olarak çalışmakta ve işinde oldukça başarılı bir bayandı. Yirmi beş yaşlarında sarışın, kıvırcık saçlı, saçları gözlerinin içine düşse de, o hiç rahatsız olmadan sarı lüleleri kenara bile almazdı. 

Sabahları babasıyla birlikte giderlerdi işe, zira babası da aynı hastanede çalışıyordu Hastane santrali, hastane girişinde, kocaman bir meydanın ortasında kuruluydu. Santralın kocaman bir penceresi vardı meydana açılan. Santral çalışanları işe gelince o camı açar, hem etrafı seyreder hem telefon bağlantıları yaparlardı ama Mine için camın açık olmamasının hiçbir önemi yoktu. O durmadan çalışır şipşirin ses tonuyla gelen telefonlara cevap verir, işini de çok severdi. 

Akşamları eve geldiğinde belki bir evin bir kızı olduğundan ev işleriyle hiç ilgilenmezdi. En büyük hobisi el işi yapmaktı, uzun yaz günleri eve geldiğinde cam kenarına oturup dantelini eline alıp saatlerce dantel örerdi. Mine'nin ördüğü danteller gerçekten çok ama çok güzel ayrıca özel olurdu. Görenler şaşkınlıklar içinde seyrederdi onun eserlerini ve kimse inanamazdı. 

Minelerin oturduğu mahalle eski bir mahalleydi. Dar sokaklardan olşuyordu. Tam karşı apartmana yeni komşuları taşınmıştı. Tek kişiydi; genç bir erkek , Murat... Yalnız başına taşınmıştı Murat. Aslında ev sahibi bekarlara ev vermiyordu ama Murat çok efendi ve sıcak kanlılığıyla razı etmişti ev sahibini. Komşular toplanıp hoşgeldine gitmemişlerdi bekar olduğu için. Murat mahallenin bakkalıyla, kasabıyla ve diğer esnafla çok iyi anlşıyordu, iş çıkışı eve geldiğinde önce tek tek esnaf ziyareti yapıp gönül alıyor, sonra evine çıkıyordu. 

Çiçeği burnunda bir polis memuru idi Murat. İş yerinde de çok kısa sürede sevdirmişti kendini. İşini de seviyor ve çok çalışıyordu, akşamları yorgun dönüyordu eve, bazen gece nöbetleri oluyor, nöbet sonrası evini özlemiş olarak dönüyordu işinden. Eve geldiğinde camları açıp havalandırıyor, ister istemez Mineler'in tarafa doğru bir gözatıyordu Mine genelde camın kenarında oturuyor oluyordu çünkü. Onun da kendisine baktığını hissediyor için için seviniyordu Murat. 

Günler birbiri ardına akıp giderken, Murat hergün eve doğru gelirken Mine'yi pencerenin kenarında görebilmenin hayalini kuruyor, nöbetlerinde ise onu görememenin boşluğunu hissediyordu .Bazen derin düşüncelere dalıyordu: askerliğini yapmıştı, mesleğini seviyordu, para kazanıyordu, eh annesi de sağlığında hep oğlunun mürüvvetini görmek isterdi, ee geriye bir tek gönlünü dolduran birsiyle evlenmek kalmamış mıydı? Bunun için en güzel aday her gün gül yüzünü görmeye alıştığı ve pencerenin kenarında Murat'ı bekleyen sarışın güzel Mine neden olmasındı? Her akşam yolumu bekliyor diye düşünüp kıs kıs gülüyordu. 

Bu bakışmalar bütün bir yaz boyunca devam etti gitti. Mine eve geliyor, yemeğini yedikten sonra her zamanki yerini alıyor, elinde danteli sanki dalgın dalgın Murat'ı bekleyen bir görünümde... Murat ise akşamı zor etmekteydi Mine'nin karşısındaki yerini almak için. 

Artık zamanı geldi bu böyle olmayacak ben Mine ile yüzyüze görüşmeliyim diye karar verdi Murat. Zaten onun Devlet hastanesinde santral memuresi olduğunu duymuştu bakkal Kemal'den. Bugün hastanenin santralını arayayım Mine'ye kendimi tanıtayım diye karar verdi. Ben karşı komşunuzum dediğim zaman o mutlaka beni tanıyacaktır her akşam camdan cama bakışıyoruz boru mu?Tanıyacak elbet ve kendisinden görüşme taleb edeceğim sonra buluşacağız diye hayaller kurarak uyudu o gece. 

Sabah Mine'nin babası hasta olduğundan işe gidemeyecekti. Mine'yi hastaneye yine yakın komşuları olan röntgen uzmanı Faik Bey götürecekti. Babası telefonla aryıp Faik Bey'e haber vermişti bile. Mine yine güzel güzel giyindi annesi onu aşağıya indirdi kapının önünde Faik Bey'i beklemeye başladılar. Geldi Faik Bey, eşi de yanındaydı, Faik Bey'in eşi Mine'nin samimi arkadaşıydı. 

Mine, günaydınlar dedi karı kocaya. 

_Günaydın Mine Bitti mi benim o muhteşem dantel örtülerim Mine? 

Evet az kaldı çantamda bak göstereyim diyerek çıkardı Mine o canım sanat eseri olan dantelini. Faik Beyin eşi Nagihan bir çığlık attı.İnanmıyorum sana Mine yani seni çok yakından tanımasam sen yüzde yüz görebiliyorsun diyeceğim. 

_Yok be Nagihan yüzde on bile görmüyorum görmüyorum ama benim gözlerim parmaklarımın ucunda. 

_Muhteşemsin Mine olağanüstü güzel bunları kullanmaya kıyamayacağım. 

_ Kullan yeni modellerim gelecek bakalım onlara ne diyeceksin? 

Hastaneye gelmişlerdi bile Faik Bey Mine'nin koluna girdi onu santrala götürdü koltuğuna oturttu. Telefonlar hiç susmuyordu bugün mağlum hafta sonu ya. Susmaz bu telefonlar diye düşünürken Mine, tam bir sessizlik olmuştu ki telefon yeniden çaldı Mine: 

_Efendim Amasya Devlet Hastanesi santrali buyurun size nasıl yardımcı olabilirim? 

_Efendim şeyyy ben Mine Hanımla görüşmek istiyorum. 

Buyurun benim dedi Mine o billur sesiyle. Ben dedi Murat ben karşı komşunuz Murat, Mine Hanım, karşı komşunuz polis Murat... Tanıyamadım ama buyrun hayırdır dedi. Murat tanıyamadım demesine biraz bozulmuştu aslında ama pek üzerinde durmadı. Mine alışkındı eş dost konu komşu yardım isterdi hep ondan sıra almak, tahlil yaptırmak vs vs konusunda. 

Şey dedi Murat akşam görüşebilirmiyiz yani bu akşam iş çıkışında? Mine tam olarak anlamadı ama tamam dedi tamam görüşelim gelin eve ben akşama evdeyim. 

Murat nasıl olduğunu nasıl başardığını eve nasıl hemen kabul gördüğünü düşüne düşüne akşam oldu ve kendini çiçekçide buldu. Bir demet çiçek aldı eve geldi nasıl yapacağına karar vermek üzere düşünmeye başladı bu arada pencerenin önüne geçti Mine'ye bakt. o yoktu . 

Mine de evde annesine babasına anlatıyordu beni biri aradı ama pek anlamadım görüşelim dedi gel görüşelim dedim tanımadım ama anne bozuntuya vermedim gelirse ayıp olmasın sanırım tanıdık biri. Annesi: kimse gelir elbet yavrum hastanede bir işi vardır babanla, ya da seninle, yardım isteyecektir diyerek geçiştirdi. Yemeklerini yediler, Mine Pencerenin kenarında ki yerini aldı danteline başladı. 

Murat. Mine'nin penceresinin yanına geldiğini görünce: oh be dedi geldi. İlk kez el salldı. Mine göremedği için yanıt veremezdi tabi Muratın varlığından bile habersizdi o. Murat üzüldü bana el sallamadı gitmesem mi diye düşündü ama son hazırlıklarını yapıp bu fırsat kaçmaz diyerek çıktı evden kalbi çarparak Mineler'e geldi. Kapıyı çaldı, kapıyı Mine'nin annesi açtı "buyurun" dedi. 

Murat içeri girdi titriyordu anne ve babasına kendini tanıttı. Mine geldi sarı bukleleri gözlerinin üzerinde.Annesi: Mine Murat Bey karşı komşumuzmuş bak dedi. Mine elini uzattı Murat'a Murat şok oldu.Günlerdir pencereinin ardından kendisini izlediğini, gözlediğini, beklediğini sandığı genç kız meğer ama imiş. Murat'ı hiç görmemiş. Derin bir nefes aldı oturdu sohbet ettiler ve Murat ziyaret amacını söylemeden evine döndü. Sabaha dek uyumadı düşündü düşündü ve bir çok geceleri uykusuz geçirdi. 

Aradan uzun yıllar geçmişti, şimdi bayram nedeniyle Kayınvalidesini ziyarete gelen Murat biricik sevgilisine sordu: 

_Mine'm oğlana annem bakar ben seni hastaneye götüreyim, eski mesai arkadaşlarını özlemişsindir ne dersin? 

Sevgililer Gününüz Kutlu Olsun. 

 
Toplam blog
: 584
: 424
Kayıt tarihi
: 09.03.08
 
 

Sıradan bir yaşantım var.  Gezegeni, insanları, hayvanları seviyorum. Renklere aşığım. Okuyorum, ..