Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '20

 
Kategori
Edebiyat
 

Minnet

       “Niye mi bağırıyorum? Çünkü çok sinirliyim! Bak sen beni tanımıyorsunuz! Pardon siz! Anlatayım ben size kendimi. Dikkatle dinleyin!”

        Şişmiş boyun damarlarıyla, gözleri taşacak bir volkan gibi parlayarak konuşmasına (bağırmasına) devam etti.

       “Bizim mahalle zengin mahallesiydi.  İyi ki o yüz bin katlı apartmanın en üst katında oturmamışız. Çünkü manzara sevmem. Çocukken de sevmezdim. Hele pencereden dışarı bakmayı. Her denemem de boynum tutulurdu çocukken. Neden sanki yapılmışsa o pencere boyumdan 2 metre yukarı! Işık girmese de olurmuş. Çık sokağa gör güneşi. İki adım atıver. Dimi?

       Oyuncağım yoktu. Bisikletim de. Ne ödünç aldım, ne anneme al dedim. Çok küçüktüm, annem o çöpleri taşırken içinden almayı bir kere denedim de tokatı yedim. Öğrendim ki çöpte mikrop varmış. O gün bugün barbilere mikrop derim. 

       Öğretmenime soru sormazdım asla. Dersi iyi anlattı dedirtmem. Dersi de hiç dinlemedim. Sussaydı da öğrenirdim. Kitaplar var nasılsa. Ben okurum. Ben öğrenirim.  

      Çantamda bir sürü çakmak taşırım. Çantam yok mu yanımda? Sigaramı sigaramla yakar bir paketi göz açıp kapayıncaya kadar bitiririm. Yok eğer rüzgârdan sönerse yakmayıveririm. İçmem. Ölsem içmem.

       Yola çıktım, kayıp mı oldum. Dururum benzincide. Önce bir depo doldur derim. Sonra marketinden bir ton alışveriş yaparım. E hadi başka bir şey lazım mı de? Derse yolu sorarım. Demezse sormam. Arayan bulur hesabı o benzin bitene kadar sürerim arabamı.

       Mesela sokakta sıkıştım, tuvaletim geldi. Bir kafeye girer, işemeden önce oturur masaya sipariş veririm. He o garson bir türlü gelemez, elimi görmez, ben artık çatlayacak gibi olurum o ayrı. Tutarım! Tutmayı çocukken öğrendim. Temizlik yaparken annem asla kirletmezdim elalemin tuvaletini. 

       Kocamdan bir lira almadım. Eve de harcatmadım. Kendim kazandım kendim yedim. Gün oldu evde yemek olmadı adam gitti dışarda yedi. Ben aç oturdum bekledim. 

       Kendim çalışır kendim yerim. Evliymişim, yarısı benimmiş. Kim demiş?  

       Niye mi adım Minnet. Annem koymuş. Bu kadar basit. O şarkıyı da hiç sevmem. Kim söylüyordu? Heh. Selda Bağcan. Ne Selda ismini severim. Ne o şarkıyı. Ne minnet edenleri ne etmeyenleri. Gereksiz bir kelime. 

        Anlıyor musun beni doktor?  

        Anlıyor musun?

        Şimdi söyle cevap ver!

        Kızımı kurtarman için ne istiyorsun benden???”

 

 

 

 

 
Kayıt tarihi
: 14.06.14
 
 

yazar, çizer, fotoğraf çeker ..