Minotaur; Kafası Boğa, Gövdesi İnsan Girit Boğası

Gelin de efsaneleri sevmeyin.
Onları okurken hayallere dalmayın.
Sonrasında haydi canım bu da olur mu demeyin.

Olmuş ya da olmamış.
Bilinen yaşanmışlıklara ilaveler eklenerek günümüze gelen anlatılara efsane denildiği.

Peki yaşanmışlık deniliyorsa bir parça da olsa gerçek payı vardır.
Hani hangisi doğrudur, kulaktan kulağa söylenen mi yazılan biçilen mi?

Birçok yazılanlar ne yazık ki İskenderiye Kütüphanelerinde yok olduğu gibi fethedilen ülkelere girildiğinde yakılıp, yıkıldığı için yok olmuş.

Kazandıkları yani feth ettikleri ülkeleri talan etmeyen sadece Türklerdir.
Osmanlı yedi kıtanın fethini yapmıştır bir tek eserlerini ne yakmış ne yıkmış ne de talan etmiştir.

Savaşta elbette ganimetler olmuş fakat bunlar öldürülerek, parçalayarak, çalarak olmamış. Kazanılmışlar hakkıyla alınmış. Alınanlar da yok edilmemiş. Saklanmış, korunmuş.

Tarihe olan merakımı Mitolojiye gönül verince edindim.
Mitolojiye, Ürgüp’te otel açtığımızda sevdalandım.
Anadolu Mitolojisi o kadar heybetli ki etkilenmemek ne mümkün.

Sizlere anlatacağım bu mitolojik olayda da dikkatimi çeken, şaşırtan bir iki şeyden söz edeceğim.

Mitolojik olaylara meraklı olanlar bilirler. Kafası boğa, gövdesi insan biçiminde tabiri caizse bir yaratık vardır. Ona Minotaur denilir.

Kral Minos, Yunan Mitolojisinde geçen tanrıların kralı Zeus tarafından taçlandırılmış.
Zeus her dokuz senede bir emirler verirmiş, o da Girit’i öyle yönetirmiş.

Kral Minos ta Zeus’un oğluymuş.

Minos, Poseidon’a kurban sunmak için kendisine bir kurban vermesini istemiş.
Poseidon Minos’a beyaz bir boğa göndermiş.
Kral Minos bu boğayı kurban etmeye kıyamamış ve başka bir boğayı kurban etmiş.
Poseidon buna çok kızmış ve onu cezalandırmak istemiş. İnanılmaz bir ceza vermiş.

Kraliçe Pasiphae’yi boğaya âşık etmiş.
Kraliçe o boğa ile birlikte olmuş.
Bu birliktelikten boğa başlı insan vücutlu bir yaratık yani “Minotaur” doğmuş.


Elbette hatalar var.
Kral sözünde durmamış,
Poseidon ise inanılmaz bir ceza vermiş.
İntikam kötü bir olay fakat böylesi bir hayli zalimce…


Nazan Şara Şatana