Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Aralık '07

 
Kategori
Projeler
 

Minya düşünce

Minya düşünce
 

Not: Temasını ben ve eşimin yazdığı bu proje, Ulusal düzeyde yapılan bir yarışmada yaklaşık bin proje arasında (Sosyal Bilimler Olimpiyatı2007) Türkiye birincisi olmuş ve para ödülü ile ödüllendirilmiştir. Peyzaj çalışması Manisa’daki bir mühendislik firmasına yaptırılmıştır. Manisa Belediyesinin bu projeyi uygulamaya geçirmesi söz konusudur.


Dünya tarihinde tüm icatların veya buluşların temlindeki etken ihtiyaçlar olmuştur. Veya ihtiyaçlar, buluşların temelinde belirleyici bir etken olmuştur.Ulvi Öğretmenin ülkesinde de uzlaşmaya ihtiyaç vardı. Ulvi Öğretmen projesinde, uzlaşma ve hoşgörü kültürünü geliştirme, aykırı düşüncelere tahammül etme becerisi geliştirme konusunu işlemekteydi


Ve bir park hayal ediyordu Ulvi Öğretmen. Tüm aykırı düşüncelerin , görüşlerin çekincesiz dillendirildiği ve aykırı görüş sahiplerinin birer minyatürlerinin sergilendiği , eserlerinin tanıtıldığı bir park.


Mevlana , Nazım Hikmet, Necip Fazıl, Ahmet Kaya, Adnan Menderes , Deniz Gezmiş, Said-i Nursi, Hacı Bektaş Veli, Pir Sultan Abdal gibi düşünce mimarları ve sayılamayacak kadar sayıları çok olan Anadolu’nun düşünce mimarlarının buluştuğu bir park.


Hiç birinin çatışmadığı, barış için yaşadığı bir park.

Siyasi –dini ve aykırı görüşlerinden dolayı sürgün edilmiş veya hapse atılmış ve vatandaşlıktan çıkarılmış hatta asılarak bu dünyadan da çıkarılmış mağdurların hayat hikayelerinin anlatıldığı, eserlerinin sergilendiği bir park hayal ediyordu.


Siyah–beyaz gibi zıt renklerin bir arada olabildiği bir park.

Sadece Nazım Hikmet’in şiirlerinin okunduğu veya Necip Fazılın düşüncelerinin anlatıldığı bir park değil. Bu bereketli yarım adada yaşamış tüm fikir mimarlarının olduğu bir park.


Felsefesi ne olursa olsun her düşünürün minyatürü, eserleri bu parkta sergilenmeliydi. Aksi takdirde çok renksiz ve zevksiz , özgün olmaktan uzak olurdu.


Bir okuldaki tüm öğretmenlerin birbirlerinin aynısı olması veya aynı cümleleri kurması veya aynı esprileri yapması gibi. Yada bir sınıftaki öğrencilerin tamamının bir birine benzemesi gibi tahammülü zor bir durum olurdu.

Aslında İstanbul’daki Minyatürk Parkı, projenin ilham kaynağı olmuştu.

Dünyanın sayılı mimari eserlerinin buluştuğu bu park bir zenginliğin, renkliliğin ifadesiydi. Hepsi Mimar Sinan’a veya Fatih camiini yapan Mimar Sinanüddin Yusuf Paşaya’a veya Osmanlının bir başka mimarı olan Mimar Hayreddin’e ait değildi.


Herkesin, tüm dünyanın ortak mirasıydı. Minyatürk’e özgünlük katan da bu değil miydi zaten. Özellikle öğretmen ve öğrencileri, ülkenin insanlarını Türkiye’nin dört bir yanından buraya çeken ve burada buluşturan neden bu zenginlik değil miydi?


Ahmet Türk’ün ve Devlet Bahçeli’nin ele ele tutuşup halay çektiği, kadınlarının zılgıt çektiği, Ahmet Kaya’nın ”Suçu saz çalmakmış” türküsünü, Mustafa Yıldızdoğan’ın “Irmakların akışına ölürem Türkiy’em” Türküsünü söylediği bir park


Ahmet Arifi’n”Hasretinden prangalar eskittim”şiirini, Necip Fazıl’n “Sakarya” şiirini okuduğu bir park.

Yunus Ermenin “Yaradılanı severim yaratandan ötürü”,

Mevlanan’nın”İster Mecusi, ister Hristiyan, İster Putperest, ne olursan ol yine gel” dediği bir park

Atatürk’ün güllerini yetiştirirken elinin kanadığı ve mutlu olduğu bir park.

 
Toplam blog
: 49
: 1026
Kayıt tarihi
: 04.11.07
 
 

On beş yıllık eğitimciyim. Halen bir devlet kurumunda öğretmenlik yapıyorum. Dünyanın en zor ama en ..