Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '13

 
Kategori
İlişkiler
 

Miras

 

Genç yaşta evlendi, 2 oğlan bir kız çocuk sahibi oldu. Bir Devlet Dairesinde memur olarak çalıştı, eşi de aynı dairede çalışıyordu. Gecesini gündüzüne kattı, çocuklarını okutabilmek için geceleri de ek iş yaptı. Oğlunun biri diş hekimi, birisi hariciyeci, kızı Lise mezunu olarak bir şirkette iş buldu.  Mutluydu onları yetiştirmek için çok emek ve çaba harcamıştı,  ama neticesini almıştı. Eşi uysal efendi bir adamdı. Sıra başlarını sokacak kendi evim diyebilecekleri bir ev almaya gelmişti. Emekli oldular eşiyle birlikte aldıkları ikramiye yetişmedi ev almalarına. Kredi çektiler, yine ek işler bularak oturdukları evi satın aldılar. Eşi: “Evi senin üzerine yaptıralım, hayatın ne getireceği belli olmaz, ileride çocuklardan sıkıntın olabilir.” Demişti, nitekim eşi vefat etti.
 
Oğlunun birisi tanınmış bir diş hekimi, diğer oğlu yurt dışında hariciyeciydi. Her ikisinin de kazançları iyiydi, kısa sürede zengin oldular, evler, arsalar, arabaları ve iyi bir gelir. Kızının eşi ölünce, anne kızının yanına yerleşti, evini kapattı, eşyalarını evinde bıraktı. Kızının maddi durumu iyi değildi, üniversitede okuyan bir oğlu vardı, ana kız geçinip gidiyorlardı. Anne 84 yaşına geldi kalp ameliyatı geçirdi, kulakları işitmiyor, elleri titriyordu. Hasta hanelere, doktorlara boyuna para harcıyorlar, borçlanıyorlardı. Üzerlerine titreyip, onca emekler harcayarak yetiştirip meslek sahibi edip evlendirip ev yurt sahibi olmalarına emek harcayan annelerine: “Halin nedir, açmışınız, açıkta mısınız, gel biraz da biz bakalım sana” demediler. Anne kapattığı evi ve eşyalarını yok pahasına satmak zorunda kaldı. Zira aydan aya o evin yakıt ve apartman giderleri çok fazlaydı. Evin satıldığını öğrenen iki oğul kız kardeşlerine telefon açıp: “Annem bizim mirasımızı göndersin.” Deyince kız deli oldu adeta, kulaklarına inanamıyordu. “Ne mirası? Annem sağ kimden miras alıyorsunuz ev onun üzerine, annemin ne olacağı belli değil, boyuna hastahanelere para döküyoruz, onca borç ödendi.” Diye yanıtlayınca kıyametler koptu. “Sen annemin parasını yedin yıllarca, bizim hakkımızı göndersin” diye tedirgin etmeye başladılar. Neticede satılan o evin parasından her kardeşe çok az para düşecek. Oğullarının kaçar tane evleri, iyi gelirleri var.
 
Evlatlara bakın! İnsan hayretler içinde kalıyor. Ana ölmeden üç kuruş için miras, miras diye tutturuyorlar. Anne: “Ne yapayım ben, bari sağlığımda 3 çocuğa verip kurtulayım öldükten sonra birbirlerine düşmesinler” diyor. Yaşlı annenin ne olacağı belli değil, bir bakımevine yatırılsa dünya para nereden verecek, o hayırsız iki oğlu verir mi sizce? Allah evladın da hayırlısını versin. Böyle ölmeden miras diye tutturanların da sonunu görürüz bir gün. Kim öteki dünyaya götürüyor servetleri. Dünya malı dünyada kalır.  Bize ne oldu böyle?  Mirasa anne, kardeş değişilir mi?
 
NAHİDE ÇELEBİ
 
Toplam blog
: 1977
: 1045
Kayıt tarihi
: 25.11.08
 
 

Erzurum doğumlu, Ankara'da yaşıyor. D.T.C.F mezunu, emekli lise öğretmeni, evli, 2 çocuklu. "İsya..