Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '17

 
Kategori
Tarih
 

Mirza Bala Mehmetzâde kimdir?

Mirza Bala Mehmetzâde kimdir?
 

Orta Asya Müslümanlarının, ‘Rusya Müslümanlarına’, ‘Sovyet Müslümanlarına’ dönüştürülmesi; Korkunç İvan’ın Kazan’ıele geçirmesiyle başlar...

 

Rus Çarlığının idaresinde, silsile sırasına göre dördüncü İvan olarak ta bilinen Korkunç İvan’ın askeri birlikleri, 1551 yılında Kazan’a girdiğinde hayretler içindeydiler. Burada gördükleri muazzam yapılar ve ilim yuvaları karşısında şaşkına dönen Ruslar, bir yandan da Kazan’ı yakıp yıkıp yok ediyorlardı.

Kendilerinin daha önce devleti olmamıştı. Yıllarca Beylik olarak, Moskof Knezliği adı altında yaşamlarını sürdürüyorlardı. Türklerin gölgesinde yaşıyor, bir sorunda yaşamıyorlardı. Bu coğrafyada yaşananları daha derinden incelemek gerekirse, Türk Altın Orda (Altın Ordu) Devleti’ni sorgulamamız gerekli.

Yakın tarihimize, Rusya ve Sovyet Müslümanlarına gelelim. Kazan’dan Bakü’ye, Kırım’dan Fergana’ya, Bişkek’e, Almaata’ya kadar olan geniş Orta Asya stepleri Müslümanların, Türklerin varoluştan bu yana yaşadıkları alandır. Bizler, Anadolu Türkleri ve Müslümanlarının da ata yurdudur buralar. Kanlı savaşlarla, muazzam direnişleriyle yönetimlerini Ruslara bırakmak zorunda kalan Orta Asya Müslümanları, davalarını uzun yıllar bırakmadılar.

Her yüzyılda bir yiğit, Şamil gibiler davalarının takipçisi oldu. 1908 yılında Osmanlı’da İttihatçılar bayrak kaldırıp yönetime el koyarken, aynı yıllarda da Çarlık politikasından yılmış, Ruslaştırılmaya karşı olan bölge Müslümanlarına bir umut doğmuştu. Ya da öyle zannediyorlardı. 1908’de Çarlık yönetimine karşı ihtilal söz konusu olmuşsa da başarısızlıkla sonuçlanmıştır. 1908 girişimi, Ekim 1917 Bolşevik Devrimi’nin de provasıdır aslında. Bu devrimden yaklaşık olarak 2 yıl önce, Mirza Bala Mehmetzâde, kendisi gibi yaşamı sürgünde geçen Mehmet Emin Resulzâde’nin çıkarmış olduğu Açık Söz gazetesinde yazılar yazmaya başlar, yıl 1915. Resulzâde’nin Açık Söz gazetesinde, bölge Müslümanlarının önderlerinden ve savunucularından Mir Said Sultan Galiyev’de yazılar kaleme almıştır.Babasını küçük yaşta yitiren Mirza Bala Mehmetzâde yaşam kavgasına, annesine ve iki kardeşine bakmak adına çalışarak başlar. İlkokul yıllarında börek satan Mehmetzâde, bu okuldan sonra Bakü Teknik Okulu’na devam eder. Teknik okulu arkadaşlarının ve çevresinin maddi yardımlarıyla bitirir. Azerbaycan’ın, Rusya’nın en çalkantılı yıllarında gazetecilik yapan Mehmetzâde, vatanında birçok gazetede çalışır. 1920 yılında Bolşeviklerin Azerbaycan’ı işgal etmesiyle buradaki Demokratik Cumhuriyet yönetimi son bulur ve ülke Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti adını alır. Mehmetzâde Bolşevikler tarafından tutuklanır, hapis yatar bir süre. Mirza Bala Mehmetzâde’nin davası bu yıllarda başlar. Tutuklanan tek kendisi değildir, 1918 – 1920 yılları arasında hüküm süren Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin kurucusu, ilk Cumhurbaşkanı ve Müsavat Partisi Genel Başkanı Mehmet Emin Resulzâde yaklaşık 2 yıl hapis yatar. Resulzâde Bolşevik karşıtıdır, ülkesindeki yeni sosyalist yönetime göre karşı devrimcidir. Ve cezası idam olur.

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) lideri Stalin idam cezasını sürgüne çevirir, Polonya, İran, Almanya ve Türkiye’de yaşayan Resulzâde 1955 yılında Ankara’da vefat eder. Hapisten çıkan Mirza Bala Mehmetzâde öğretmenlik yapmaya başlar, bir yandan da Müsavat Partisi’nin yer altı faaliyetlerine katılır, basım yayın işlerini yürütür. Müsavat Partisi, 1911 – 1913 yılları arasında İstanbul’da yaşayan ve burada Türk Ocağı’nda bulunan Mehmet Emin Resulzâde önderliğinde 1913 yılında Bakü’de kurulmuştur. Resulzâde daha öncede, 1902 yılında Müslüman Gençlik Kurumu’nu kurmasıyla da bilinir. 1923 yılında, Sovyetlerin Müsavat Partisi’nin üyelerini tutuklamaya başlaması üzerine bir süre gizlenen Mirza Bala Mehmetzâde, daha sonra İran’a geçer. Bu ülkede öğretmenlik mesleğini sürdüren Mehmetzâde 1927 yılında İstanbul’a gider. Sürgündeki Müsavat Partisi’nin basım yayın işlerini buradan yürütmeye devam eder. Mirza Bala’nın Türkiye’de bulunmasından Sovyetler rahatsız olur, istemezler. Polonya’nın yolunu tutar. Ülkeler arası yoğun trafiği başlamıştır Mehmetzâde’nin. Dönemin hükümetinin Sovyetler Birliği ile ilişkilerinin iyi olmasından, bilhassa Türkiye’ye yardımlar gönderilmesi, Ankara’nın Moskova’dan gelen talepleri yerine getirmek zorunda bırakıyordu. Bunlara siyasi isim ve düşüncelerde dahildir. Mirza Bala, Türkiye’nin bu tutumundan dolayı çok istemesine rağmen sürgündeki ilk yıllarında Anadolu’da fazla kalamamıştır.

Bir süre Almanya ve Polonya’da yaşamıştır. İlginçtir ki; 1920’li yıllarda Rusya’da Bolşevik Devrim’den kaçan Beyaz Ruslar için İstanbul istasyon olurken, Müslümanlar içinde Polonya, Varşova istasyondur. Berlin’de kurulu bulunan Sovyetler Birliği’ni Öğrenme Enstitüsü’nün faaliyetlerine katılır. Enstitü tarafından çıkarılan Dergi adlı yayın organında yazılar kaleme alır. Sovyetlerin bölgede uyguladıkları komünist yönetimi anlatır. Kazan’dan İran’a kadar olan coğrafyada Müslümanların, Türklerin sesi olmaya çalışır.

Mirza Bala Mehmetzâde, 2.Dünya Savaşı’nın başlamasının ardından 1939 yılında Türkiye’ye gelir, İstanbul’a yerleşir. Birçok dergi ve gazetelerde Sovyetleri ve Rus emperyalizmini anlatan yazılar kaleme alır. Sovyetlerin radyosu da dahil olmak üzere, basılı yayınları çevirerek yazılarında yorumlar. Cumhuriyet ve Milliyet gazetelerinde yazdığı gibi Sebîlürreşad’da makaleleri yayınlanır. Yazılı basının arşivlerinde Mehmetzâde şu mahlas isimlerle karşınıza çıkar; Mirza Bala, Nuhoğlu, A. Kut, M. M. Mehmetzâde, M. B. Daşdemir ve Ali Kutluk. Mirza Bala, 1959 yılında Sebîlürreşad’da yayınlanan “Sovyetlerin dinî bir müracaatnamesi” başlıklı yazısında, Sovyetlerin Azerbaycan’daki camileri kapatmasını ve İslâm karşıtı propagandalarını da eleştirerek şu ifadelere yer verir; “Sovyet hükümetinin dinî kanun dışı ilan eden nizamları ruhanileri müşkül bir duruma sokmuştu. Camilerin ve cami yanlarındaki mektep ve medreselerin kapanması ve ruhanilerin içtimaî vazifelerden uzaklaştırılması onları münasip bir iş aramağa sevk etmişti. Resmî halk mekteplerinde muallimlik en münasip iş olarak intihap edilmiş ve muhtelif kademedeki din hadimi ruhaniler mekteplere dolmuştu. Kızılordu’nun istilasından sonra kurulan kukla Azerbaycan Sovyet hükûmetinin ilk reisi doktor Neriman Nerimanov’un ifadesine göre, istilânın ikinci yılında bütün ruhaniler muallim oluvermişlerdi. Ruhanilerin bu taktiği anlaşılır anlaşılmaz onlara karşı taarruza geçilmiş ve mekteplerden > başlanmıştır. Ders yılına takaddüm eden günlerde yalnız Şemahi mekteplerinden > suçuyla on yedi muallim >. Mirza Bala Mehmetzâde, Sebîlürreşad’daki aynı başlıklı yazısında vatanı sevmenin imandan olduğunu belirtiyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor; “Halbuki bizim için dâva sarihtir: Vatanımız Çarlar tarafından olduğu gibi, Bolşevikler tarafından da istila edilmiş, bugünkü esaret ve kölelik rejimi bize süngü üzerinde getirilmiştir. Dâvamız: Bizim hür ve müstakil demokratik millî hayatımıza fasıla veren istilâya nihayet vermektedir. Buna muvaffak olduğumuz zaman > da ispat etmiş olacak, yâni böylelikle millî ve dinî vazifelerimizi de yerine getirmiş olacağız.”

Günümüzde dahi halen devam eden Ermeni meselesine, 1927 yılında yazdığı Ermeniler ve İran isimli kitabıyla dikkat çeker. 1942 yılından 1955 yılına kadar İslâm Ansiklopedisi’ne de 50 madde ile katkı sunan Mirza Bala Mehmetzâde, Milli Duruş’u savunan düşünce adamı olmasının yanı sıra Sovyet zulmünü Batı’ya aktaran şahsiyettir. Bu haliyle de, Doğu’nun fikir adamları arasında haklı olarak yerini almaktadır. Mehmet Emin Resulzâde’nin 1955 yılında vefatının ardından Milli Müsavat Partisi Genel Başkanlığı makamına geçer. Resulzâde’nin ardılıdır bir bakıma, lakin ömrü uzun sürmez. 1898 yılında Bakü’de başlayan yaşamı 8 Mart 1959 tarihinde İstanbul’da son bulur.

Resulzâde’yi belirtmeden yaşamı ve mücadelesi anlatılamayan Mehmetzâde’nin vefat nedeni kalp krizidir.

MEHMET POYRAZ

 Sebîlürreşad Dergisi, Sayı:1015, Nisan 2017

 
Toplam blog
: 11
: 272
Kayıt tarihi
: 13.03.15
 
 

Gazeteci - Yazar, Ankara ..