Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Misafir ol gel bana, domestik olayım sana

Misafir ol gel bana, domestik olayım sana
 

Geçen gün bir grup arkadaş oturuyoruz biri seni mutfakta çok merak ediyorum derken, bir diğeri atlayıp “bence oldukça yavaş ve sanki ev işlerini de sevmiyor gibi” dedi. Savunma yapmadım ama ne yaptım da arkadaşıma bu imajı verdim bulamadım. Yeni yeni yemeğe başlayacağım enginarı, nasıl pişireceğim gibi bir soru sordum diye bu kanıya varmamıştır herhalde. Düşündüm ki; ben bu arkadaşları hiç evime davet etmedim. Neyimi eksik gördüler çözemedim. Sanki yemek daveti verdim de masa tozluydu hatta olmadı masada kukurikli kürdanlar, taşlı peçeteler, masaya atılmış incik boncuk, çiçek gibi ince detaylar unutulmuştu. O an cevap vermedim arkadaşım ama aşağıda sana savunmamı yazıyorum.

Yahu güzel kardeşim uzun zamandır yalnız yaşayan biriyim, her akşam kime ve niye yemek döktüreyim? Zaten evimde yediğim tek öğün akşam yemeği, aklımı yemekle bozmuş biri değilim dolayısıyla evde ne varsa onunla geçiştiriyorum. Bu durum bana düzensiz beslenme nedeni ile selülit riskini hatırlatıyor ama neden sende bu işlerden hoşlanmazmışım gibi bir imaj yaratıyor anlamıyorum.

Diyelim ki yemek yaptım. İkinci, hatta üçüncü güne kalan sıcak yemeği huysuzum yemem. E yalnız biri olduğum için her seferinde 100 gr fasulye veya bir adet kabakla domestik imajım bozulmasın diye niye uğraşayım? Prensipli biriyim misafir gelmeyecekse dolabımı iki gün sonra bozulacak yiyeceklerle niye doldurayım?

Aslında her işten anlar, yaprak sarma hariç- hiç denemedim- her yemeği bilirim ama uğraşmam. Uğraşmam için sebep yok. Uzun süredir her şeyden elimi ayağımı çektim. İçime birden prenses ruhu kaçtı. Ben hizmet eden değil hizmet edilen bölümüne geçtim. Daha önce hiç gocunmadan herkese emek veren hizmetçi ruhum da bu halimden korkup kaçtı.

Evimi artık kendim temizlemiyorum. Her gün eşek gibi çalışıyorum ve bir şekilde karşılığında para kazanıyorum. Her akşam parti vermediğim için ancak on beş günde bir kirlenen evime bir kadın geliyor ve evi püri pak yapıp, şartlayıp şurtlayıp gidiyor.

Bekârlığın tadına vardım. Eskilerin deyişi ile “bekârlık sultanlıktır” anlayışına çabuk uyum sağladım. Artık sultanlığın getirilerini gerçekleştiriyorum. Bekâr sultanlar yemek yapmakla uğraşmazlar dolayısıyla yemekten sonra mutfak toparlama dertleri yoktur hatta akabinde çay servisi yerine üç kişilik koltuğa yayılıp, sızabilme kolaylıkları vardır.

Hizmetçi ruhunu kovalamış benim gibi er-dişi tipler için bakınız daha ne tip özgürlükler vardır? Mesela hayatınızda sürekli ev işi yapma, saçınızı süpürge etme temposu yoktur. Hafta sonu börek yapma, tatlı yaratma gibi kafa yoran meseleler yoktur. Yatakta çaprazlama yatma, televizyonda istediğin kanalı izleme, romantik sahnede kınanmadan kolayca ağlama rahatlığı vardır.

Akşamları özgürce ve ani gelişen programlara dahil olma, istediğin kurs programına katılma, kendime sevgili arıyorum mazereti ile yeni adamlar ile sıkıntılı programlar yapma özgürlüğü vardır. Kimseye beğendirme zorunluluğu olmadan çeşitli arkadaşları gruplara ayırarak görme şansı vardır. Hafta sonu birilerine bağlı kalmadan en pahalı faaliyete tek başına katılma özgürlüğü vardır. İki kişi gittik de amanın çok para harcadık gibi hayıflanmalar yoktur.

Alışverişe gittiğinde paranı istediğin gibi savurma, tepeleme aldıklarınla eve dönme, hatta yol üzerinde bir yerde kendinle gurur duyarak höpürdeterek kahve içme keyfi vardır.

Şimdi soruyorum güzel arkadaşım kendi çapında bu kadar lükse ve özgürlüğe alışmış ben, nasıl domestik olayım? Beni evcilleştirmek için birinin tekrar yanına alıp eğitmesi lazım. Ben artık eski ben değilim. Olmak derdinde hiç değilim.

Eğer bir davet veriyorsam kimse merak etmesin hiç kimselerden eksik kalmam. Hamaratlık illa el emeği ile olmaz. Eskiden beş dakikada yemek hazırlayana hamarat derlerdi ama artık davette yemeğin yanında sunumun, karşılayışın, kıyafetin, makyajın, misafire dinlettiğin müziğe kadar her şeyin önemi var. Başkalarını bilmem ama bunlardan biri eksik olunca ben kendimi hamarattan saymıyorum.

Kısacası kimin ne zaman, ne döktüreceği hiç belli olmaz. İş ki; “çok misafirperver” bendenize hünerlerini göstermek istediği birileri gelsin…

 
Toplam blog
: 118
: 1607
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

Bir fikirden bir başka fikre, gerçeği bulana kadar bir halden başka bir hale geçip duruyorum. İncede..