Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '13

 
Kategori
Güncel
 

Mısırlı Esma, Halide Edip'ten, Binbaşı Ayşe'den, Fatma Seher'den neler öğrenebilirdi?

Mısırlı Esma, Halide Edip'ten, Binbaşı Ayşe'den, Fatma Seher'den neler öğrenebilirdi?
 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan alanlarda sürekli ‘darbe’ sözcüğünü irdelemekte ve T.C. Vatandaşlarını bilgilendirmek amacıyla ‘öznel’ karşılaştırmalar yapmaktadır.

TDK’ Büyük Türkçe Sözlük ‘te ‘darbe’ şöyle tanımlanmaktadır.

“Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükümeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi.”

Hepimiz Siyasal Bilimler penceresinden baktığımızda ‘darbe’ sözcüğünün tanımında görüş birliği içindeyiz.

Ancak görüş birliği içinde olmadığımız kim ‘darbeci,’ kim ‘darbe mağduru’ anlaşamıyoruz.

Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek Silahlı Kuvvetler tarafından darbeyle devrildiğinde Mısır Ordusu’nu devlet adamları arasında ilk kutlayan Başbakan Erdoğan olmuştur.

Çünkü devrilen Hüsnü Mübarek ‘laik’  idi.

25 Ocak 2011’de halk ayaklanmasının ardından Ordu’nun Mübarek’i devirmesiyle 70 yıllık ‘diktatörlük’ sona ermiştir.

Diğer yanda 2013 yılında Başbakan Erdoğan Mısır Ordusu’nun yönetimi Mursi’den ele geçirmesini ‘darbe’ olarak tanımlarken, Mübarek’in Ordu tarafından devrilmesini de ‘darbe’ olarak kabul ediyordu.

Şimdilik oldukça ‘öznel’ ve ‘sübjektif’ yorumlara neden olan ‘darbe’ sözcüğünü bir kenarda tutarsak, Mısırlı Esma’yı daha ayrıntılı irdeleme fırsatı yakalayacağız.

Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında T.B.M.M’in açılışı ve savaş döneminde erkekler kadar kadınlar da her alanda görev almıştır.

Osmanlı İmparatorluğu’nun XX. yüzyıl başında girdiği savaşlar nedeniyle silah altına alınan erkekler yerine çalışma hayatına giren kadınlar; vatanının ‘emperyalist güçler’ tarafından işgalini protesto etmek amacıyla ‘mitingler’ düzenlemişlerdir.

Bu mitinglerde Türk kadını ‘dominant,’ ‘aktif,’ ‘özgüveni yüksek’ ‘yurtsever’ kimliğiyle meydanlarda başrol oynamıştır.

Yıl: 2013 Yer: Adeviye Meydanı, 17 yaşındaki Esma’yı vurdular.

Akabinde babası Müslüman Kardeşler Örgütünün şiddet yanlısı, en etkin üyesi Muhammed El Biltaci hapis edilmişti.

Daha 17 yaşında, politikada ’acemi,’ eğitim düzeyi ‘yetersiz,’ Esma ve babasının yazdığı mektuplar tarafları duygulandırmış, derinden üzmüştür.

Başbakan Erdoğan ‘Arap ümmetine’ olan ‘sevgi’ ve ‘saygısını’ ortaya koymuş, bağlılığını dünya kamuoyuna ‘deklare etmiştir.”

Diğer yanda Başbakan Erdoğan tarafından Esma ve babası Muhammed El Biltaci’nin ‘Arap Kültürü’ ile yoğrulmuş ‘yaşam tarzı’ ve ‘kişilikleri’ Türk Gençliği’ne ‘örnek’ gösteriliyor.   

‘Yurtseverlik,’vatanseverlik’ hasleti taşımayan ‘bağımsızlık’ kavramından oldukça uzak ’Esma’nın;

· “Çankırılı Yusuf kızı Emine, Amasyalı Adil kızı Zeynep, Erzincanlı Osman kızı Emine, Adanalı Ayşe, Gaziantepli Güldane gibi Gaziantep ve Kahramanmaraşta 164 gazi Türk kadınından öğreneceği anlamlı kavramlar olabilirdi.”

Küçük Esma'ya;

· “Biz Dünyada millet sınıfına layık bir millet olduğumuzu, erkek, kadın, hatta çocuklarımıza kadar ispat ettik” sözleriyle Halide Edip Adıvar tarafından ‘millet’ kavramı da öğretilebilirdi.”

Ne yazık ki, olmadı,

ALLAH Rahmet Eylesin…

 

26.08.2013, İzmir, Türkiye

Not; Fotoğraf Alıntıdır.                      

 
Toplam blog
: 392
: 908
Kayıt tarihi
: 27.11.11
 
 

1951 Muğla doğumluyum. Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi'ni 1974 yılında bit..