Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Temmuz '07

 
Kategori
Anılar
 

Miyavlayan öğretmenimizdi...

Miyavlayan öğretmenimizdi...
 

Zamanın akışı içerisinde birçok olay yaşarız; bunların çoğunu unuturuz, zihnimizde iz bile bırakmadan unutulup gider. Bazıları vardır ki; etkileniriz ve en ince ayrıntısına kadar hafızamıza kazınır. Yıllar geçmesine karşın unutulmazlar. İşte, böyle yaşanmış bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum: O zamanlar ortaokul 3. sınıfta öğrenciyim. Hafta sonu 10 km. yolu yürüyerek Kastamonu’ya gittim ve dönüşte bir paket sigara aldım. Arkadaşlarım Kadir ve Ahmet’le birlikte okulun yukarısında bulunan çamlık alana gittik.

Açık bir gökyüzü ve ılık bir yaz akşamında çam ağaçlarının arasında yeni tiryakisi olmaya başladığımız sigaralarımızı peş peşe tüttürmeye başladık. Mehtapla birlikte muhabbette koyulaştı. Çoğunlukla sigara içerken çevremizi kolaçan ettiğimiz halde atmosferinde etkisiyle iyice gevşedik ve rahatladık. “İyi akşamlar beyler” diyen Mehmet Ali öğretmenimizin sesiyle irkildik. Sigara saklamaya ve söndürmeye çalıştıysak da çabamız boşunaydı. Ansızın yakalanıvermiştik. Artık cezamız neyse ona katlanacaktık çaresiz…

Bizim bulunduğumuz yere yakın mesafede atölye binasının önünde bizden yaşları daha büyük olan 10-15 öğrenci ağabeylerimiz vardı. Bizim gibi sigara tüttürüyorlardı. Sigara içmekle de kalmamışlar naralar atıp şarkılar söylüyorlar ve nedendir bilmiyorum kedi gibi hep bir ağızdan miyavlıyorlardı. Öğretmenimiz bize siz de miyavlayın bakalım dedi. Biz bir iki deneme yaptıysak ta beğenmedi ve sonunda kendisi yüksek sesle miyavlamaya başladı. Miyavlamalarına karşılık bulan öğrenciler iyice seslerini yükselttiler. Her taraf miyavlama sesleriyle inlemeye başladı.

Öğretmen bizi önüne katarak diğer öğrencilere doğru yürümeye başladık. Arkamızda öğretmenimiz miyavlamayı sürdürüyordu. Kendi miyavlamalarına verilen her karşılıkta daha fazla bağırarak cevap vermeye çalışıyorlardı. Bu şekilde yanlarına kadar vardık. Onlar arkamızdaki öğretmenin varlığından habersizdiler. Öğretmeni gördüklerinde artık yapacak bir şey kalmamıştı.

Öğretmenimiz hepimiz toplayıp idare binasına kadar getirdi. Bize biraz fırça attıktan sonra “haydi valizinizi toplayıp gidiniz, sizi okuldan atıyorum” dedi. Bu söz üzerine hep beraber çıkmak için kapıya doğru yöneldiğimiz anda; “Nereye böyle beyler, okuldan bu kadar mı bıktınız” diye bağırdı. Tekrar geri döndük ve her zamanki gibi ellerimize vurulan birer cetvele razı olarak idareyi terk ettik. Disipline gitmekten daha iyiydi.

Yaptığımız her hatanın ve işlediğimiz her suçun sonucunda disiplin cezası almış olsaydık; birçoğumuz sanırım farklı pozisyonlarda olurduk. Öğrencilerim bir suç işleyip durum disipline aksettiğinde hep kendi öğrenciliğimi ve öğretmenlerimi hatırlıyorum. Tabiî ki daha toleranslı davranıyorum.

Not: Şubat 1993’den beri de kesinlikle sigara içmiyorum.

 
Toplam blog
: 53
: 2753
Kayıt tarihi
: 14.01.07
 
 

Eğitimciyim. Evli ve Hüseyin Kürşat ve Mehmet Çağrı adında iki oğlum var. Bilgisayar ve psikoloji..