Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Eylül '09

 
Kategori
Mizah
 

Mizah, ciddi bir iştir.

Mizah, ciddi bir iştir.
 

Mizah ciddi olduğu için benim tasarımım


Bu topraklarda herkes mizahi yaşar ama…

Yazılması bam başka bir şey…

İlla mizah yazmak istersen ciddi olmalısın.

Nerden çıkartıyorsun bunları demeyin?

Kızıldı bana ve ciddi olmaya davet edildim. Üstelik “ birader, mizah yazmak ciddi bir iştir. Kafana külah takmasan da olur! " cümlesi ile…

Bu cümleye bakınca, kafana önü siperli külah takıp resmini yayınlaya bilirsin sonucunu çıkartım ama kafana önü sipersiz de olsa külah takıp mizah yazamazsın kuralı “Mizah yazmak ciddi iştir. “ cümlesinde saklıymış, onu gördüm.

Görmemin “nasılını” anlatayım;

Yeni geçtiğim kategorimi yazmak daha doğrusu nasıl kategorize olduğumuzu anlatıyım diye bir blog yazdım. Blog kategorisinde yazılsın ki biraz ön saflarda durarak okunsun babından.

Bir önceki denememde ki sabit veriler de var. Ancak inanın üç saat tutulmadı yazım.

Oysa üstüne başına dikkat etmiş, biraz da süslemiştim ki en az beş altı saat tutulur ön saflarda demiştim.

Olmayınca olmuyor, araya önce yayınlanmış bir blok koyarak benimkini görünmez arkalara gönderdiler.

Kesin yine yaramazlık yapmıştı. Editör abı ve ablalarının canını sıkmıştı.

Neyse konuya intikal edelim.

Bir yorum “birader, mizah yazmak ciddi bir iştir. Kafana külah takmasan da olur. "

Okuru küstürmemek için “Bu topraklarda tüm yaşamımız mizah. Ayırt edici bir özellik olsun diye orta oyunundan gelme… Saygılarımla :) “ cevabi yazıyı yazdım.

Sonra bir lamba yandı karşı kıyılar da ve benim tasarımım çıktı.

Kural koyucular vardı, haykırmış oldular; “Tiz davullar vurula, kırk gün boyu, kırk bir yere ilan edile…

Her kim külliyen kafasında külahla, ciddi olmadan mizah yazarsa ikaz edile…

Birader, mizah yazmak ciddi bir iştir diye…

Anlamaz ise gerisini kendi düşüne… “

Bu kural konması, kafama da konunca bir tasarım daha gelişti gizli, gizli odanın ışığını söndürerek mizah kategorizesinde yazmaya başladım.

Işığı kafamdaki külah gözükmesin diye söndürüyordum.

Lakin bir süre sonra yazdığımı sandığım mizah yazıları kayıta alınmadan silinmeye başladı.

Bende teknoloji ile izleniyor muyum, acaba bilgisayar ışığında yansıma gözükür de başımda külah olduğu görülüyor mu diye…

Oturduğum yere bir yastık, üstüne de külah koyup, iki gece değişik saatler de baktım gözüküyor mu diye?

Üçüncü gece son kez tasarıma baktığım da yerin kendi evim olduğunu beni sorgulayan yaşlı teyzeye anlatıyordum ki jandarma ile burun burana geldim.

Teyze bağırdı” İşte bu karşı taraflara bakan”

Jandarma yetkilisi; ” Kimsin? İşin mi yok hemşerim, niye karşıyı gözetliyorsun üç gecedir?”

Cebimden kimliğimi verirken biraz ürkek bir sesle; “Mizah yazacaktım milliyet blog da… Külah nasıl duruyor ona bakıyorum “

“Sizi ciddiyete davet ediyorum” cümlesi arkasından derdimi anlatma ve ispatlama süreci üçüncü gecenin sonrası...

Yetkili de mizah yazmanın ne kadar ciddi bir iş olduğunu söylediği cümle ile doğrulamış oldu.

Kardeşim külah takmadan yazmaya devam etseydin.

Bunu söylemeyin işte yaşam sürdüğüm bu topraklarda yasak, aşırı kural, ben bilirim, karşısındakilere tahammülsüzlük mantığı ile sürekli karşı karşıya bulunduğumdan dolayı ne zaman böyle bir ikaz alsam gizli de olsa tersini yapmaya büyük özen gösteriyorum.

Elimde değil, bir hastalık halini almış koşullanma olabilir…

Külah ciddiyeti hiç bozmuyormuş bilakis bayağı ciddiyet getiriyormuş.

Kafsına külah takanların sürekli ciddiyetten sonunda külah taktıklarını ve külahsız da olsalar külahlıymış gibi durduklarını öğrendim.

Benim farkım külah takınca ciddileşmek oldu.

Yazıların silinmesi mi?

Yanlışlıkla gece ışık yüzünden “Delete” yazan tuşa basıyormuşum. Neyse ki yayındaki yazılarımı hitsiz diye silmiyorum.

Çünkü başımdaki külahı çıkarttım.

Kategorim de belli oldu. Kategorize oldum, hele Sezen’ i dinleyince iyice…

 
Toplam blog
: 371
: 835
Kayıt tarihi
: 14.02.09
 
 

Adalet önce kendimizde başlamalı ve haksızlıklar sorgulanmalı  ve hataların, afetlere dönüşmeden ..