Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '17

 
Kategori
Kitap
 

Mo Yan Onurumuzdur

Mo Yan Onurumuzdur
 

'Mo Yan kimmiş ki, onurun oluyor' diyebilirsiniz.

Mo Yan, 2012 yılında Nobel Edebiyat Ödülü almış, Çinli bir yazardır.

'Ee, senin nasıl onurun oluyor? Onur, Çinli'nin olsun' diye cevaba cevap verebilirsiniz.

Millet, din, ideoloji gibi ayrıştırıcı şeyler yüzünden insanlar kutuplaşmış, birbirine cephe almıştır. Kendi tarafından biri başarılı olduğunda kendisi başarılı olmuş gibi sevinmiştir. O yüzden benim 'Mo Yan onurumuzdur' demem garipsenilebilir.

Ayrıştırıcı şeylerin hükmü edebiyat ve bilim alanlarında geçmez bence. İki alanda insanlık içindir, evrenseldir.

Edebiyatta başarılı olmuş bir insan hangi dinden, hangi milletten, hangi ideolojiden, hangi ülkeden olursa olsun, edebiyata gönül verenlerin onurudur o; en azından benim için öyledir. Mo Yan, onlardan biridir.
*
Yaşar adlı samimi bir kardeşim var. Yaşar'a Mo Yan okumasını sürekli önerirdim. Bir gün 'İri Memeler ve Geniş Kalçalar' adlı kitabını okumuş ve çok beğenmişti. Kitaba olan beğenisini dile getirirken, ona, 'Mo Yan onurumuzdur' demiştim. O an aklıma böyle bir söylem gelmişti, nereden bileceksin işte, ileride yazıma da başlık olacakmış.
*
Mısırlı yazar Necib Mahfuz 1988 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandığında, Mısır'ın gazetelerinden El Ahram gazetesi şöyle bir başlıkla çıkar:
'Nobel, Necib Mahfuz'u kazandı' diye.

Bence, böyle bir başlığı Mo Yan da hak ediyor. Belki Çinli gazetecilerin böyle bir incelik aklına gelmedi; ama beş yıl gecikmeli olsa da, ben söylemek isterim: 'Nobel, Mo Yan'ı kazandı.'

Mo Yan'ı tanıma imkânım Nobel'i kazanmasından sonra olsa da, Nobel'i hakkıyla hak eden bir yazar Mo Yan. Belki de Nobel ötesi...

Mo Yan'ı Nobel almasından sonra tanımam, benim değil, yayıncılarımızın ayıbıdır. Nobel'i kazanmasından sonra Türkçe'ye teşrif edebilmiştir çünkü.

2012 yılında Japonyalı yazar Haruki Murakâmi'nin üç kitabını okumuş ve beğenmiştim. Nobel Edebiyat Ödülü'nün en güçlü adaylarından biri olduğunu öğrendiğimde ise sevinmiştim. Nobel Edebiyat Ödülü'nü Mo Yan'ın kazandığını duyduğumda ise şaşırmış ve üzülmüştüm. Meğer Nobel komitesi çok yerinde bir karar vermiş. Evet, Haruki Murakâmi başarılı, ama Mo Yan daha başarılı.
*
Mo Yan yüreğiyle yazan bir yazar. Kalemi büyülü. Eserlerinde ruh var. Anlam var. Sıcaklık var. Türkçe'ye çevrilmiş üç tane dev romanı var, üçü de ayrı ayrı güzel...
*
Mo Yan'ın 'Saydam Turp' adlı öykü türünde bir kitabını okudum.

Doğrusu, kitabın öykü türünde olduğunu kitabı aldıktan sonra öğrendim ve bir hayal kırıklığına uğradım. Çünkü öykü türünü pek sevmiyorum. Yarım kalmışlık hissi veriyor insana. Çoğunlukla öyküyü anlamadan öykü biter. Tam kaptırırken biter. Ama en çok da anlamadan bitmesine uyuz olurum. Bu yüzden pek hazzetmem bu türden. Pek de tercih etmem. Roman gibi sâdık bir dost varken, öykü gibi satıcı bir arkadaş öte dursun benden.

Bu ay öykü yönünden bereketliydi. Arka arkaya üç öykü kitabı okudum. Selahattin Demirtaş'ın 'Seher'i, Alice Munro'nun 'Bazı Kadınlar'ını ve Mo Yan'ın 'Saydam Turp'unu.

'Seher' basit ama güzeldi, beğendim. 'Bazı Kadınlar'ın dili çok iyiydi, sonra öyküye dair hissettiklerimi hissetim, pek beğenmedim doğrusu. Saydam Turp'un ise, dilini, üslubunu, içerdiği öyküleri, her şeyini beğendim. Basit ve büyülüydü kesinlikle.
*
Saydam Turp, Can Yayınları'ndan çıkıyor. Çevirmen, Erdem Kurtuldu. Türü, öykü. Sayfa sayısı, 269.
*
Erdem Kurtuldu, Çin Dili ve Edebiyatı, yani Sinoloji eğitimi almış, genç bir çevirmenimiz. Hakkını vermek isterim, Mo Yan kitaplarını çok başarılı bir şekilde çevirmiş.
*
Kitabın arka kapak yazısı:

1994 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Japon yazar Kenzaburo Oe’nin, “Ben Nobel Ödülü’nü vermek için birini seçecek olsam Mo Yan’ı seçerdim,” sözleriyle değerlendirdiği Mo Yan, 2012’de bu değerlendirmeyi gerçeğe dönüştürerek Nobel Edebiyat Ödülü kazanan ilk Çinli yazar oldu.

Kimi eleştirmenlerin, dilini Gorki ve Soljenitsin’in şiirsel ve çarpıcı anlatımlarına benzettiği Mo Yan, Çin taşrasını anlatan yapıtlarında fanteziyle lirizmi kaynaştırırken bürokrasiyi taşlama ortamında irdeliyor, kara mizaha, hatta yer yer doğaüstü unsurlara yer veriyor. Buğday ve darı başaklarının arasından bir halkın acıları ve sevinçleri yükseliyor. Mo Yan, taşra yaşamını aktarmanın yanı sıra modern Çin’in kısa zamanda köşeyi dönen görgüsüz yeni zenginleriyle de okurlarını tanıştırıyor.

Mo Yan, Saydam Turp’un kahramanlarından Kara Çocuk’u ve kendi yapıtlarını şöyle tanımlıyor: “İnsanüstü bir yetenekle acıya katlanabilen ve insanüstü bir duyarlılığa sahip olan o kara tenli çocuk, bütün yazdıklarımın ruhunu simgeliyor.”

*

Mo Yan, ne yazarsa yazsın okunur.


-Mustafa Yıldırım - 09.11.2017

 
Toplam blog
: 480
: 715
Kayıt tarihi
: 03.11.12
 
 

Konyalıyım. Edebiyat okudum. Amatör yazar ve şairim. ..