Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ağustos '19

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Modern Okuyucular

Anı Sondajcıları 

  Aslında her şey sarı telefon kulübelerinde sıra beklemek istemeyişimiz yüzünden başladı. Cep telefonun küçülmesi, bilgisayar ve yazılım dünyasının değişmesiyle bilgi bambaşka boyutlara indi. Elbette kitaplar da bunlardan payını aldı ama en önemlisi teknolojinin gelişimiyle birlikte insanların ihtiyaçları da değişmeye başladı. Sosyal medya furyası, her mecrada amatör, profesyonel fark etmeksizin gelişen yazı dünyası sadece Türkiye’de değil bütün dünyada etkisini gösterdi. İnsanlar instagram sayesinde hiç ulaşamayacakları kişilerin hayatlarının içine girdi. Twitter’da sesini hiç duyuramayacağı insanlara duyurdu ve sosyal medyadaki o küçük karelerle dilediğini yazarak fikirlerini, hislerini duygularını insanlara ulaştırır oldu. Küçük bir blogla, video paylaşım hesabıyla binlere, yüz binlere hatta milyonlara hitap ederek neredeyse bir parti lideriyle ya da futbol kulübü başkanıyla aynı “karizmaya” erişen sade vatandaşlarımız Türkiye’de gündemi belirleyen bir faktör haline geldi.

  İşin edebiyat boyutuna gelirsek arzu, ilgi, istek ve tutumumuzun özellikle son 10 yılda ciddi anlamda değiştiğini düşünüyorum. Artık kapağı güzel diye alınan kitaplarımız, sosyal medyada paylaşılsın diye okuduğumuz şairlerimiz var. Bu yazı dizisinde değişen okuyucu kitlesinin ilki olan anı sondajcılarından bahsedeceğim.

  Bu anı sondajcılığı tabiri tamamiyle benim uydurduğum bir şey olduğundan öncelikle konuyu yanlış anlamamanızı isteyeceğim. İnsanlara sondajcı derken bunu kötü bir manada söylemediğimi belirtmek isterim. Kimseyi okuma zevkine göre yargılamayız, eleştiremeyiz ya da dışlamayız. Bunlar ne hakkımız ne de haddimizdir. Konumuza dönecek olursak bir anı sondajcısı hayattan zevk almaya çalışandır. Sade hatta monoton daha doğrusu kontrollü bir yaşamı vardır. İçten içe bir maceraya atılmak isterken birileri veya kendi kontrol mekanizması onu sürekli durdurmayı başarmıştır. İyi bir işi, evi, düzeni olan ama bundan kurtulmak için arada kitap, film ya da dizi gibi şeylerle kaçamaklar yapan insanlardır.

  İnsanoğlu tıpkı bir gezegen gibi bir başka insanı inceleyebiliyor. Örneğin elinize bir anı, biyografi, cinayet, macera veya aşk kitabı alarak kendinizi Amerika’dan Anadolu’ya birçok farklı mekana atabiliyor normal hayatınızda tanışamayacağınız kişilerle tanışabiliyorsunuz. Özellikle de kapaklarında; gerçek bir hikayeden alınmıştır, hikaye tamamen gerçektir gibi ifadeler bulunan kitaplar bu okuyucu kitlesinin daha çok dikkatini çekiyor. Özellikle hikaye güzel bir edebi dille de işlenmişse, üslup mükemmelse tadından yenmeyen bir kitap oluyor ve insandaki okuma iştahını daha da kabartıyor.

  Bu tür insanlara ben de birkaç önermek ister ve daha güzel, daha lezzetli bir okuma hayatı dilerim. İyi okumalar...

Klasikler:

M. Gonçarov – Oblomov

Ernst Hemnigway – Silahlara Veda

Gogol – Ölü Canlar

Lev Tolstoy – İtiraflarım

J. W. Goethe – Genç Wertherin Acıları

Shakespeare – King Lear, Othello

Yerelde:

Sabahattin Ali – Kuyucaklı Yusuf

İskender Pala – Efsane: Bir Barbaros Romanı

Pablo Neruda – Tüm Şiirleri

Ahmet Ümit – Sis ve Gece

İlber Ortaylı – Seyahatname, Bir Hayat Nasıl Yaşanır

Mehmet Severcan Gaygusuz – Şehrin Sahipleri  

Yabancı:

Robert Ludlum – Jason Bourne serisi

J.K. Rowling – Harry Potter serisi

Dan Brown – Kayıp Sembol

Stephen Zweig – Satranç

Gabriel Garcia Marquez – Albaya Mektup Yok

Agatha Christie – Doğu Ekspresi Cinayeti

 

Emre ERDEN

 
Toplam blog
: 203
: 322
Kayıt tarihi
: 16.11.13
 
 

1991 İskenderun doğumlu. EMU Mütercim Tercümanlık, Amasya Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği mezun..