Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Temmuz '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Modern yaşam araçlarına sahip olarak ve modernlik taklidi yaparak “Araplaşma”

Modern yaşam araçlarına sahip olarak ve modernlik taklidi yaparak  “Araplaşma”
 

Tarihi bir araç, taklide, kolaycılığa kurban gitmiş.


Yaşayan bir yazarımız geçmişte yazılarında Türkiye’de her köyde bir piyano hayali gerçekleşebilirse modernleşmenin olabileceğinden söz ederdi. Bunun nasıl bir kara mizah haline dönüşerek tersinin gerçekleştiğini görecek kadar uzun yaşayan yazarın, bugünkü gelinen durum hakkında görüşlerini merak ediyorum. Köyleri piyano da donatsanız bunların modern yaşamın oluşturulmasının garantisi sayamıyorsunuz. Tıpkı iletişimin, günlük eşyaların vb gelişmesinin modernleşme garantisi olmadığı gibi.

Geçenlerde bir gün, Sirkeci'den Harem'e geçmek için Sirkeci Arabalı vapur iskelesine yaklaşıyoruz. Suhulet adı verilen arabalı vapur ve sonrasında ona benzetilerek yapılan bir diğeri iskelede araçları almak için bekliyor. Gecekondu tarzı seçilmiş malzemelerle taklid edilen arabalı vapur ilk “Arabalı vapur Suhulet”i sadece taklit etmiş. Dış camlar, herhangi bir fabrika deposu kapatılır gibi estetik yoksunu camlarla donanmış. Estetik, malzeme kullanımı, tasarım, kullanıcı dostluğu vb şeyler üzerinde düşünülmeden günün geçerli malzemelerinden ne bulunduysa oracıkta bitirilivermiş.

Yandaki fotoğrafa bakarak gerçek Suhulet arabalı vapurdaki estetikle, bugünün taklidi arasındaki farkı görebilirsiniz. Buradan yola çıkarak toplumsal yaşamımızda etkin olan bu görüşün, yaşamsal olsun olmasın her hangi bir konuda estetik bir sonuç üretmesi –bu düşünsel yapılarını korudukları sürece- mümkün değil.

Arabalı vapur iskelesinin az ilerisinde bitirilmek üzere olan imaret veya tarihi çeşme mimari görünümlü vapur iskelesi İstanbul’un değiştirilmeye, Araplaştırılmaya çalışmasının bir başka örneği olarak yükseliyor.

Suhulet'i yeniden canlandırılması isteği taklide, kolaycılığa kurban gitmiş. İçeri giriyoruz. Yukarı katlara çıkıyoruz. Plazma ekranlarda “tekrar” ibareli Kanal 24 kanalında bir konuşma programında “ortak akıl hareketi” temsilcileri demokrasinin halka indirilmesinin gereklerinden söz ediyorlar.

Büfeye doğru yöneliyoruz, o da ne? Büfenin tüm ürünleri üzerindeki imza bildik bir şirket: “Ülker”. Merak ediyorum. İstanbul Deniz işletmeleri vapurlarda yayın yapan kanaldan, çalışanlarına, büfelerde satılan ürünlere kadar belirli bir düşünce ve yapılanma içindeki şirketleri seçmiş. Bu konuda bir araştırma ve haksız rekabet davası açılmış mı bilemiyorum? Gerçek şu ki bu seçim şekli yakınının kayırılması yanı sıra insanı belirlenmiş düzeydeki bir kaliteyi seçmek durumunda bırakıyor.

İçmek için el attığınız sudan, krakere kadar her şey cemaat tescilli şirketler. Ben Eti kraker isteyemiyorum. Pınar su içemiyorum. Bu anlayışın bu denli yaygınlaşmasının en belirgin özelliği günlük yaşamımızın artık belirli bir kanaldan akan haber, dedikodu ve uydurmalardan bilgilenip, belirlenmiş bir başka kanaldan gelen gıdalarla beslenerek, belirli cemaatlerin yaptığı kaldırımlarda aynı cemaatin kapalı kadınlarının grupça kullandıkları pahalı ve lüks araçlar, jiplerle ve ortaya yayılan sakillikle baş başa kalıyoruz.

Modern yaşam ve iletişim araçlarına sahip olmak tek başına modernleşmek, çağdaşlaşmak ve muhasır medeniyet hedefine ulaşmayı sağlamıyor. Her tür düşünce günümüzde modern iletişim araçlarının sahip olunmasında ve kullanımında hızlı davranıp geçmişte “günah” düzeyinde gördüğü her şeyi kullanarak yaşamı geriye çekmeyi, gericileştirmeyi becerebiliyor.

Modern yaşam araçlarının ve iletişimin yaşamımızdaki yerini bir kez daha sorgulamamız gereken günler yaşıyoruz. Her şeyi taklit ederek dünü geri getirmeyi planlayan düşünce fanatiklerinin yapamadığı nadir şey estetik ve sanat düşüncesine, ürününe ulaşmak. Dilerlerse yazar çizer satın alabiliyorlar ama bugün bir sanatçının aynı çevrelerden çıkmadığını görebiliyoruz. Cemaat üyelerini modern tarzda giydirip, saçlarını ve görünüşlerini değiştirip dışarı gönderenler bir tek sanatçılığı taklit edemiyorlar.

Tutunabilecek en önemli, zemini dar kanalımızın sanat olduğunu görmek içimi acıtıyor ama umudumu canlı tutuyor.

 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..