- Kategori
- Gündelik Yaşam
Modern zamanların en popüler bahanesi.
Keşke bir gün 24 saat yerine 34 saat olsaydı.
Yoksa 44 saat mi daha iyi olurdu?
Ne kadar arttırırsak arttıralım hiç fayda etmeyecek…hep daha fazlasını isteyeceğizdir. Doğamızda var, dünyayı verseler…ikinci dünyayı istemiyor muyuz zaten?
Modern zamanlarda hemen herkesin büyük bir meşguliyeti var. Herkes o kadar meşgul olmak ile meşgul ki…hemen herşeyde bu durum söylenir oldu. Günlük koşturmacalarımız içinde ve çoğunlukla da başkalarının işinde çalıştığımızdan, kendimiz için değil onlar için yaşamamızdan olacak çok meşguluz.
Bazen bir telefon açamayacak ya da elektronik posta ile haberleşemeyecek kadar meşguluz. Bana bu şekilde bir bahane söylendiğinde “haklısın ben süper meşgulsüzüm (!)…ne yaparsın…” diyeceğim geliyor. Bir takım şeyler var hakikaten zaman ayırmak gerekiyor…ve bu zor olabiliyor. Ama burada anlatmak istediğim şey, ufak tefek işler için bile bu “meşguliyet” bahanesini ortaya atmak.
Aslında meşguliyet bahanesinin altında…yine modern zamanların modern bir kibarlığı söz konusu. Direk olarak “senin için zamanım yok” demek yerine… “meşgulum…çok meşgulum” denilmesi derinde yatıyor…yoksa pek bir yüzeyde mi yatmakta acaba?
Bunun üzerine “Böyle davranmak daha mı iyi?” sorusu ise tartışılır.
Eskiden hani internetin olmadığı zamanlar diyelim…mektup yazmak postaneye gidip postalamak filan bile onca zaman ve iş isterken..bu bir şekilde yapılırdı. Yine modern zamanlar mı suçlu bu durumdan?
Modern zamanlar teknolojiyi getirdi getirmesine…işimizi de pek bir kolaylaştırdı. Ama tembelliklerimizi de sanki daha bir arttırmış gibi.
Bana kalırsa istenirse herşey mümkün…ve tabii ki bize kalmış.
Bahane üretmek te…meşguliyetlere rağmen çabalamak ta.