- Kategori
- İnançlar
- Okunma Sayısı
- 110
Modernizim ve üreyemeyen aşksal döngüsü

Modern insan türü ve üreyemeyen aşksal döngüsü
Bilmem kaç km yol yürüdük yada bilmek kaç saatimizi bir kafede onu bekleyerek harcadık.
Bir çok acabanın içinde...
Hiç bir zaman, işte o diyemedik.
Yeri geldi sarhoş olduk, çoştuk. Tüm sevgimizle sarıldık birilerine.
Uyandığımızda ise diğerinden daha büyük bir boşluk sardı; evlerimizi, odalarımızı, yaşamlarımızı...
Gün geçtikce kendimizi herkesden çok sevmeye başladık.
Arkadaşlarımızı bile hayatlarımıza dahil etmekten çekinir olduk.
Bencilleştik.
Geceler de hep dik durduk. Flört etmeyi sevdik. Erkek çoşkulu, kadın ise umursamaz oldu, ama hemen sonrasında kendi kabugunda hıçkıra hıçkıra ağlayan hayatlar olduk.
İstanbul'da yada dünyanın öbür ucunda bu ritüel hiç değişmedi, değişmiyor.
Kendi ayakları üzerinde duran, seçme ve seçilme hakkına sahip,amacı kazanmak ve daha çok kazanmak olan modern insan türü dünyanın her şehrinde çogalıyor.
Bu türün, en belirgin 4 temel özelliği ise;
Özgür...
Eğlenmeyi seviyor...
Bulaşıcı...
ve üreyemiyor olması...
Sanatçı, popçu,topçu, entellektül, yada sokaktaki vatandaş...
Modern yaşamın ucundan dokunduğu her hayatperver...
Kimse için kaide kesinlikle değişmiyor.
Malesef, yaşlarımız otuzu devirmeye başladıkca, hayat tüm kozlarımızı tek tek geri istiyor. Yüzde çizgiler, ağaran saçlar yada dökülen...
İlginçtir...
Eskisinden daha fazla, yaratanın sevgili kulu olmaya çalışıyoruz.
Kendimizi güçlü ve akıllı sandığımız zamanlar çok geride kaldı değil mi?
Tüm teorilerimizin aksi ispat edildi.
Aslı kendimizle mücadele olan bu bu curcunada, farkında olmadan olgunlaştık...
Geçmiş olsun hepimize ya da gelecek... Bilmiyorum.
Peyami Safa'nın dediği gibi...
'' Bekarları çoğalan bir cemiyet, ya gizli bir devrim, ya da gizli bir bozulma yaşıyordur''
Tahminimce...
O ilahi mertebede...
Hepimiz biraz bozulduk.
Zihni Fakir
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
