Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ekim '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Modernizm açısından, dışarıda gerçekten bir dünya var mı?

Modernizm açısından, dışarıda gerçekten bir dünya var mı?
 

Şişli Etfal hastanesinin yanında Karacaoğlan sokak destek apartmanının alt katında yer alan kuaförün son müşterisi de gittiğinde çıraklar ortalığı toparlarken Nazım'da zihninin yerine gelmesi bu akşam olmayan planlarından titizliğe gerek olmadan bir gece tasarlaması gerekiyordu.

Akşam dışarıda bir yerlere gidecek hanımların derlenip toparlanması ve onların gitmekte oldukları yer ve gece o gece yaşamaları gereken şeylerle ilgili beklentilerinin iş yerini sardığı enerjiyi yok etmek en zor olandı. Her şey toplanabiliyor geride kalan tutku ve arzular mekanı en son terk edenler oluyordu.

Yıllardır çıraklıktan ustalığa yükselişi, sonunda bir arkadaşıyla kendi kuaför dükkanlarını açışı, kısa süre içinde birlikte çalışmayı hatta arkadaşlığı ortadan kaldırabilecek kadar ego girişimleri ile açılışlarından sonraki bir yıl içinde arkadaşı kendisini yalnız bırakarak başka birisi ile yeni bir yer açmışlardı.

Zaten mahalle araları bile mesleği henüz öğrenmiş kalfaların açtıkları işyerleri ile doluydu. O, yıllarca süren bir sabrın sonunda ustasının ısrarlarını da dikkate alarak böyle bir girişim içinde bulunmuştu. Hala bunu isteyip istemediğinden emin değildi. Çalışırken bile zamanının önemli bir kısmını geçirmekte olduğu bir işte bulunmanın sıkıntısını duyuyordu.

Yıllardır daha az süre çalışarak yaşayabilmeyi düşünmeye çalışmış bir türlü becerememişti. Bulunduğu dünyanın dışındaki dünyayı bir türlü içine girilebilir yapamıyordu. Günde altı saat çalışarak yaşamak ve kazandığı ile yetinmek kalan zamanında aklına eseni yapmak istemiş fakat hayalden öteye gidememişti.

Anlayamadığı patronunun ve çevresindeki insanların toplumsal bir histeri içinde çılgınca kendilerine yüklenmeleriydi. Günün on altı saatini çalışmaya ayıran makbul oluyordu. Haftanın bir günü yapılan izinle bedenin bile dinlenmesi imkansız hale geliyor, biriken istekler erteleme sırasında kuyrukta unutulup gidiyordu.

Günlük yaşamda iş akışı içerisinde bulundukları iletişim içinde onlara gelenler onların tüm dünyasını oluşturuyordu. Nazım bu dünyanın dışını merak ediyordu. İşine bağlı bir insan oluşu nedeniyle bunu bir türlü ifade edememişti. Sevilen aranılan bir kalfaydı. Bütün gün çalışmasına rağmen yetişemediği için alınan kırılan müşterileri oluyordu.

Nazım dünyayı müşterileri, çıraklar, diğer kalfa ve ustalar ve patronunun gözüyle görebiliyordu. Akşama kadar açık olan küçük ekranlı televizyonda da yine aynı dünyanın uzantısı dedikodular ve klipler gün boyu akıp gidiyordu.

Kıyaslanma yapmanın imkansız olduğu seçimlerle bu akışın içinde birlikte olduğu kadınlar ona başka güzel bir dünyadan söz ettiklerinde bu ona bir hayal alemi gibi geliyordu.

Bildiğini sandığı veya ona adapte edilen şey o olmazsa orasının yürümeyeceği şeklindeydi. Sadece o şehirdeki binlerce kuaförün Nazım olmadan ayakta durduğundan, onların içinde de oluşmuş benzer atmosferden habersiz yaşayıp gidiyor ve alışkanlıkları kadar bir dünyada bir günü diğerine bağlıyordu.

İşyerinden uzak olduğu zamanlarda hissettiği şeylerin bir türlü adını koyamıyordu. Bunu alışkanlıklarına bağlamaktan başka bir şey aklına gelmiyordu. Sohbetleri bile hemen işyerine ait konular ve müşterilerine, onların dünyalarına ve çalışanlarına kayıyordu.

Kısmi suçluluktu duyduğu. İşyerine sanki büyüyle bağlanmıştı. Bu onu istemese de hep o dünyanın içinde oluyordu. Bunun yüzyıllardır sürdürülen esnaf ve çalışma geleneğinin ve insan öğütme makinasının çalışmalarının doğal sonucu olduğundan habersizdi.

Bazen uyanmaya yakın olduğu zamanlar işyeri korosu hep bir ağızdan: Sen buraya aitsin, buraya ihanet edemezsin diye bağırıyorlardı. Karmaşık bir denklemde sorumlu ve duygulu bir insan olmanın zorluklarını yaşıyordu.

Bir çok kişinin bu tempoya dayanamayarak çılgınlık düzeyinde kararlar vermesi kolektif bilincin, dikkat et sende ona benzersin. Bu dünya her şeydir, sen de buraya aitsin diyerek onun üzerinde baskılar kurmasına yol açıyordu.

Gerçekte dışarıda bir dünya var mıydı?

Devam edecek…

İlgilenenlere sorular
1- Dışarıda gerçekten bir dünya var mı?
2- Nazım yaşadığı dünyanın dışına çıkabilecek mi?
3- Nazım'a ne yapmalı?
4- Siz onun dünyasını hiç fark edip içine girdiniz mi?,
5- Nazım o dünyaya ne yaparsa ihanet edebilir?
6- Siz nasıl bir dünyada yaşıyorsunuz?
7- Bir büyücünün Nazım'ı bu dünyadan kurtarması gerekir mi?
8- Sizin için dışarıda bir dünya var mı?


 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..