Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '08

 
Kategori
Kitap
 

Modernleşme maceramız..

Modernleşme maceramız..
 

Boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz , sorusuna "Kitap okuyarak" diye afilli cevap verme devri geçti, biliyorum.

Artık, o kadar boş zaman dolduran meşgaleler var ki, kitap okumak belki de zamanımızı "dolduran" en önemli faaliyetimiz..

Ne var ki, bizim ülkede hala okuma işi, tatil günlerinin avareliği içerisinde değerlendiriliyor.

Yazlık mekanlardaki kitap sergilerini gördükçe aklıma bunlar geliyor hep.

Her neyse.. Bugün artık ceketini giyip, kravatını taktıktan sonra çalışma masasının başına geçerek okumaya başlayan adamlar kalmadıysa da, deniz kıyısında şezlonglara uzanmışken okumak da kötü sayılmaz. Okumak, okumaktir netekim..

Ben de, on günlük "evden kaçma" eylemimi, tatilin hafifliğine tezat teşkil etse de oldukça "ağır" bir kitap okuyarak geçirdim.

Yedi yüz sayfayı bulan hacmiyle, ağır bir kitap; "Modern Türkiye'nin Doğuşu". Ama bu ağırlık üslupla ilgili değil. Oldukça başarılı bir çeviri olduğunu hemen vurgulamak isterim..

Kitaptan bahsedeceğim ama Rahmetli babamın şu sözünü önceden anayım da ondan sonra.

Babam Rahmetli, birine istediği bir şeyi vermek istemeyenler için şu darbı meseli söylerdi hep: "Serçe değil ki kanadını, kaz değil ki budunu vereyim; ben bu devenin neresini vereyim.."

Yani adam bir deve kesmiş, fakir fukaraya vermesi gerek ama bahanesi hazır; devenin nesini versin..

Şimdi ben de kitaptan bahsedeceğim ama yedi yüz sayfalık bu "modernleşme maceramızı" n neresinden tutup anlatayım.

Osmanlının gerileme dönemlerinden başlayarak Demokratik hayata geçilen 1950' lere kadar olan dört asrık bu "kütük" eser, bir yazı içerisinde nasıl anlatılır.

En iyisi Bernard Lewıs'in bu eseri için genel izlenimlerimi yansıtayım:

1-Yazar Batılı müsteşriklerin çoğu zaman üzerlerinden atamadıkları "oryantalist" bakış açısından görüyor bizim Moderleşme tarihimizi.. Moderleşmemiz Batının gözetiminde ve daima sırt sıvazlaması yoluyla gerçekleşiyor, izlenimini alıyorsunuz. Bu tıpkı 12 Eylül kahramanları için, Amerikalıların "Bizim çocuklar başardı" ifadesi gibi.. Yani bu sırt sıvazlama asırlardır yapılagelmiş..

2-Batılıların bizi bizden daha iyi tanıdıklarını anlıyorsunuz. Bunun için her türlü tarihi, sosyolojik araştırmalar yapılmış. Özellikle de bizim adını bile bilmediğimiz pek çok, anı, hatırat, risale ve değerlendirmeler Avrupalı araştırmacılar tarafından incelenmiş ve yayımlanmış.

3-Bugün kimi istisnaları olsa bile, bizim tarihçiliğimiz "kendi gerçeğimizi" bulmaktan çok uzak görünüyor. Çünkü biz tarihi ondan yararlanarak gelecekler inşa etmek için değil, bugünün siyasetinin, ideolojilerinin savunmasını yapmak için kullanıyoruz. Yani günlük siyasete uygun tarih yazıyoruz. Bu acı gerçeği de düşünmeden edemiyorsunuz.

4-Bernard Lewis, Türk'ün "resmi tarihi" ile çatışmamaya özen gösteriyor. Bunu ya oryantalist amaçlarından ya da kitabının Türkiye'de çok satılmasını istemesinden yapıyor.. Ya da en doğrusu galiba ikisini de düşünüyor.

5-Her şeye rağmen, bu eseri okuyunca modernleşme maceramızın dışardan güdümlenen bir macera olduğunu anlıyorsunuz. Son bir kaç asırdır bizim için yazılmış senaryoları oynuyoruz, kuşkusuna kapılıyorsunuz, ister istemez.

6-Modernleşme tarihimizin, devrimden çok darbeler tarihi olarak yürdüğünü de hissediyorsunuz, bu eseri okuyunca..

Bir Batılının bakışından da olsa, Türk modernleşmesinin tarihsel dökümünü görmek, günümüzü anlamak ve anlamlandırmak açısından da önemli ipuçları veriyor.

Bu bakımdan okumanızı tavsiye edeceğim elbette:
Bernard Lewis, "Modern Türkiye'nin Doğuşu" ııı.Edisyon
Arkadaş Yayınevi-Ankara, 2008
Çev;Boğaç Babür Turna

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..