- Kategori
- Öykü
Mona Öykünün özeti
Binlerce yıl ötelerdeki bir gelecek...
Binlerce yıl ötelerdeki bir gelecek... Geçmişinde; Dünya coğrafyasını değiştiren sıra dışı doğal olaylar, insanoğlunun sebep olduğu büyük yıkıntılar, Dünya’nın “hadi bakalım, yine baştan başlayın!” demişçesine tüm uygarlık yapılarını doğal afetler ile tarihin derinliklerine gömmüş olması, sonrasında da hayatta kalan bir avuç insanın günümüzden çok daha ileri bir uygarlığa erişen serüveni var.
Öyküde, Güneş sistemindeki uygun gezegenlere yayılabilmiş bu uygarlıkta yaşananlar ile evrendeki daha gelişkin uygarlıklar arasındaki ilişkiler konu ediliyor:
Hızla gelişen teknolojik araçların ruhsuz kalıplara soktuğu değer yargıları ve davranış biçimleri, bazılarının yaratılışından gelen kötü yanlarını değiştiremiyor, bazılarının ise farkında olabilme yetilerini ve arayışlarını köreltemiyor. Dünya coğrafyasının bir bölgesinden yayılmaya başlayan gaddarlıklardan ve zamanın Dünya düzenindeki şirketler hegemonyasının insanı bir araç sayan katı kurallarından rahatsızlıklar artıyor. Geçmiş meraklıları, yeniliklere açık olanlar ve hallerinden mutlu olamayanlar arayış içerisindeler. Nereden geldiği anlaşılamayan "Aydınlık Önderleri" ve kadim atalarının sanki bir bilgi mirası gibi yer altından tesadüfen çıkarılan "Kristal Piramit" imdada yetişiyor.
Evrene hakim olmaya çalışan zalim Manta'lar karşısında, önce Orion takım yıldızındaki bir gezegene yerleşik Olap'lar sonrasında da Mars'taki Azor'lular ile tanışılıyor ve işbirlikleri kuruluyor. İnsanoğlunun hiç görmediği ölçekte uzay savaşları yapılıyor. Yol boyunca; en büyük savaşın insanın kendi içinde olması gerektiği giderek daha çok anlaşılıyor, yeni toplum düzenleri yeşeriyor, nihayetinde barış ve mutluluk çağına giriliyor. Hiç bitmesi istenmeyen bu çağda; yeni bir başlangıç için tüm yaratılanların bir sona yaklaştığı ve o zamana kadar da kötünün kötülüğüne devam edeceği gerçeği, sayıları yine azalmaya başlayan doğru yol aşıklarını diri tutabiliyor ama nereye kadar? Kim bilir?...