Monoton yaşantıdan kurtulmak, yaşamın renklerini uygulamaktan geçer

Kapım çalınıyor,

Baktım ki  Esin gelmiş. Arkasında sanki klonlanmışçasına bir sürü esinler var...

Esinler gelince ne olur?

El cevap:

Yazılır, blog yazılır :-)

&&&&&&&

Yaşamdaki ciddiyetin ve monoton yaşantının da ne denli sıkıntı verdiğini hepimiz bilmekteyiz.  Hayatı daha yaşanılır hale getirebilmek için sürdürmekte olduğumuz ve alışageldiğimiz tekdüzeliği değiştirmek yönünde hareket etmeliyiz.

Değiştirmek:

İşe yeni başladığım tarihlerdeydi  "iş ve eş kolay değiştirilemez" demişti bir büyüğüm. O zaman değiştirebileceklerimizden başlayalım:

Odalarımızı ve dekorasyonlarımızı değiştirelim. Yeni bir görünüm ile başka bir eve taşınmışçasına duygu rahatlığına ulaşıyor insan.

Kiracıycanız yıllardır hep aynı evde ve aynı muhitte oturmaktan bıkmadınız mı?  Bence evinizi dolayısiyle muhitinizi değiştiriniz. Yeni bir çevrede yeni komşular, yeni arkadaşlar... Farklı bir ruh halinin egemenliğine girmektesiniz, dikkat!

Zorunlu bir bağlantınız yoksa, şehrinizi değiştirin. Düşüncelerinize ve hayallerinize en uygun şehir sizin yeni yaşam mekanınızdır. Mesela denizi ve yüzmeyi seviyorsunuz, sahil şehirlerine, doğayı seviyorsunuz, iç bölgelere...

Bu arada  "değişimin maliyet hesabını" göz ardı etmemek gerekiyor.

İş ve eşin değiştirilemiyeceği  fikrinden hareketle; değiştirebileceğimiz ne varsa değiştirmeliyiz örneğin kıyafetlerimizi değiştirmeliyiz, hiç tatmadığımız yemeklerle tanışmalıyız.  

Sosyal Hizmetler çocuk esirgeme kurumundaki çocukları veya aynı kurumun çatısı altındaki yaşlıları küçük hediyelerle ziyaret ederek yaşantımızı renklendirebiliriz. Böyle bir ziyaretin insanda oluşturacağı ruh halini ve zirveye çıkan ruh doyumunu tahmin etmek mümkün olur mu, bilemiyorum.

Evinizde bir kedi veya konut  durumu müsaitse, bir köpek beslemeye ne dersiniz? İnsan gibi sokulgan, cana yakın oluyorlar. Düşünebiliyor musunuz, onların tek arkadaşları, tüm dünyaları siz olmaktasınız :-)

Kuş da olabilir ama muhabbeti sever olsun. Balık? bana göre değil balık beslemek. Yemleri yiyip yiyip sevgisizce bel bel bakıyorlar...

İmkanlarınız izin vermiyorsa, gökyüzünün özgür kuşları için balkonunuzun kenarlarına bulgurlar da koyamaz mısınız?

Veya sokak kapınızın kuytu bir köşesine sokak kedi ve köpekleri için su veya artan yemeklerinizi koymayı deneyebilirsiniz... Sonra da balkonunuzdan karınları doyduktan sonra onların keyiften kuyruklarını sallayışlarını seyredebilirsiniz, mesela :-)

Çiçek yetiştirmek ve çiçekler... Zamanı geldiğinde açmalı, içimize sevinçler saçmalı. Bakımı ile ilgileniyorsunuz, sulamasını yapıyorsunuz. Tomurcuklarını tebessümlerle seyrediyorsunuz, tam açtıklarında kokluyorsunuz :-) Soğuktan ve sıcaktan etkilenmesinler diye onları koruyorsunuz, bunları yaparken onlara sevginizi veriyorsunuz.

Sevgiyi paylaşmak ne güzel, çiçeklerle ve evcillerle ve çocuklarla olsa da...

El becerilerinizi  faydalı alanlara kanalize ediniz örneğin, soğuk bölgelerdeki kimsesiz çocuklar için sevgilerinizle birlikte boyun atkıları örüp postalayınız tıpkı yazarlarımızdan sevgili Tülin Aksoy'un yaptığı gibi. Onun "Sevgi İlmekleri" yazısı beni çok etkilemişti. http://blog.milliyet.com.tr/sevgi-ilmekleri/Blog/?BlogNo=149234

İşte böyle değerli okurlar; değiştirebileceğimiz çok şeyi değiştirebiliriz monotonluktan kurtulmak için. 

Bir başka örnek: torunlar... Onlar baldan tatlı mücevherlerden kıymetli ve sevgileri ummanlar kadar...

Küçük gayretlerimiz ve bilinçli uygulamalarımızla her türlü sorunun üstesinden gelebiliriz,

Monoton yaşamdan uzaklaşmak da bunlara dahil.

Sevgi dolu selamlarımla...

Yurdagül Alkan.