Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Şubat '09

 
Kategori
Siyaset
 

Monşer mi? Fatih mi?

Monşer mi? Fatih mi?
 

RTE acaba terör örgütü hamasın hamiliğini mi yapıyor?


Davos'da sergilenen gösteri aslında ilk anda belki de milli gururumuzu okşamadı desek yalan olur. Ancak bunu yapan kişinin geçmiş sicili bize bu gösterinin pek de yararlı olmayacağını göstermektedir. Olsa olsa iç siyasette prime yönelik bir hareket olarak algılamamız daha yerinde olur. Nitekim havaalanındaki karşılama ve orda yapılan konuşma bunun bir kanıtıdır. Haklıyım demek ki bu şovun bir iç siyaset mezesi olmadan öteye gidemeyecektir.

Geçmiş sicili bize RTE hakkında bu şovun ne anlama geldiğini daha iyi gösterecektir. Kıbrıs konusunda Rauf Denktaşı yalnızlaştırdığı ve çözümün önündeki engel olarak gösterdiği, ve kendi deyimi ile dünyanın hamasa tanımasını istediği şansı, o Denktaşa tanımamıştır. Kaldı ki, haklı kıbrıs davamızda nerdeyse hiç bir arap ülkesinden destek gelmemesine karşın, bizim Gazze için herkesten öne atılmamız ve bunu da yaparken ülkenin gelecekteki menfaatlerini de kaybetme bahasına bunu bir de şova dönüştürme hangi akıllı politikacının veya dış politika danışmanlarının işidir acaba? RTE nin bölgesel oalrak uygulamaya çalıştığı domino teorisi bence bumerang teorisine dönüşmüştür artık.

Çünkü bugün girmeye aday olduğumuz AB nin terörist örgütler listesinde yer alan hamas ve pkk nın ne farkı vardır. Bu şovu yapmadan ve hamasa hami olmadan önce bunu düşünmek gerekirdi. Yarın kalkıp birisi "o halde sende pkk ya bir şans tanı "demez mi? Zaten tavizler verilmeye başlandımı sonu gelmez o da ayrı konudur.

11 mayıs 1977 Tarihinde Başbakan Süleyman Demirel, ABD Başkanı Jimmy Carter ile, Londra'da yaptığı özel görüşmeyle ilgili olarak Milliyet Gazetesine verdiği özel demeçte, «Amerika ve NATO ilişkilerindeki çizgimizi gösterdim. Türkiye'nin boyun eğecek bir ülke olmadığını belirttim»dedi ve ülkeye dönüşte fatih gibi karşılandı. Demirel ki ; bunu diplomatik sertlikle yaptı gerçi kasımpaşalı üslubu ile değil. Ancak yaklaşık bir ay sonra yapılan genel seçimlerde Adalet partisi ancak 2. parti oldu.

Şu anda RTE büyük bir zafer sarhoşluğu içindedir. Nerdeyse tüm ortadoğu ve İran aslansın, kaplansın türünden mesajlarla hala gaz vermeye devam ediyorlar. Ve Türkiye başbakanı da kendini Osmanlı sadrazamı gibi görüyor ve hala o bölgelerde hükümranlığımız var sanıyor galiba. Ama unutmaması gereken bir şey var, o da birinci dünya savaşında ingilizlerle birlik olup bizi arkadan vuranlarda bunlar değilmiydi?

Netice itibarı ile RTE katıldığı ve bir daha katılmayacağını beyan ettiği WEF (dünya ekonomi forumu), bilderberg öncesi hazırlık toplantısı olduğu ve bir yahudi lobi örgütünün bir parçası olduğunu bilerek de gitmiş olmalı ve bu ve buna benzer örgütlerin dünya ekonomisini yöneten ve her türlü gücü elinde tutan çok uluslu sermayenin örgütü olduğunu da göze alarak şovunu yapmıştır umarım. Çünkü bu tür örgütleirn ne yapacakları pek belli olmaz ve yaptıklarında da farkına varıncaya kadar iş işten geçmiş olur. İşte monşer olmak burda önemli sayın RTE, her zaman fatih olursunuz ama monşer olmazsınız. Bu iş birikim ister, art niyet yoksa, deneyim ister ve sadece yürek işi değildir. O yüreği destekleyecek ekonomik güce de erişmiş olmayı gerektirir.

Bekleyip göreceğiz hep birlikte ........

 
Toplam blog
: 66
: 725
Kayıt tarihi
: 24.01.09
 
 

1976 yılına kadar Adana'da yaşadım. Lise tahsili sonunda Ankara'ya geldim ve halen Ankara'da yaşı..