Monşerlerin âdetini pek bilmem!

Başbakan Erdoğan, Davos dönüşünde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:

“Ben bazı emekli diplomatların anladığı dilden konuşmam. Ben diplomasiden gelmiş birisi değilim.

Ben siyasetten gelmiş birisiyim. O diplomatların, hele hele monşerlerin âdetini pek bilmem. Bilmek de istemem. Sadece ben Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk milletinin onurunu A’dan Z’ye sonuna kadar korumakla mükellef olduğumu bilirim. Ben bir kabile reisi değilim. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’yım. Yapmam gereken neyse onu yaparım, onu yaptım. Bundan sonra da onu yapmaya devam ederim. Bu benim karakterimdir.”

* Peki sayın Başbakan, monşer diye isimlendirdiğiniz emekli büyükelçilerimiz onurlarıyla hareket etmediler mi?

* Siz onların anladığı dilden konuşmayabilirsiniz, çünkü yabancı dil bilginiz, "van minit, van minit!" demekten öte gidemiyor. Onların çoğu görev yaptıkları ülkenin dilini veya İngilizce lisanını biliyorlar.

* Büyükelçiler de sizin Dışişleri Bakanlığınızın görevlileri. Niçin onları küçümser şekilde bir ifade kullanıyorsunuz?

Emekli monşerlerimizden üçü “Monşerlerin âdetini pek bilmem” diyen Erdoğan’a tepki gösteren emekli büyükelçiler, “Bu tutumun tamiri yine mesleklerinin icabını yerine getiren monşerlere düşüyor” dedi.

Eski Dışişleri Bakanı İlter Türkmen ve emekli büyükelçiler Ahmet İsmet Birsel, İnal Batu, Uluç Özülker, Onur Öymen, Yalım Eralp ve Mustafa Akşin başbakanımızın bu sözlerine tepki göstererek üzüntülerini belirttiler.

Emekli Bonn Büyükelçisi sayın Onur ÖYMEN'in sözleri dikkate değer:

"Başbakan’a yakışmayan bir söz. O küçümsediği diplomatlar, Başbakan bisküvi ticareti yaparken, Türkiye’yi temsil ediyorlardı, hayatlarını tehlikeye atarak mücadele ediyorlardı."

Bu konu ile ilgili haberi milliyet.com.tr'de okuyabilirsiniz.

Politikacılarımız kaş yapacağım derken göz çıkarma huylarından ne zaman vaz geçecekler acaba! Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devletini temsil ettiklerini unutuveriyorlar bazen. Ülke içinde birbirleriyle dalaşmaları yetmiyormuş gibi, bunu yurt dışına da taşımaya başlamazlar, başbakanımızı örnek almazlar inşallah!

Devletimizi yurt içinde ve yurt dışında başarı ile temsil etmiş insanlarımıza düşman gibi davranacağımıza, onları baş tacı etmeliyiz. Bir kısmını "Ergenekoncu" diye hapishanelere yerleştirdik, bir kısmını da "monşer" diye harcamaya başladık. Merkez Bankası'nın bozuk para basmasına gerek yok, bizler nasıl olsa insanları harcıyoruz bozuk para gibi...

Başbakanımız üslubuna dikkat etmeli, kavgacı huyunu bir an önce yumuşatmalı!

Mustafa Mumcu, 31 Ocak 2009 / 23:20