Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '16

 
Kategori
Dünya
 

Montrö Boğazlar Sözleşmesi gerçeği

Montrö Boğazlar Sözleşmesi gerçeği
 

Montrö Boğazlar Sözleşmesi


Zaman zaman gündeme gelir herkes bu konuda kahve sohbetlerinde, camilerin çay ocaklarında ve Ülkemizin bilumum sosyalleşme mekânlarında hararetli konuşmalar yaparlar, sanırsınız ki konuşanların hepsi konuyu, ansiklopedilerden, internetten, kütüphaneden araştırarak oluşturdukları,  edindikleri bilgiler üzerine kurmuşlar. Ama hayır onların bilgi kaynağı TV’da yüksek sesle konuşan bir siyasinin sloganı, ya da kahvede okuduğu sulandırılmış, konsolide etme amacı güden ahlakı düşük medya paçavrasında Cumhuriyet kurucularını alt etmek adına birkaç cümleden ibaret hezeyan notlarıdır.

Konu mu nedir? Boğazlardan tankerler sıklıkla geçebilir mi? Türkiye bunları engelleyebilir mi?, Montrö buna engel midir?, değil midir? Türkiye’nin yetkileri nelerdir? Montrö anlaşmasını süresi dolmuş mudur? Sözleşme süresinin dolması sonrasında Türkiye’nin boğazlar üzerindeki egemenlik hakları sona mı erecektir? 2023’te ise sözleşme fesih mi edilecektir?

Öncelikle Uluslararası boğazın ne anlama geldiğini açıklayalım. Uluslararası boğazdan kasıt, dar suyolu, iki açık deniz kesimini ya da iki ekonomik bölge kesimini ya da bir devletin karasularıyla açık denizin bir kesimi ya da özellikle ekonomik bölgenin bir kesimini birleştiren dar ve doğal suyoludur. Bunlar Uluslararası ulaştırmada kullanılan doğal olarak oluşmuş dar suyolları olup, bu suyollarının Uluslararası ulaştırmada kullanılması yeterlidir. Dünyada, bu tip çok sayıda suyolları mevcuttur.

Boğaz geçişinde üç tür rejim uygulanmaktadır; Bunlardan birincisi, ertelenemez ve erteleme zararsız geçiş rejimidir. Yani boğaz devletinin kıyı devletinin barışına, düzenine, güvenliğine aykırı olmayacak şekilde serbestçe geçişi ifade eder, erteleme zararsız geçişin, ertelenemez zararsız geçişten farkı ise boğazlar üzerinde uçuş hakkı, sivil ve askeri uçaklar bakımından söz konusu olmamasıdır.

Transit geçiş rejimi denilen rejim ise, iki açık deniz kesimini ya da iki bağımsız ekonomik bölge kesimini birleştiren ya da uluslar arası ulaştırmada kullanılan boğazlarda uygulanan rejimdir. Bu rejim birinci boğaz geçişe göre daha çok serbestliği içeriyor. Transit rejim geçişinde sivil ve askeri uçaklar boğaz üzerinde önceden izin almadan ve ihbarda bulunmadan uçma hakkına sahiptirler.

Bunların dışında ise üçüncü bir boğaz geçiş rejimi uygulanmaktadır ki özel rejime tabi olan yani öteden beri süreli anlaşmalarla geçişin düzenlenmiş olduğu boğazlardır. İşte bizim boğazlarımız bu çerçevede üçüncü gruba dâhildir. Birleşmiş milletler deniz hukuku 1982 sözleşmesinde bu tür boğazların geçiş rejimleri saklı tutulmuş, yani bunların mevcut hukuki pozisyonlarını ve uygulamaların devam edeceği belirtilmiştir.

Montrö sözleşmesi herhangi bir şekilde ortadan kalkarsa, sözleşmenin 28.maddesi çerçevesinde devletlerden herhangi birisi Fransa’ya (depoziter devlet olduğu için) fesih ihbarında bulunursa, o zaman yeniden bir sözleşme yapılması gerekirse, konferans toplanmalıdır. İşte yapılacak bu toplantıda diğer iki boğaz rejiminden hangisi uygulanacaktır. Özel rejime tabi boğazda geçiş koşullarının değişiminin değişmesi tartışma konusunu oluşturacaktır.

Dünyada; Montrö rejimi ile kıyaslanmayacak kadar boğaz devletine yetki veren, başka bir özel rejimli boğaz yoktur. Montrö feshedilirse yeni bir sözleşme yapılması gerekirse ne olur? Türkiye’nin “hayır” demesi halinde hiçbir sözleşme metninin kabul edilmesi mümkün değildir. Sözleşmede buna ilişkin hükümler vardır; zira bu kararın 14. ve 18. maddeler dışında oybirliği ile alınması gerekmektedir. 28. madde çerçevesinde bunu değerlendirirsek; yeni bir konferans toplamak için oybirliği kararı alınması gerekmektedir.

Boğazların sahibi olarak Türkiye’nin de “hayır” diyeceği bir kararın alınması mümkün görünmemektedir. Şunu açık bir şekilde ifade etmek gerekirse “Montrö biz izin vermedikçe ortadan kaldırılamayacaktır.”

Ülkemiz, kendi kanunlarıyla düzenlemeleri çerçevesinde, normlar hiyerarşisindeki uluslar arası hukuka uymak kaydı ile zabıta yetkisi de kendisinde olduğundan istediği düzenlemeyi yapabilir.

Montrö’nün daha anlaşılır olması için Lozan’a bakmak gerekir, Lozan antlaşması ile tüm adalar gayri askeri hale getirilmişti. Boğazlar için ise Boğazlar komisyonu adı altında bir komisyon oluşturulmuş, boğazlar için harp ve barış zamanında geçişlere göre bir düzenleme getirilmişti.

Atatürk’ün o üstün politik dehası ile Montrö sözleşmesi, barış için yapılan Cumhuriyet tarihinin en büyük zaferi sayılabilir. 1933’te şartların esaslı bir surette değiştirmesi prensibi çerçevesinde Lozan anlaşmasına ek boğazlar sözleşmesi yürürlükten kaldırılarak, Türkiye’nin kendi güvenliğinin kendisi sağlaması noktasında Boğazlarının güvenliğinin, denetiminin Türkiye’ye verilmesi diğer devletler tarafından da kabul edilmiştir.

Amerika, bu sözleşmeyi değiştirmek istiyor gibi sözler dolaşıyor, sözleşmeye taraf olmayan bir devletin sözleşmeyi değiştirmesi mümkün mü? Değil. Ama uşakları var diyelim, onlar (örneğin, Romanya, Bulgaristan, Gürcistan) üzerinden hareket edebilir, bu konuda ise Ülkemizin asla ön adım atmaması çok dikkatli olması gerekmektedir.

1936’da imzalanan sözleşmenin süresi 20 Temmuz 1956’da bitmiş, sözleşmeyi imzalayan Devletler Sözleşme’yi değiştirmek için girişimlerde bulunmuşlar ancak başarılı olamamışlardır. Süresi 20 yıl olan bir sözleşmesinin bu güne kadar değiştiril(e)memiş olması, Ülkemiz açısından bir başarıdır. Kazanılmış haklarımızı geri vermemek adına bizimde oyumuza ihtiyaç duyulan değişikliklere imza atmazsak sorun yok. Neymiş efendim kulağımıza küpe edelim, Montrö 20 yıllık bir sözleşme olmasına rağmen değişiklik için oy birliğine ihtiyaç duyulan bizim lehimizde sert bir maddesi vardır. Montrö sözleşmesi ile;

-Boğazlar komisyonu kaldırılıp görevleri tamamıyla Türk Devleti’ne bırakılmıştır.

-Boğazlarda askersiz bölüm kaldırılarak, Türklerin buralarda diledikleri kadar asker bulundurmaları ve tahkimat yapmaları kabul edilmiştir.

-Savaş gemilerinin geçişi zaman ve ağırlık bakımından sınırlandırılmıştır.

-Ticaret gemilerinin her iki yönde Boğazlardan geçişi serbest bırakılmıştır.

-Türkiye savaşa girer veya bir savaş tehlikesi ile karşı karşıya kalırsa Boğazları istediği gibi açıp kapayabilme hakkına sahip olmuştur.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile;

-Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki egemenlik hakkını sınırlayıcı hükümler kaldırılmış ve tam egemenlik sağlanmıştır.

-Türk, Sovyet ilişkilerinde ayrılığın ilk adımı atılmıştır.

-Boğazlarda asker bulundurmasına olanak sağlanması ile Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki durumu güçlenmiştir.

-Türkiye’nin uluslar arası platformdaki saygınlığı artmıştır.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile;

Süresi dolduğu halde, günümüzde de geçerliliğini sürdüren bu sözleşme, dünya barışının en önemli dayanaklarından birini oluşturmaya devam etmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti yaşadıkça, Ülke doğru yönetildikçe Montrö sözleşmesi ile Türk Boğazları kayıtsız şartsız Türkiye Cumhuriyetinin egemenliğinde kalmaya devam edecektir.

Nizamettin BİBER

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..